bugün

Marangozların ustalıkla hazırladıkları tahta parçaları eşliğinde oynanan ve dokundugunu çekmek zorunda oldugundan gozlem yetenegini ölçen, yıkanın dizmesi kuralıyla daha bir zevkli hale getirilebilinen eglendirici imece usulü oyun
pek bir eğLenceLi.eL yatkınLığı isteyen.bodozLama asLa oynanmayacak oLan oyun.rekLamLarında insanLar "jenga jenga jengaaaaaa" diye bağırıyorLardı *
(bkz: cengaver)
insan hayatını anlatabilecek derecede derin anlamlar yüklenebilecek kadar güzel bir oyun.
sizce de öyle değil mi? *

hayatımız jenga misali önce elde etmek, toplamak, biriktirmek ve üst üste dizmek yükselmek için çabalarız.

işte jenga hayat felsefesi burda başlıyor. insanın genlerinde olan doymama aza kanaat etmeme ve açlık duygusu yüzünden daha fazla yükselmek için aralarını boşaltırız..

sonrası mı? bir bakmışsın ben yokmuşum..!
hepsi birbirinin aynısı tahta parçalarıyla oynanan , dokunduğun parçayı çekmek zorunda olduğun , 30. kattan sonra işlerin zorlaştığı , 36. kata gelmenin toplum tarafından büyük başarı sayıldığı , kalabalık bir grupla oynanması halinde daha fazla zevk alınabilecek ve oynanırken en az bir defa grubun en gıcığı tarafından yıkılacak zavallı kule oyunu...
-hadi abi başla.
+bi saniye düşünüyorum.
-satranç mı oynuyoz lan!
(bkz: yaşanmış gerçek hikayeler)
emniyet kemeri takmamı mecbur kılan hız tutkunu yazar.
dobiş parmaklıların oynamakta zorluk çektikleri oyun. parmak girmiyor bir türlü. sürekli ikisini birden itiyor adam...
serkan şenalp'in link programında oynadığı güzel oyun. bir de bu tahta parçalarını en alttan çekmeye çalışırsanız (ortadaki tahta hariç) vay halinize.. nasıl olursa olsun oyunda siz yeniliyorsunuz.*
pek bi güzel oyun.

acaip de bi anısı vardır bende. student exchange ilen almanya'da heidelberg-walldorf'da okurkene, gardenia'dan almak istemiştik bu oyunu 4 kişi. ama oyun reyonunda sadece bir tane jenga vardı. soralım dedik belki 3 tane daha varsa depoda alalım. bayan bi yetkiliye sorduk ingilizce ve derdimizi anlamadı. ingilizce biliyor diye başka bir eleman getirdi, ona anlattık ve anlamadı, lan dedim bunda anlamayacak bir şey yok;

"theres just one jenga and we need more three of them."

en sonunda ne yapacağız diye düşünürken gittiler ve orada çalışan bir türk getirdiler; ona anlattık. yokmuş başka jenga. gittik başka yerden aldık.
(bkz: #5297190)
eğer deviren sizseniz acayip sinir bozucu olan oyun. ama ne olursa olsun hiç bir oyuna değişmem. *
bazen hayatla özleştirdiğimiz oyun.

hayat böyle geçiyor işte .. bazen jenga oyunu gibi bazen aceleci olmak koca bir hayatı altüst ediyor.
--spoiler--
(bkz: alper tanga giydi mi)
--spoiler--
soyu sopu hakkında kesin kanaat getiremediğim arkadaş.
reklamı vardı ben biraz da olsa küçükken ''jenga jenga'' diye bağırınca korkuyordum her reklamını görüşümde.
bir simetri hastasıyla oynanmaması gereken oyundur. aksi halde inme gelmesi muhtemeldir.
ilk şuku bastığım yazardır. (#1993644)
fiyat performans olarak güzel duruyor bu oyun.
oynarken kilitler.
görsel
birkaç hafta önce ablamın 45 tl ye aldığı dün elime geçen bim broşüründe 19 liraya satıldığını görünce sinirlendiğim zımbırtı.
oynarken çok zevkli fakat toplarken zulüm olan oyun.
az önce yıktığımda tutmak için kollarımı açtığım oyun.
Oynaması çok zevkli oyun. Ama çok pahalı amk.
sanayii de canı sıkılan marangoz çıraklarının icad ettikleri oyun.
Insan bu oyunu oynarken malzemeden çalan müteahhitler geliyor aklına. Bir parçanın eksikliği ve sonunda ne olacağını canlı canlı görüyorsunuz.
Her inşaat mühendisliği okuyan öğrenciye oynatılmalı. Şuur aşılanması açısından muteber bir dinlence.
Üniversite de ne oynadık be bu oyunu. Saçma ama adrenalin dolu bir heyecan.