hani derler ya, korktuğum başıma geldi, diye. onun için korkmamak gerek belki ama ne o söylenen söz mantıklı ne de korkmamak elimizde. akışına bırakmak en iyisi. kısmet değilmiş dersiniz olur biter. hep öyle olmuyor mu? zaten.
kaybedilmeden gönüllü yitirmeye alıştırır insanı. dökülenleri yakalayamayacağını biliyorsun, kucak kucak fırlatıyorsun sokaklara. sonra daha çok sahip olup, daha çok yitiriyorsun. kaybetmemek için, evvelden vazgeçiyorsun.
öyle ki; olmasını isteyecek düzeye gelebilir insan. zira o duyguyu yaşatabilecek yoktur yanında. kafasında bile öyle bir insan yoktur. o korkuyu yaşamasına sebep olacağı insanı bulamaz yazar. çevrende kaybetme korkusu hissetmeyi dahi isteyebileceğin birinin olmaması çok kötü be sözlük. Koskoca dünyada peşinden koşulacak bir kafa dengi insana rastlanılmaz mı?
o kadar çok insan kaybetmişken hele ki bile isteye.şimdi birine yaklaşmanın bile zor gelmesine sebep olandır.biri olsa sana yaklaşsa kaybetmemek için tüm varlıgınla mucadele edersin o konuma geliyorsun ya da tam zıttı kaybetmenin bi önemi yok, yaş ilerledkçe korku azalıyordur.