türkiyeyi ikinci dünya savaşı felaketinden korumuştur .
tedbirli bir devlet adamıdır .hataları olsa da genel olarak
iyidir . tabii , atatürk ölür ölmez atatürkün herşeyini sil
miştir . bilenler bilir , atatürk 12 eylül 1980 darbesinden sonra
hatırlandı . öncesinde ismi bile geçmezdi . hülasa kendisini ve
ekolünü sevmesem de " sezarın hakkı sezara " ....
idam mahkumu Ahmed Hussein neden Mısıra iade edildi?
Türkiye'ye giriş yapmak isterken Atatürk Havalimanı'ndan
kelepçelenerek ülkesi Mısır'a gönderilen idam mahkumu
Ahmed Hussein olayının yankıları sürüyor.
Türk Milliyetçilerine yaptıkları yüzünden, Boraltan Köprüsü olayından, korkak siyaset anlayışı yüzünden ve Atatürk'e kafa tutması açısından kendisini zerre kadar sevmem lakin şunu da söylemek gerek ki bu ülkeye inkar edemeyeceğim faydaları da dokunmuştur.
"bizi gavura vermeyin, siz kurşuna dizin" diyen azeri kardeşlerimizi ruslara teslim ederek katledilmelerini sağlamıştır. şehit edilen azerilerin lanet üzerine olsun. (bkz: boraltan köprüsü)
çocuk yaşta orduya katılıp memleket için harcanan bir hayat...
birinci inönü muharebeleri sonuçlanmış, ikinci inönü muharebeleri devam etmekteydi.
kış henüz yeni bitmiş ama inönü dağları ayaz kesiyordu.
ismet bey'in aklı, istanbul'dan zor zahmet malatya'ya getirtebildiği ailesinde özellikle de evladı izzet'teydi...
izzet henüz 2 yaşında bir bebekti.
doğuştan hastalığı vardı. tedavi edilmeli, özenle bakılmalıydı.
lakin vatan da işgal altındaydı.
hasta evladını bu şartlar altında istanbul'da bırakıp, mustafa kemal paşa'nın yanına, ankara'ya koşmuştu ismet bey.
şimdi de bütün vatanın kaderi ellerindeydi. batı cephesi komutanıydı ve ingiliz ve fransızlar tarafından desteklenen muazzam bir ordu karşısında kısmen düzenli bir orduya komuta ediyor, o derme çatma orduyla yunan'ı durdurmaya çalışıyordu.
inönü muharebelerinin ilkinde bunu başarmıştı.
lakin yunan sadece 2 ay sonra daha bir dinç şekilde işte yine karşısındaydı.
ilkinde durdurmuş, yine durduracaklardı.
önce allah'a, sonra askerlerine güveni tamdı. başka da bir şey istemiyordu, ah bir de izzet'in iyileşmesini istese çok şey mi istemiş olurdu acaba???
günler geceler boyu ismet bey'in düşüncesi bunlardı.
vatan sevgisi evlat sevgisinden daha ağır bastığı için buradaydı ve 1 nisan 1921'de mustafa kemal paşa'ya inönü'de kazanılan zaferin telgrafını çekmiş, karşılığında da;
"siz orada yalnız düşmanı değilmilletin makus talihini de yendiniz..." cevabını almıştı.
tam batı cephesinde her şey yoluna girmişti ki yunan daha bir azgın şekilde, daha kuvvetli bir kararlılıkla bir kez daha saldırdı.
bu seferki bambaşkaydı...
batı cephesi yarılmış, ordumuz sakarya'nın doğusuna kadar itilmişti.
tutunacak her karış toprakta tutunmaya çalışılıyor, türk ulusu kanının son damlasına kadar vatanını savunuyordu artık.
tam 22 gece 23 gün süren tarihin gördüğü en şiddetli muharebelerden biri olan bu varolma savaşı nihayet 13 eylül'de zaferle sona ermiş tam 9 aydır şiddetle devam eden yunan taarruzu sona erdirilmiş, 238 senedir sürekli toprak kaybede kaybede geri çekilen türk milleti artık bu geri çekilmeye dur diyebilmişti... https://galeri.uludagsozluk.com/r/2109986/+
ismet bey'in aylar sonra artık yüzü gülüyordu.
halide edip ve mustafa kemal paşa o'nun güldüğünü gördüklerinde birbirlerine kederle baktılar.
ne halide edip, ne mustafa kemal, ne de fevzi paşa'nın yüzü gülmüyordu...ama 3'ü de cesaret edip ismet paşa'ya bir şey söyleyemediler.
nitekim saatler sonra ismet paşa'nın emir subayı batı cephesi karargahına geldi ve paşa'ya başsağlığı dileklerini ileterek bir mektup verdi.
ikinci inönü muharebeleri sırasında ismet paşa cephede bu milletin makus kaderini yenmek için uğraş verirken malatya'dan acı haber gelmiş, evladı izzet vefat etmişti. ardından yunan taarruzu ve sakarya meydan muharebesi boyunca bu haber ismet paşa'dan gizlenmiş, sakarya zaferi sonrası evladının vefat haberi muzaffer batı cephesi komutanının gözlerinin yaşla dolmasına sebep olmuştu...
işte o kahramanlar çocuk yaşlarında vatan için evlerinden çıkarken başlarına bunların geleceğini, vatanın ve milletin bekasının her şeyden önce geldiğini biliyorlardı...
ismet paşa da o kahramanlardan biriydi.
istese isgal altındaki istanbul'da nazırlık, müsteşarlık gibi makam mevki sahibi olup oturur, hasta evladı ile ilgilenir, onu tedavi ettirebilirdi.
ama o lüksü, makamı, mevkiyi hatta bebek yaştaki evladının sağlığını bir kenara bırakıp ankara'ya koştu. kurtarılacak bir vatan, bir evlattan daha önemliydi...
onlar bu milletin yetiştirdiği şerefli, namuslu, fedakar ve vatansever insanlardı...
bugün bu satırları yazıyorum, zira bugün ismet inönü'nün, batı cephesinin muzaffer komutanı ismet paşa'nın, bizleri aç bıraksa dahi babasız bırakmayan türkiye cumhuriyeti'nin ikinci cumhurbaşkanının vefatının 47. yıldönümü.
yemen'de görev yaptığı dönemki hatıralarını merak ettiğim ve okumak istediğim asker ve devlet adamı. yazmış mıdır acaba? veya bir yerlerde bu konuda kaynak var mıdır?
istiklal madalyası sahibi olan, Türk ordularını yöneten, bizi ikinci dünya savaşına sokmayan, lozan'ı Türk milletine hediye eden büyük adam. Atatürk'ün yakın arkadaşıdır. Vatansever ve milliyetçi bir kişidir. Ayrıca, diplomasiden iyi anladığı kesindir. Ruhun şad olsun paşam.
ismet inönü ve çalışma odası duvarda Allahın dediği olur yazılı çerçeve göze çarpıyor.
Bu fotoğrafı Mete Akyol ve gazeteci bir arkadaşı inönü'nün evine bir röportaj için gittiklerinde gizlice çekmişler. Sonra gazetede yayımlanınca inönü çok kızmış ve gazetecileri epey azarlamış. Inönü'nün oruç tutup namaz kıldığı pek bilinmez. Çünkü bunların bilinmesini lâikliğe inanmış bir siyasetçi olduğu ve kimseyi ilgilendirmediği için istememiş.
ismet inönü her 10 Kasım’da herkesten önce Anıtkabir’e gider, dava arkadaşı silah arkadaşı en büyük dostu Atatürk’ün kabrinin karşısına oturur; sessizce dertleşirdi, Bu ritüel ölünceye kadar devam etti..
ismet inönü, Kurtuluş Savaşı’nın dar günlerinde Atatürk’le olan bir konuşmasını şöyle anlatır:
Bir gün Atatürk’le konuşuyordum. Kendisine dert yanarak dedim ki:
“Muharebede bazen bunalıyorum, çaresizlik içinde kalıyorum. O zaman canımdan beziyor, ölmek istiyorum. Her şeye atılıyorum. Her şeyi zorluyorum. Ölümü arıyorum. Ne dersin?”
Atatürk:
“Bu senin söylediğin büyük kumandanlık hasletidir. Bütün büyük kumandanlar umutsuzluk anında ölüme koşmuşlar ve ancak böylece umutsuzluk anını zafere dönüştürmüşlerdir.”
Unutmayın, atatürk döneminde kültür politikaları son derece hiç olmadığı ve olmayacağı kadar la dini idi. Din konusunda Okullarda Çok radikal kitaplar Okutulduğu biliniyor. Yaradılışın tamamen bir kenara atıldığı wells ve huxley eserleri zaten atatürk’ün okuduğu ve takdir ettiği eserler. ismet paşa döneminde ise inkılapların yumuşatılması Söz konusu. Hatta o okul kitaplarındaki ladini hava yok oluyor. Detaylı tartışmalar için zafer toprak’ın cumhuriyet ve antropoloji eseine bakılabilir.
Dinin siyasete en yaldızlı şekilde alet edilmesi yüzünden memleketin iki defa battığını görmüş olan benim gibi bir adamın, din istismarcılarının zararı karşısında duyduğu heyecanlı hassasiyeti, vatandaşlarımın anlamasını isterim. Bu hakkımdır.