Karadeniz'de yemek kültürü fazlasıyla vardır sevgili öküz.
Ama olayı doğu ve batı karadeniz diye ayırmak da gerekir.
Her iki tarafta da zengin bir yemek kültürü vardır fakat doğu tarafın benim damak tadıma uymamakta.
anadan da babadan da laz biri olarak, kısmen katıldığım önerme. mutfak yok ki bizde. yani doğunun mutfağı kadar çeşitli, baharatlı da değil, Ege'nin gibi mezeleri almış başını gitmiş de değil. kendi halimizde takılıyoruz işte. zaten o bol oksijenle ne yesen cennet meyvesi gibi. minciyi yanında şuka ile yemek vardı şimdi. ha bir de, hamsinin baklavasını yapmıştı biri. mutfaksızlıktan ölmesek bari.
sahil şeridindeki iller için geçerli olan önerme.adamlar hamsiden ve kara lahanadan başka bir şey bilmiyor ha birde mısır unu onun dışında ne bir yemek kültürü nede farklı bir şey var.Bu arada iç kısımdaki il ve ilçeleri bundan ayrı tutmak lazım zira iç Anadolu ve doğu anadoluya yakın olan illerde ve ilçelerde azda olsa var bir yemek ve mutfak kültürü.
Bu tespiti sulu yemek kültürü olmaması olarak değiştirmek isterim.
Evet sulu yemek kültürü özellikle egeye kıyasla çok zayıf.
Trabzonda kaldığım dönemde yöreyi ve insanları tanıdığım kadarıyla bunun sebebi kadınların çok çalışmasıdır. Yemek kültürünü geliştirmek adına Evde vakit geçiren kırsal kesim karadeniz kadını yok denecek kadar azdır. Hepsi tarlada bahçede erkeklerden çok çalışır.
Zaten mevcut yemekleri bile efsane fazlası olmasa da olur.
mutfağıyla hiç gündeme gelmeyen mersin mutfağıyla karşılaştırınca bile doğruluğu ortaya çıkmaktadır. Nerede mersin tantunisi, mersin usülü ciğer, mersin künefesi, börek, sıkma, batırık, cezerye, nerede yağlar içinde yüzen kuymak. Ama yukarıda Allah var hamsisi güzel, o da denizinden çıkıyor zaten, mutfağıyla pek alakalı değil gibi.
Kesinlikle katıldığım olay. Bir karadenizli olarak sebze kültürü ağır basan, hatta sebzelerin içinden de en büyük payı kara lahananın aldığı (lahana dövmesi, lahana kızartması, pirinçli lahana, lahana dolması) bir mutfağımız var. Ulan balık çıkıyor bari balık kültürü olsun, yok arkadaş o da kısıtlı. Hatta o kadar kısıtlı ki, balığın türlü türlü yemeği yapılıyor (buğlama, tavalama, hamsi kuşu, ızgara, hamsili pilav, kaygana) dikkat et hepsi hamsiyle yapılıyor. Şimdi hemşerilerim bana kızabilir ama antep'e, urfa'ya, adana'ya veya malatya'ya gidince anlarsınız ne demek istediğimi. Onun haricinde iyi ki doğmuşum dediğim bölge. Yemesekte olur be.
E kultur var o kadar da degil . Tabi cesit kisitli kime sorsan ilk uce hamsili pilav buglama-muhlama misir ekmegi der gecer . Bi guneydogu degil orasi garantidir . Baslikta gomeriz mantigi var ama troll varsaymak daha mantikli .61liler ezmeden arazi olunuz .
karadenizin yemek kültürünün aç kalmamak, en zor şartlarda bile hayatta kalabilmek üzerine olmasından kaynaklanmaktadır. zira kıtlık dönemlerinde bile karadeniz halkı bundan hiç etkilenmemiştir.
sebeplerine gelince:
1- Karadeniz'de herkesin aklına geldiği üzere balık kültürü çok gelişmiştir. Ayrıca çok az miktarda bir balıkla bile bir ailenin doyabileceği bir biçimde "buğlama" veya "hamsi pilav" tarzı pişirme ön plandadır. Izgara ve kızartma pek tercih edilmiyor.
2- Bizim pancar dediğimiz kara lahana, her iklimde, her koşulda yetişebilir. Karadenizliler pancar çorbasını çok sever. Ben bayılırım hatta.
3- Isırgan çorbası ve türevleri dikmeye bile ihtiyaç olmayan bir bitkiyle yapılır. Tabi ki içine dünyanın en verimli bitkisi olarak görülen mısırın unu ve taneleri de eklenir.
4- Karadeniz'de kışın rahat etmek adına aklınıza gelebilecek her şeyin turşusu yapılır. Mesela yazın karadeniz'de kiraz ve erik ağaçları o kadar çok meyve verir ki, dalı kırar. Kiraz turşusunu soğanla kavurup yeriz. Üstüne yumurta kıran bile gördüm.
5- Tabi ki verim ve kıtlık denildiğinde akla ilk şey ekmektir. Karadeniz ekmeklerini anlatmaya pek lüzum yok.
6- Mısırın verimliliğinden bahsetmiştim. haliyle mısır ekmeği ve mıhlamadan (guymak, yağlaş) bahsetmemek olmaz.
Kısacası biz, yemek için yaşamaz, yaşamak için yeriz.