bugün

Durmadan konuşuyor..
Bütün korkularım,bütün umutlarım..

Ve Tilki misali aklımda dönen düşünceler,

Sahi neden rahat bırakmazsınız ki beni..

Bak ne diyeceğim haydi 3 dediğimde susalim,
geceye karışsın sesimiz ve sadece uyuyalım..

Ah ah kime diyorum ki ben asıl rahat durmayan benim..
Düşünmeye tutkun olan benim..

Tanım mı,
insanın kendi kendine hindi gibi düşünmesi ve yine kendi kendine sinek gibi seslenmesidir..

Vız vız ..
Hiçbiri olmak istemezdim doğruyu söylemek gerekirse. Bazen hayret ediyorum. Çoğu şeye hayret ediyorum, kendime hayret ediyorum. En çok da içimde öldürdüğüm babama hayret ediyorum...
Yine doğruyu söylemek gerekirse babamı severdim. Sadece.. sadece bazen gözlerinin içine baktığımda kocama benzetirdim. Yani kocamın öyle olmasından korkardım. Hislerime güveniyorum ve beni yanıltmaz kolay kolay. Kanlı bir göz görsem asla yanılmam.
Belki hala korkuyorumdur. Zaten hayatta hep cesur görünüp korkan ben değil miydim?
Ağlamamanın güçlülük olduğunu sanıyor galiba etrafımdaki bazı insanlar. Ama aslında en çaresiz kişi hıçkırmayı beceremeyendir. Yine doğruyu söylemek gerekirse -bu gece zaten hep doğru söylüyorum- eskiden ağlardım. Mesela gözyaşlarının burnumun üzerinde izlediği yolu takip ederdim bazen de ona yol gösterirdim. Bu gece bir damla yaş geldi. Değişik bir duyguymuş çok sonradan ağlamak. Ama onun heyecanıyla sanki bütün olayı bozmuşum gibi hissettim kendimi. O yaşı da öldürdüm.
Kaç gündür çok katilim ben. Çocuklarımı öldürmeyi bile düşündüm. Ama sanırsam vicdanıma saygımdan bunu yapmadım. Evet, biraz bencilim de. Ulan diyorum annem vardı, annem şimdi gözümde kahraman. Önceden biraz da kördüm kabul ediyorum. Artık annem için daha çok dua edeceğim ve de kendim için. Çünkü korkaklar dua eder.
Aslında birgün savaşmayı denemiştim. O zamanlar çok ağlıyordum. Mesela şimdiki gibi gözlerim beynime kadar dolmuyordu. Mesela bir de artık yüreğim sızlamıyor. Bilmiyorum neden ama tüylerim diken diken oluyor. Elbet buna da bir bilimsel açıklama yapmışlardır lakin ben duygusuzluk diyorum. Çünkü duygu kalpte yaşanır. Benim bu yaşadığım duygusuzluktan başka bir şey değil...
Yazsana "iç-sesim"

Ve tut elimden,

Özlemin, özlemim olmadan.
Çocukken milli bayramlarda sunuculuk yaparken elime mikrofon verildiği anda "şimdi bir anda şarkı söylemeye başlasam ne olur acaba?" diye düşünmeme neden olan sestir. Sağolsun kendisi çılgındır, ben değilim.
aslında iç sesi bulandıracak dış etkenler etkilemese, her zaman dinlenmesi gereken şey.
çocukken bir tek bana özgü bir yetenek olduğunu düşündüğüm ses.*
alter egonuzun "abi o değil de sen beni dinle şimdi bak... " şeklinde konuşmalarından ibaret olan sestir. siz olmayan bir sizin kulağınızı fısıldamalarıdır. aklı karıştırır...

(bkz: iç ses diyalogları)
merhabalar haydar hocam. bugün size iç sesimle ilgili yaşadığım bazı sıkıntıları anlatacağım.

çok sinir bozucu bir iç sesim var. gerçi sinir bozucu olmayan bir iç ses var mıdır onu da bilmiyorum ama, benimki ayrı bir sinir bozucu.

iç ses dediğimiz şey nedir normalde? biz bir şey düşünürken, ya da bir konuda karar vermeye çalışırken bize farklı alternatifler sunan ya da bizi uyaran bir mekanizmadır değil mi? bende öyle bir şey yok. benim iç sesimde herhangi bir uyarı özelliği yok. kendisi beni zor kararlardan önce kesinlikle uyarmaz. hatta ben kendisine özellikle sorarım bazen. kararsız kaldığımda yardım isterim. ona rağmen hiçbir şey söylemez. kesinlikle muhatap olmaz benimle. ama tabi o zor karardan sonra olaylar sarpa sardığında diğer iç sesler gibi konuşur hemen. "ben demiştim" diyemez elbette, o kadar da terbiyesiz değil. "yaa, böyle olur işte. iyice düşünüp öyle hareket etmezsen, böyle olur." gibi şeyler söyler daha çok. bazen de çirkinleşir. "kaç yaşında adamsın, yaptığın şeye bak." gibi çıkışlarda bulunur. Ya sen benim iç sesimsin kardeşim, benim yaşım kaçsa senin yaşın da o. neden kırıcı oluyorsun? ayrıca ne varmış yaşımızda?

bitmeyen kırgınlıklarım var. hem içimde, hem dışımda...

tanım: zaman zaman kırıcı olabilen birtakım seslerdir.
insanın içinde sürekli birinin mualefet olması ne demek bilir misiniz? ikizler burcuysanız evet. işte bu iç sestir.
insanın beyninde kendi kendiyle konuşurken ki sesidir. iç sesle normal sesin pek bir farkı yok bence aslında. mesela iç sesimle bile 'şemsi paşa pasajında sesi büzüşesiceler' diyemiyorum ben. Olmuyor, küfredicem.
100 söylediğinin 99'u çıkar. bir tek bu huyunu sevmem. diğer zamanlarda en net eğlence aracımdır. bir de susmuyor. sürekli bir şeyler getiriyor bilinçaltından, anılardan.
benim ki çok ibne
bi uysam ona linç ettirir beni.
Aslında bir matruşka gibi içerden çıkarılıp yıllardan beri seni görmemiştik çık bakalım dışarıya denilecek kendinizdir.
beni mutsuz etmeyi meslek edinmiş içten kemiren şey o işte o ses.
şu son dilim ekmeği ye.
Yok yemiiim .
Ye.
Yemicem.
Yeseydin iyiydi.ne güzel en güzel yerini kaçırdın.
Doydum!