islamcıların yönetime gelip 15 senede ülkeyi rezil bir hale sokmalarından, eğitimi bilimsellikten uzaklaştırıp, ülke halkını resmen ikiye bölmelerinden, ülkeyi herkese düşman yapmalarından, devleti, yargıyı, polisi ve orduyu yıllarca cemaatlerin, gizli örgütlerin eline verip sonra da yüzlerce vatandaşın öldüğü bir darbe girişimine yol açtıklarından, sırf arap diye milyonlarca ne idüğü belirsiz insanı ülkeye sorgusuz sualsiz sokmalarından sonra, bugün itibariyle eskisinden daha da çok ortaya çıkan hadisedir.
Bol bir elbiseyi, düzeltip sana uygun bir hale getirebilirsin, ancak dar bir elbiseyi giyme şansı yoktur insanın, tek çare bellidir....
existenz adeta kapının kilidinden içeriye bir göz atmış ama vizyonu genişletmek adına kapıyı aralarsak bence daha faydalı olur.
o da şu demek oluyor;
arap milliyetçiliği olan islamın yerine kendi dinini yaşamayı bir türke daha çok yakıştırabiliriz belki. gerçi arabın allah'ı da türkün göktanrı'sı da yunan'ın zeus'u da aynı kapıya çıkıyor, konu burada biraz farklı. hiç kimse hür türklerin kendi isteği ile din değiştirdiği masalına inanmıyordur heralde? bırakalım şimdi o ortaokul lisede bize anlatılan zevzeklikleri. hal böyleyken göktanrı, şaman kültürü ile yaşayan bir türkü islam kültürü ile yaşayan bir türke tercih edebilirdim. nedenine gelince baştan aşağıya bambaşka bir tarihimiz olabilirdi. islamiyetin türklerin tarihinde itici güç olmuş olduğunu inkar edemez aklı başında insan ama bu yozlaşmadan önceydi. o itici güç olan islamiyet senin yozlaşma sonucu sonunu da getirdi. islamiyet ile alakalı sıkıntımız aslında bize dayatılan arap kültürünü kısmen kabul etmemiz ve kısmen Araplaşmamız. Bağımsızlığına deli gibi düşkün türklerin resmen Araplaşması ise tam bir trajedi. kendi dilini öğrenmek yerine arapça öğreniyorsun, kendine özgü giyim kuşamın varken bugün kadınların, arap kandınları gibi giyiniyor yani neredeyse her anlamda sömürü haline gelmişsin din aracılığıla.
Burdan yola çıkarak existenz'in dar elbise modeline geleceğim. Aslında konu hiçbir zaman islamiyet olmadı. biz islam ve din adı altında daima sömürülmeye resmen göz yumduk. şimdi farklı mı?
oy verirseniz cennette yeriniz hazır diyenler...
bize oy vermeyen kafirdir diyenler...
Müslüman olan bize oy verir diyenler...
Ya söylenecek yazacak o kadar çok şey var ki belki de türkler şaman olarak kalsaydı çok farklı olurdu bile diyebilirsiniz.
Ama aslı mesele türklerin islamı hiçbir zaman sindirememiş olması belki de.
Bu hastalık dediğin şeyi bu devlet de bu millet de yüzyıllardır yemeyi geçmiş sindirmiştir. Doğduğun zamandan sonra var olmadı bu ülke. Şunu kabullenin ilk önce. Bu ülkede Azınlık durumda olan sizlersiniz Müslümanlar değil. Milyonlarca insan hasta he bir tek sen ve senin gibiler sağlıklı. Herkes senin gibi olmak zorunda değil nasıl sen bizler gibi olmak zorunda değilsen. Hasta ruhlu olan sizlersiniz. Siz dediğim inanmayanlar değil, ötekileştirenler.
Yaptığının bir dayanağı olması da ayrı etkileyici tabi.
(bkz: mal beyanı)
Mal Beyanında bulunmanın hukuki dayanağı, 3628 sayılı “Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu” ile bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmeliktir.
Sanki asırlardır kurandan başka bir şey anlattılar da bu millet bakmadı. Saçma sapan bir döngüde, akıllarına verdiğin zararı hiç umursamadan, cinler, periler, kerametler diye öyküler anlatmışsınız. Asırlardır deli gibi yaşamışız.