esine değil topluma güvenmekten de mütevellit olabilir. çoğu kadının eşi, ortalama gelir düzeyinde insanlar olduğu için, çapkınlık aldatma vs işler de, biraz para kazanan adamın harcı olduğu için, kadınlarda bir '' zaten yapamaz ki '' eminliği de oluşmuştur belki de. bir de üst gelir grubunun kadınlarına bakın, eve tonla para getiren kocalarına başka biri kancayı takmasın diye, eşlerinin gözü dışarıya kaymasın diye ne şirinlikler, ne güzellik merkezleri..
45 yaşına gelmiş bir bayanın 50 yaşındaki eşi için 25 yaşındaki kadınlar ile rekabet edemeyeceği gerçeği ile ters düşen inançtır. tabi kadın sharon stone yada demi moore falan değilse.*
eğer gerçekte eşi öyle biriyse doğru olan inançtır. ha farklı birine çattıysa artık bu inanç, boş bir inanç olup çıkar. gene de bunu bir genellemeyle her erkeğin aldattığına yorumlamak saçmalıktır.
sarsılabilir bir inanç olsa dahi aksini düşündürtecek bir şey ile karşılaşmadığı sürece artarak devam edecektir bu güven. heleki etrafta eşlerini aldatanları görüp duydukça daha bir şükür edecektir haline. keşke herkes bu inancı taşısa içinde. ne o, kadınlar şüphe duysalar kocalarından daha mı iyi olurdu? adamın aklında yoksa dahi aklına düşüreceksin demez mi büyükler hem? "eşim beni her an aldatabilir" diye düşünse dar ederdi tahminimce dünyayı hem eşine hem kendine.
en bilindik laf "bu hayatta her şey gelebilir insanın başına". eşi tarafından aldatılmayacağına inanan kadın duymamış mıdır bu lafı sizce? haberi yok mu dersiniz dünyadan?
belki hiç aldatılmayacak. belki buna inandığı vakitlerde çokça kez aldatıldı, ruhu duymadı. kime ne kötülüğü var bu inancının? saf mı oldu salak mı oldu kadın buna inandı diye zamanında? kim eleştirebilir bu kadını kocasına inandı diye?
şüpheci olmasındansa, ortada hiçbir şey yokken kıskançlık krizlerine girmesindense keşke her kadın bu denli güvenebilse eşine. bakmayın bunu söylerken kocasına güveniyor gibi gözükse de kadınlar kendilerine güveniyor aslında. ister yanılsınlar ister haklı çıksınlar her kadın taşımalı bu inancı içinde.
ego tatminidir.
ve kadin dilinde tersi dusunceyi, yani esim beni aldatiyor olabiliri simgeler.
genellikle kadin kendini bakimsiz, ve esinin onu cekici bulmadigini dusundugunde bu ego pompasi ortaya cikar.
kadin yillarca esi icin beklemis, kendini esine saklamistir. ama esi ihanet sinyalleri vermeye baslamistir. yillarca kendini hazirladigi hede, ellerinin arasindan kayip gitmektedir.
kendini esine saklamayan kadina kotu gozle bakilir.
kadin kendini bastirir, kendini aciga vurmaz, karakterini gelistiremez.
ve sonra bir gun kocasi yeni bir hatun bulur.
kadin aldatilir, sirtindan vurulmustur.
daginik bir aile, problemli cocuklar..
bosansalar mi daha iyi, yoksa bosanmasalar mi?
inancın doğruluğu eşe bağlıdır.
eşine sadık olmayan erkek en açık tabiriyle namussuzdur.
aynısı kadın için de geçerlidir.
üstelik, evlilik öncesi sadakat boyutu da vardır. evlendikten sonra eşini aldatan
evlenmeden önce bu nanelerin fazlasını yemiştir büyük ihtimal.
etrafa eşinin bu üstün yeteneğini anlatırken içten içe kendini kandırmadır. aslında kendilerinin pek de farkında olduğu fakat bunu bırakın başkalarına söyleyebilmeyi kendilerine bile itiraf edemedikleri bir gerçektir. acıdır, erkekler nedense ve hep doğalarına yordukları ya da gizlendikleri ve sığındıkları bu halleriyle tek eşliliği pek de sevmedikleri kanıtlamaktadırlar.
kimi kadınların sahip olduğu gönülden taktir edilesi, tertemiz, lakin, yanlış olan inançtır.
her erkek aldatır. bu durum, erkeğin eşine ve ailsine olan sorumluluk duygusundan bağımsız gelişir. gerek ve yeter şartlar sağlanmış ve erkek aldatma kıvamına gelmişse; geçmiş olsun.
evet! beynin gücü inkar edilemez, bir savaş; düşünceyle kurgulanıp stratejiler gerçekleştirilebilir lakin uygulayacak organ bulunmazsa pratiğe dönüşemez. onca hormona, cinsel organların diğer tüm organları örgütleyip, önü alınamaz bir ayaklanma çıkarmasına ve bünyeyi tir tir titretmesine karşı, beyin de çaresiz kalır. tüm enerji santralleri, silah ve mühimmat elinde olsa bile asker yoksa; kumandan neyle savaşacaktır.
kadının;
- hayvansın! rıza...
şeklinde tezahur eden haklı isyanında dahi erkeğin; doğal dürtülerine yenik düşebileceğine dair bir kabul edilmişlik hali vardır.
kabul edelim ki;
- hoş bir kadınsınız,
- eğitimlisiniz,
- zekisiniz,
- ekonomik özgürlüğe sahipsiniz,
- çok seviyor ve seviliyorsunuz,
partnerinizin bünyesinin tanımadığı ve doğal olarak antikor geliştiremediği bir takım bakteri yada virüsler salıyordur o. ya da ne bileyim, erkeklik hormonu ile cinsel organları arasındaki reaksiyonu tetikleyen bir tür gaz halinde katalizör salgılıyor olabilir.
- beklenen sonuç kaçınılmazdır.
bunca şeyin anlatılmasından maksat şudur ki;
- erkek, nihayetinde doğal bir varlıktır. ne denli akıl-mantık sahibi olmaya çalışsa da yeri geldiğinde, yine doğal olarak dürtülerine yenik düşmek üzere formatlanmıştır.