bugün
- kadının kocasına ismi ile seslenmesi mekruhtur9
- meral akşener15
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak10
- islam9
- bir insanın sizi sevmediğini nasıl anlarsınız12
- ctrlx ile adana sokaklarında gece vakti gezmek9
- anın görüntüsü17
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği11
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle13
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği16
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı9
- saraca silsüpüroğlu14
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi36
- mustafa kemal atatürk8
- en ilginç bilgiler14
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak11
- herkesle iyi geçinmek12
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması15
- haysenin1211
- jose mourinho18
- amerikan film klişeleri9
- gideon reid morgan jj25
- namaz kılmayan türk değildir17
- esma bint mervan15
- fenerbahçe12
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi11
- aziz yıldırım ve ali koç'un canlı yayına çıkması43
- dursun özbek'in aziz yıldırım'a verdiği ayar9
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi19
- maca sekiz8
- erkek erkeği siker mi15
- yazarların bira içme rekorları13
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak14
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu26
- aziz yıldırım12
- bir hafızın ateiste karşı müthiş açıklamaları9
- 9 haziran 2024 fenerbahçe başkan seçimi11
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması16
- irem derici'nin erkek sevdası12
- akp nin iktidardan düştüğü gün13
- sözlükten hatun kaldırmak8
- ankarayı sel aldı13
- iskilipli atıf hoca8
- ali koç ve aziz yıldırım başkanlık seçimi8
- giden gider9
- kemalist rejimin astığı hocalar8
- vallahi de kemal'in düşmanıyım10
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak10
- kıza iğne batıran türbanlı14
- kendini bir görsel ile anlat22
atatürk demektense kulağa hoş geldiği aşikardır.
duyduğumda türk olmaktan gurur duyduğum ismidir paşa´nın. üstüne rehavet çökmüş milletimin daha yaşadığı dönemlerde de "türk milleti çalışkandır, zekidir" diyerek birşeyleri başarabilmesine önayak olmuş, büyük osmanlı padişahları, büyük türk hakanlarıyla birlikte bu milletin halen varlığını sürdürmesine sebep olmuş en büyük türk´lerdendir.
ruhu şad olsun.
ruhu şad olsun.
adamdır adam.
adam gibi adamdır, atam gibi atamdır.
emperyalist devletlere kobrayı öğreten lider.
atatürk'ün asker sıfatıdır.
atatürk=türkiye cumhuriyetini kuran, geliştiren-geliştirten, kısacası devlet dehası
mustafa kemal paşa=askeri deha
saygılar.
atatürk=türkiye cumhuriyetini kuran, geliştiren-geliştirten, kısacası devlet dehası
mustafa kemal paşa=askeri deha
saygılar.
cumhuriyet bayramımızda saygıyla anıyoruz. başkomutanımız.
bir subayı için menemeni yakan adam gibi adam.
ayrıca ülkemizi kapitalist devletlerden silah arkadaşları ile kurtaran adam.
minnet borçluyuz, ruhun şad olsun.
ayrıca ülkemizi kapitalist devletlerden silah arkadaşları ile kurtaran adam.
minnet borçluyuz, ruhun şad olsun.
bazı insanlar var ki düşünceleriyle hatırlanıyor. bize paha biçilmez bir miras bıraktı. yaşa mustafa kemal paşa yaşa!
Çanakkale cephesinden Tanırım kendisini. iyi adamdır...
Türk milletine benliğini yeniden hatırlatmış, batı devletlerinin gözünden iyice küçülen Türk kavramının aslında ne denli yüce olduğunu göstermiş Türk başkomutan.
türkiye nin tek başkomutanı olan atamızdır. Adam gibi adam, vatanını kendi canından öne koyan, üç buçuk g lerle değil cephede savaşarak başkomutan olan, tek isteği türkiye yi bağımsız, özgürlük içerisinde yaşayan bir ülke yapmaktı. çok özledik adam. emanetin bizde atam. vatanını seven türk gençliği oldukça emanetine ihanet etmelerine izin vermeyeceğiz.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ba%C5%9Fkomutan
aynen coni.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ba%C5%9Fkomutan
aynen coni.
Atatürk'ün askeri ünvanı. Evet.
https://www.google.com.tr...=929#imgrc=BvI9KbtIFBiViM:
türke mi benziyor ingilizlere mi ?
bu kadar da özentilik olmaz be kardeşim .
türke mi benziyor ingilizlere mi ?
bu kadar da özentilik olmaz be kardeşim .
Yaşıyorsun önder, devriminin izindeyiz, cumhuriyetin bekçisiyiz.
Düşüncelerini daha ileriye taşıyacak, laikliği ayağa kaldıracak, tam bağımsız Türkiye'yi senden ilham alarak kuracağız.
Sözümüz, söz.
görsel
Düşüncelerini daha ileriye taşıyacak, laikliği ayağa kaldıracak, tam bağımsız Türkiye'yi senden ilham alarak kuracağız.
Sözümüz, söz.
görsel
görsel
Başkomutanın Ankara'ya döndüğü 16 Eylül (1921) günü Adalet Bakanı Refik Şevket ince'nin günlüğünde yer alan bilgiler hayli şaşırtıcıdır:
Bugün cuma. Mustafa Kemal Paşa cepheden Ankara'ya geldi. Bu gelişin sebebi pek malum değil; fakat dünkü gizli oturumda kendisi için teklif edilen müşirlik ve gazilik rütbelerinin reddedilmesi, onun kalbinde gücenme yaratmış olması, belki bu gelişe neden sayılabilir. Nitekim Mustafa Kemal Paşa ile görüşenlerin hepsi, perşembe günkü redden dolayı gücendiğini ve darıldığını söylüyorlar. Ben bu gücenmeleri paşanın büyüklüğü ile hiç muvafık bulmadım. Eğer rivayet doğru ise Fevzi ve ismet paşalar da buna ait verdikleri önergenin reddini hakaret kabul ederek istifa edeceklermiş. Ben düşman ordusunun takibi ile yükümlü ve fevkalade vatansever tanınmış (bir komutanın) bu şekilde kafa tutmasını da beğenmedim. Daha doğrusu küçüklük buldum. Mesele meclis için had ve elemli bir hal almıştır. Akşamüzeri Savunma Bakanlığı'nda bir Bakanlar Kurulu toplantısı yaptık. Orada saatlerce bu uyuşmazlığın giderilmesini düşündük. Ben bu dava için tükettiğimiz nefeslere acıyor ve meclis ile paşalar arasında ihtilaf var diye meydana çıkan şu küçük meseleyi düşündükçe vicdanen ağlıyorum. Nihayet müstakil bir şekil bulduk. Yarın gizli oturumda müşirlik ve gazilik meselelerinin kabulü sureti tespit edilecek. Meclise dargın olduğunu söyleyen Mustafa Kemal Paşa'ya bu kararlaştırılmış şekil bildirilecek ve o da pazartesi günü meclise gelerek genel konuşmasını yapacak.
Adalet Bakanı Refik Şevket ince'nin günlüğündeki notlar şöyle devam etmektedir:
Meclis tekrar tarihi gün yaşadı. Mustafa Kemal Paşa meclise gelerek harp hakkında bize uzun bir açıklamada bulunduktan sonra siyasete dair de etkili ve uzun bir konuşma yaptı. Meclis çok kalabalık idi. Dinleyici kısmında Sovyet Rusya elçisi ile müsteşarı da vardı. Mustafa Kemal Paşa'nın, "Ruslarla dostuz ve daima dost kalacağız, çünkü onlar ilk evvel bizim milli hukukumuzu tanımışlardır" sözü ile "Biz harp değil barış istiyoruz" sözü çok alkışlandı. Oldukça uzun süren bu konuşmadan sonra bir kanun teklifi ile Mustafa Kemal Paşa'ya Mareşallik rütbesi ile Gazilik unvanı verildi. Meclis ile ordu ve Mustafa Kemal Paşa arasında anlamsız bir yanlış kuşkuya neden olan bu hadise kapandı. Fakat doğrusunu söylemek lazım gelirse bu hadisede yükselen hiçbir taraf değildi.
Mustafa Kemal Paşa'ya Gazilik ünvanı ile Mareşallik rütbesi verilmesi için iki ayrı kanun teklifinden biri Kozan Milletvekili Fevzi Çakmak ve Edirne Milletvekili ismet inönü tarafından; diğeri Saruhan Milletvekili ibrahim Süreyya Yiğit ve 62 arkadaşının imzalarıyla sunulmuş ve ayrı ayrı oylandıktan sonra kabul edilmiştir.
Başkomutanın daha sonra milletvekillerine yaptığı açıklamaları Adana Milletvekili Damar Arıkoğlu şöyle aktarmıştır:
Düşmanın hangi noktadan taarruza girişeceğini tahmin edemediğimizden, o uzayıp giden cephemizi hilâl şeklinde oluşturdum. Ve ihtiyat kuvvetlerimizi tam merkez noktasına yerleştirdim. Buradan sağa sola kolaylıkla yardım edilebilirdi. Düşman taarruza başladı. Daima sol cenahımıza akıyordu. Hilal şeklinde kurulan cephe de düşmanın akışına göre kıvrılıyor, daima karşısında çarpışmaya hazır kıtalarımızı buluyordu. Nihayet düşman sarkmaktan vazgeçti; bütün kudret ve kuvvetiyle hücuma geçti. Subaylarımızın ve askerlerimizin bu kudurmuş şiddet karşısında gösterdikleri metanet, cesaret bütün tasavvurların üstündedir. [Onlar] demirden ve sarsılmayan bir kale gibi göğüslerini siper etti. Günlerce devam eden harp çok kanlı oldu. Süngü hücumları, boğaz boğaza boğuşmalar muharebenin olağan günlük çarpışmalarından sayılırdı. Tepeler ve mevziler elden ele geçiyordu. Subaylar ve askerler kahramanlıkta birbirine rekabet ederek harp ediyordu.
Başkomutan hitabının burasında dinleyenlere şunları söylemiştir:
Harpte, nutkumda söylemediğim bilinmeyen noktaları şimdi size söylemeyi bir vicdan borcu biliyorum. Fevzi Çakmak Paşa siperden sipere koşuyordu. Askerleri cesaretlendiriyor, alınması gereken tedbirleri tamamlıyor, sonra da sipere diz çöküp Kur'an okuyor, Tanrı'dan medet ve yardım niyaz ediyordu. Bu adam insan değil bir evliyadır. Bu heyecanlı, kanlı harp sırasında bir tatsız hadise zuhur etti. Cephemizin bir tarafında gedik açan düşmanın gediği genişletmekte ve ilerlemekte olduğunu bildirdiler. Derhal yedekte bulunan kuvvetimizden yeter miktarda imdat gönderilmesini ve süngü hücumuyla düşmanı eski mevzilerine tart etmeleri emrini verdim. Fakat aldığım cevap "Yedekte kuvvetimiz kalmadı, hepsi harpte; yalnız Giresunlu Osman Ağa'nın askerleri vardır" oldu. Tekrar verdiğim emirde, "Kim olursa olsun süngü hücumu yapacaktır" dedim. Aldığım cevapta, "Bunların süngüsü yoktur" oldu. Bir lahza düşündüm: Gediği kapatmak zorunluydu. Evet, Osman Ağa'nın askeri yerel kıyafetleriyle Sakarya Harbi'ne katılmıştı, hakikaten süngüleri yoktu. Hatırıma derhal onların bellerindeki eğri bıçakları geldi. Son verdiğim emirde, "Osman Ağa'nın askerleri bellerindeki eğri bıçaklarıyla düşmanın üzerine atılacak" dedim. Eğri bıçaklarıyla düşmana saldıran bu kahraman çocuklar, Yunanlıları eski mevzilerine kadar tart etmeyi başarmışlardır, fakat yüzde altmış kayıp verdiler.
▪︎ Kaynaklar ...
Refik Şevket ince'nin Günlüğü, (30 Ekim 1982)...
Nuyan Yiğit, Atatürk'le 30 Yıl: ibrahim Süreyya Yiğit, s.196-198.
Damar Arıkoğlu, Hatıralarım, s.258-260.
▪︎ (Zafer Tepe, Polatlı, Ankara, 9 Eylül 1921. 'Sağ arka tarafta ortada oturan Atatürk')...
Başkomutanın Ankara'ya döndüğü 16 Eylül (1921) günü Adalet Bakanı Refik Şevket ince'nin günlüğünde yer alan bilgiler hayli şaşırtıcıdır:
Bugün cuma. Mustafa Kemal Paşa cepheden Ankara'ya geldi. Bu gelişin sebebi pek malum değil; fakat dünkü gizli oturumda kendisi için teklif edilen müşirlik ve gazilik rütbelerinin reddedilmesi, onun kalbinde gücenme yaratmış olması, belki bu gelişe neden sayılabilir. Nitekim Mustafa Kemal Paşa ile görüşenlerin hepsi, perşembe günkü redden dolayı gücendiğini ve darıldığını söylüyorlar. Ben bu gücenmeleri paşanın büyüklüğü ile hiç muvafık bulmadım. Eğer rivayet doğru ise Fevzi ve ismet paşalar da buna ait verdikleri önergenin reddini hakaret kabul ederek istifa edeceklermiş. Ben düşman ordusunun takibi ile yükümlü ve fevkalade vatansever tanınmış (bir komutanın) bu şekilde kafa tutmasını da beğenmedim. Daha doğrusu küçüklük buldum. Mesele meclis için had ve elemli bir hal almıştır. Akşamüzeri Savunma Bakanlığı'nda bir Bakanlar Kurulu toplantısı yaptık. Orada saatlerce bu uyuşmazlığın giderilmesini düşündük. Ben bu dava için tükettiğimiz nefeslere acıyor ve meclis ile paşalar arasında ihtilaf var diye meydana çıkan şu küçük meseleyi düşündükçe vicdanen ağlıyorum. Nihayet müstakil bir şekil bulduk. Yarın gizli oturumda müşirlik ve gazilik meselelerinin kabulü sureti tespit edilecek. Meclise dargın olduğunu söyleyen Mustafa Kemal Paşa'ya bu kararlaştırılmış şekil bildirilecek ve o da pazartesi günü meclise gelerek genel konuşmasını yapacak.
Adalet Bakanı Refik Şevket ince'nin günlüğündeki notlar şöyle devam etmektedir:
Meclis tekrar tarihi gün yaşadı. Mustafa Kemal Paşa meclise gelerek harp hakkında bize uzun bir açıklamada bulunduktan sonra siyasete dair de etkili ve uzun bir konuşma yaptı. Meclis çok kalabalık idi. Dinleyici kısmında Sovyet Rusya elçisi ile müsteşarı da vardı. Mustafa Kemal Paşa'nın, "Ruslarla dostuz ve daima dost kalacağız, çünkü onlar ilk evvel bizim milli hukukumuzu tanımışlardır" sözü ile "Biz harp değil barış istiyoruz" sözü çok alkışlandı. Oldukça uzun süren bu konuşmadan sonra bir kanun teklifi ile Mustafa Kemal Paşa'ya Mareşallik rütbesi ile Gazilik unvanı verildi. Meclis ile ordu ve Mustafa Kemal Paşa arasında anlamsız bir yanlış kuşkuya neden olan bu hadise kapandı. Fakat doğrusunu söylemek lazım gelirse bu hadisede yükselen hiçbir taraf değildi.
Mustafa Kemal Paşa'ya Gazilik ünvanı ile Mareşallik rütbesi verilmesi için iki ayrı kanun teklifinden biri Kozan Milletvekili Fevzi Çakmak ve Edirne Milletvekili ismet inönü tarafından; diğeri Saruhan Milletvekili ibrahim Süreyya Yiğit ve 62 arkadaşının imzalarıyla sunulmuş ve ayrı ayrı oylandıktan sonra kabul edilmiştir.
Başkomutanın daha sonra milletvekillerine yaptığı açıklamaları Adana Milletvekili Damar Arıkoğlu şöyle aktarmıştır:
Düşmanın hangi noktadan taarruza girişeceğini tahmin edemediğimizden, o uzayıp giden cephemizi hilâl şeklinde oluşturdum. Ve ihtiyat kuvvetlerimizi tam merkez noktasına yerleştirdim. Buradan sağa sola kolaylıkla yardım edilebilirdi. Düşman taarruza başladı. Daima sol cenahımıza akıyordu. Hilal şeklinde kurulan cephe de düşmanın akışına göre kıvrılıyor, daima karşısında çarpışmaya hazır kıtalarımızı buluyordu. Nihayet düşman sarkmaktan vazgeçti; bütün kudret ve kuvvetiyle hücuma geçti. Subaylarımızın ve askerlerimizin bu kudurmuş şiddet karşısında gösterdikleri metanet, cesaret bütün tasavvurların üstündedir. [Onlar] demirden ve sarsılmayan bir kale gibi göğüslerini siper etti. Günlerce devam eden harp çok kanlı oldu. Süngü hücumları, boğaz boğaza boğuşmalar muharebenin olağan günlük çarpışmalarından sayılırdı. Tepeler ve mevziler elden ele geçiyordu. Subaylar ve askerler kahramanlıkta birbirine rekabet ederek harp ediyordu.
Başkomutan hitabının burasında dinleyenlere şunları söylemiştir:
Harpte, nutkumda söylemediğim bilinmeyen noktaları şimdi size söylemeyi bir vicdan borcu biliyorum. Fevzi Çakmak Paşa siperden sipere koşuyordu. Askerleri cesaretlendiriyor, alınması gereken tedbirleri tamamlıyor, sonra da sipere diz çöküp Kur'an okuyor, Tanrı'dan medet ve yardım niyaz ediyordu. Bu adam insan değil bir evliyadır. Bu heyecanlı, kanlı harp sırasında bir tatsız hadise zuhur etti. Cephemizin bir tarafında gedik açan düşmanın gediği genişletmekte ve ilerlemekte olduğunu bildirdiler. Derhal yedekte bulunan kuvvetimizden yeter miktarda imdat gönderilmesini ve süngü hücumuyla düşmanı eski mevzilerine tart etmeleri emrini verdim. Fakat aldığım cevap "Yedekte kuvvetimiz kalmadı, hepsi harpte; yalnız Giresunlu Osman Ağa'nın askerleri vardır" oldu. Tekrar verdiğim emirde, "Kim olursa olsun süngü hücumu yapacaktır" dedim. Aldığım cevapta, "Bunların süngüsü yoktur" oldu. Bir lahza düşündüm: Gediği kapatmak zorunluydu. Evet, Osman Ağa'nın askeri yerel kıyafetleriyle Sakarya Harbi'ne katılmıştı, hakikaten süngüleri yoktu. Hatırıma derhal onların bellerindeki eğri bıçakları geldi. Son verdiğim emirde, "Osman Ağa'nın askerleri bellerindeki eğri bıçaklarıyla düşmanın üzerine atılacak" dedim. Eğri bıçaklarıyla düşmana saldıran bu kahraman çocuklar, Yunanlıları eski mevzilerine kadar tart etmeyi başarmışlardır, fakat yüzde altmış kayıp verdiler.
▪︎ Kaynaklar ...
Refik Şevket ince'nin Günlüğü, (30 Ekim 1982)...
Nuyan Yiğit, Atatürk'le 30 Yıl: ibrahim Süreyya Yiğit, s.196-198.
Damar Arıkoğlu, Hatıralarım, s.258-260.
▪︎ (Zafer Tepe, Polatlı, Ankara, 9 Eylül 1921. 'Sağ arka tarafta ortada oturan Atatürk')...
insanlık tarihinin gördüğü en büyük lider. Türk dünyasının gördüğü en büyük insan.
Atamız. Babamız. Liderimiz.
Hiç bir düşüncenin, hiç kimsenin asla yokedemeyecegi sonsuza kadar yaşayacak güzel insan.
Atamız. Babamız. Liderimiz.
Hiç bir düşüncenin, hiç kimsenin asla yokedemeyecegi sonsuza kadar yaşayacak güzel insan.
bitişik yazıldığında bursa'nın bursa ile alakası bulunmayan, balıkesir'in dibindeki ilçesinin ismi olur.
(bkz: mustafakemalpaşa)
(bkz: mustafakemalpaşa)
bağlı olduğu il (bursa) ile alakası olmayan bir ilçenin ayrı yazılmış hali.
Sever sayarız.
güncel Önemli Başlıklar