bugün

asghar farhadi nin yönettiği berlin altın ayı ödülünü alan 2011 iran filmi.

boşanmak üzere olan ama çocuklarının velayeti konusunda ikileme düşen bir çiftin öyküsünü anlatıyor.

bu yılın en çok ses getirecek filmi gibi görülüyor.

http://www.imdb.com/title/tt1832382/
13. eskişehir film festivali'nde izlediğim, iyi insanların iletişimsizlik yüzünden birbirine düştüğü, sareh bayat'ın performansıyla ruhumuza dokunduğu film.
imdb'de 8.6 basamagina yerlesmis, altın ayı alan ilk iran filmi. asghar farhadi filmi hicbir destek almadan bu filmi cekmis. turkiye'de cinebonus sinemalarinda vizyona girdi. yavas yavas bilinmeye basliyor turkiye'de de. dram turunde. sarsici oldugu soyleniyor. filmin suresiyse 123 dakika.

oyuncular;

(bkz: leila hatami)
(bkz: peyman moaadi)
(bkz: shahab hosseini)
(bkz: sareh bayat)
(bkz: sarina farhadi)
imdb'de top 250 arasina girip cikiyor. bir ara 9/10 araligina gelmisti. modernist iranlilar filmi iyi bulurken iran'in muhafazakarlari jodaeiye nader az simin'e elestirel bakiyor. asghar farhadi'nin darbareye elly'den sonra bu filmle suphesiz sukse yakalayacagi da asikar.
asghar farhadi'nin yönettiği mükemmel bir film. ben hiç bir film de bu filmi izlerken hissettiklerimi hissetmedim. bak o kadar iddialı bir laf söylüyorum. çok basit bir konudan bu kadar üst düzey bir senaryo çıkarmak nasıl oluyor, yemin ederim anlamış değilim. hiç bir filmin olmadığı kadar gerçekçi. hiç bir filmin olmadığı kadar inandırıcı. ve oyunculuklar fevkalade . diyaloglar mükemmel. bir film de ne olması gerektiğini bu filmi izledikten sonra anlıyorsunuz zaten.

ps: hacı bu film hollywood'dan, brezilya'dan, arjantin'den, avrupa'dan, rusya'dan, çıksa yemin ediyorum türk sinemasını bu kadar sorgulamazdım. ama böyle bir film affedersiniz k*çımızın dibinde ki bir ülkeden çıkıyorsa hem de küçük gördüğümüz bir ülkeden çıkıyorsa, tutupta kimse bana bundan sonra türk sineması böyle iyi, şöyle güzel diye gelmesin. iran sinemasının bizden üstün olduğunu zaten biliyordum ama bu kadar fark olduğunu yemin ediyorum bilmiyordum. yazık.

puanım: 8.3
nader ve simin'in ayrılığın öyküsü ama film bize bundan ziyade; inancın her insandaki yansıyışını, ahlak kavramını ve aslında hiçbir olayda net suçlu olmadığını seyirciyi de filme katarak anlatmaya çalışıyor. film ayrılık olayının üstünden çok gitmeyip, alt metinde yaşlı babanın bakımı ve bundan da ziyade iki aile ve bunların gözünden haklıyı ve haksızı bulma çabasını güdüyor. bu çaba içerisinde ise ahlakın, haklılığın kişiden kişiye değişen olgular olduğunu aktarmaya çalışıyor. başarılıda oluyor bunu yaparken bu da gerek diyaloglar, gerekse kameranın açısıyla çok rahat başarılabilmiş. kameraya oynanmamış bir doğallık var filmde. sanki oyunculardan habersiz gizlice çekilmiş izlenimi uyandırıyor seyircide. film; oyuncular, yönetmenin başarısı ve senaryosuyla bazı şeyleri sorgulatmayı, bazı şeyleri izleyicinin vicdanına bırakmayı, izleyenlerin üzerinde müthiş bir sorgulama hissiyatıyla birlikte oluşturuyor.

not 1: film berlin film festivalinde altın ayı kazanmış.
not 2: ülkemizde 2.uluslararası malatya film festivali kapsamında gösterime girmiş.
edit : yanlış bir bilgi düzeltildi.
iran sinemasının hatta dünya sinemasının şaheseri sayılabilecek film.konu itibariyle tam bir çelişkiler yumağı, kör düğümler keskin açmazlar ..bir yandan boşanma arefesindeki çift buna karşın ortada olan bir çocuk beri tarafta yaşlı alheizmer hastası büyükbaba ve tüm bu olayların merkezinde içinde ve dışında düşük yapan ve bundan evin sahibini sorumlu tutan bir hizmetçi...ve en sonunda kur'an'ın hakemliği ve dananın kuyruğunun koptuğu an ..öbür tarafta mahkeme salonu ve çocuğun velayetinin kime verileceği merakayla bekleyen bir çift ..tüm bunlara şahit olan şahesere şahitlik eden sinemasever...
bir ayrılık olarak türkçeye çevrilmiş film.
altın ayı film ödülünü ve oyuncu ödüllerini toplamış bir film elbette belli bir kalite vadediyor ama avrupa film ödüllerindeki sanatsal filmlerin prim yapması çerçevesinde bazen karşılaştığımız izlenebilirlik açısından sıkıcı türlerden değil.

senaryo abartısız gerçekçi ama olay örgüsünü devamlılığını merak ettirecek ilginçliğe de sahip. oyunculuklar küçük oyuncularda dahil karakterlerle bütünleşmiş. yer yer dedektif gibi hissediyorsunuz kendinizi yer yer gözünüzün önünde gerçekleşen olaydaki detayı görememekten esef duyuyorsunuz. ahlak kavramı, gurur, doğrular içerisinde daha doğru olan, yalanlar içerisinde daha masum olan gibi çelişkiler içerisinde kalmıyorda değilsiniz. çünkü abartılı bir karakter yok filmde herkes kendine göre biraz haklı.

filme yakışmış olan müzik kullanılmaması ve seslerde de taviz verilmeyen realizm övgüye değer olmakla birlikte yine de bazı sahnelerde müzik kullanımı kesinlikle filme popülarite katardı. şahsen ben biraz müzik aramadım desem yalan olur. kesinlikle sinema açısından önemli bir yapıt ama şuna da eminim film izlerken derinlik aramayan bir çok insan için konu kısır görülecektir. filmde eksik gördüğüm unsurlardan biri de dramı abartmamış olması yönüyle güzel ama içine biraz daha gülümseme katacak bir iki diyalog olabilirdi. bence komik gelen 14 yıllık evliyiz ve kal demedi kısmı gibi subjektif yorumlarla az bir komedi devşirmek olası ancak ama onda bile erkekteki gururu sorgulamaya başladığınızda geri dönüp gülmesemde olurmuş diyebiliyorsunuz.
yılın en iyi filmi.
http://www.nezlelikarga.b...alse-false-tr-x-none.html
tokat gibi film. izlerken tokat manyağına dönüyor insan. iran sineması'na saygı duyuyor.
sinemanın sadece aksiyondan ve görsel efektlerden ibaret olmadığını bize bir kere daha öğretmiş filmdir.

filmde insanın gözüne en çok çarpan olgu muhtemelen aşmış derecedeki oyunculuklardır. roller oyuncular tarafından öyle güzel icra edilmiştir ki, kendinizi bir filmden ziyade bir gerçekliğin içinde buluveriyorsunuz. yapmacıklıktan ve basitlikten uzak, insanın içine işliyor. bu film sanki gerçek hayatları gizli bir kamera ile izleme hissi uyandırdı bende. en büyük başarısı buydu bence.

altın ayı ve altın küre'yi kazanmayı başardı. amerikan film endüstrisi taraflı davranmazsa eğer oscar ödünülünüde muhtemelen kapacak. ve hakettiğini almış olacak.
çok güzel film. kesinlikle izlemeye değer. özellikle sonu müthiş. hayran kaldım.
Bambaşka bir film doğrusu bir ayrılık. sinemada gözümüze sokulan klasik iyi kötü kavramları, iyinin mutlak iyi kötünün mutlak kötü olduğu yalanı yok bu filmde. çünkü hayatın kendisini sinemalaştırmış asghar farhadi.

--spoiler--

hizmetçi kadının çaldığı sanılan para aslında 1 kat daha yukarıya çıkarılan piyanoya ödenen ekstra ücretti.

--spoiler--
şu sıralar iran'ın gündemine oturmuş film. rejim yanlıları filmin oscar'a gönderilmesine karşı çıkıyor çünkü bunu amerika'nın siyasi bir hamlesi olarak görüyorlar çünkü filmde gösterilen iran'ın onların görmek istediği iran olduklarını düşünüyorlar. bizdeki orhan pamuk olayını hatırlattı bana.
yılın en çok konuşulan filmi. evet iran sineması cidden iyi yolda.
film de çok güzel. bu kadar derin ve bu kadar çok kavram sadelikle çok başarılı işlenmiş.
ama etrafı kasıp kavuracak, ödülleri süpürecek kadar da muhteşem mi; emin değilim açıkçası.
son zamanlarda izlediğim en sürükleyici film ve ayrıca bir şeyler anlatma derdi de söz konusu:

--spoiler--

başroldeki erkek karakterin iran ı terk etmeme gerekçesi alzheimer olan babası. karısı 'baban senin kim olduğunu bile bilmiyor' dediğinde adamın cevabı 'ben onun babam olduğunu biliyorum' oluyor.
bu diyalog bana hasta babanın iran ı simgelediğini düşündürdü. ülke hasta ve bizi tanımıyor olsa da biz onun bizim ülkemiz olduğunu biliyoruz ve bu ülkeyi seviyoruz. ve de terk etmeyeceğiz.
kadınların değişime ve yeniye daha elverişli, erkeklerin ise daha gelenekçi ve muhafazakar olduğu konusundaki fikrimi de desteklemiş filmdir.
bir de filmden 'her ne yapıyorsak bunu çocuklarımız için de yapıyoruz' gibi bir sonuç çıkardım ki katılmamak elde değil.

--spoiler--
sonu belirsiz olan şeyleri hep sevmişimdir. tıpkı, yaşadığımızın hayatın kendisi gibi. gerçekçilik; bu filmde iyi bir şekilde gösterilen şey işte bu. belki de masallardan sıkıldığımız için, artık bu tür filmleri hep seviyoruzdur. on iki üzerinden on bir virgül sekiz.
twitter da A Seperation olarak gündeme gelmiş iran filmi. en iyi yabancı film oscarını almıştır.
oscarı aldıktan sonra steven spielberg'in hazımsızlık dolu bakışları dikkatlerden kaçmamıştır.
finale bakılırsa tam bir iran filmi. belli bir son yok, hayat devam ediyor, nefis.
şu kadar diyorum;

hani o oscar gecesi, orada en iyi filmler falan vardı ya? hikaye. yabancı film dalında oscarı alan bu film hepsinden iyiydi. neden böyle bir filmi oscarla açıkladım? onu da bilmiyorum. ama izlenmesi şart, resmen 2012 yılında 12 angry men tadında başyapıt yapmış adamlar.
az biraz önce izledim, gerçekten çok güzeldi. imbd den aldığı puanı sonuna kadar hak ediyor. konu olarak 'ulan adamlar ne yapmış be' denmese de senaryonun işleyişini oyuncular çok iyi yansıtmış. hizmetçi kadının ahlakı, çalışmaya geldiği ailenin durumu, nadar ın babasını bütün olumsuzluklara rağmen bırakmaması, kızının büyümüş de küçülmüş hali, iran'ın adalete bakış açısı, karı-koca ilişkisi gibi konuları gerçekten çok çok iyi işlemişler. şiddetle tavsiye edilesi naçizane bir film. hatta film bittikten sonra kendi inancımı bile sorguladım lan. ya da abartmış olabilirim tam emin değilim şuan.

bitirmeden önce şu repliği paylaşmak istiyorum(tekrar gibi olacak ama benim de hoşuma gitti, entryi giren arkadaşın affına sığınıyorum) :

--spoiler--

--spoiler--

simin

- baban alzheimer hastası ve onun oğlun olduğunun bile farkında değil!

naader

- olsun, ben onun babam olduğunu biliyorum.

--spoiler--

--spoiler--
(bkz: codayi-i nadir ez simin)

simin ve nadirin ayrılığı diye de çevrilebilir. öncelikle kadın-erkek ilişkisini en iyi anlatan bir filmdi. yalnız nuri bilgenin bir zamanlar anadoludası kadar olamamış. çünkü filmde tamamıyla konu üzerinde durulmaktadır. bu da hollywood sinemasına yakın bir şey demek. fakat nur bilgenin filmi daha bir sade ve özgün. özellikle panlar ve tilstler muhteşem kullanılarak filme ayrı bir doğallık kazandırmış. ayrıca nuri bilgenin bu defa bu filminde konu çok iyiydi. bazı öküzler görmeyerek yani oscara aday göstermeyerek ayp etmişlerdir kısaca diyebilirim ki nuri bilgenin hakkı yendi.
bir senaryo bu kadar mı tatlı işlenir. harika bir filmdir. izlemeyen utansın!
hala sonunu merak ediyorum.
tamam, orada ifade edilmek istenen şey başkaydı lakin merak etmek ayıp mı şimdi? kız kimi seçti? annesini mi babasını mı?