bizimkiler sansür var diye ağlaşırken adamlarda sansürün daniskası olmasına rağmen üst düzey yapımlar çıkarıyorlar. geçen "mayıs sıkıntısı" adlı saçmalığı şöyle bir izleyeyim dedim tv'de yayımlanıyormuş diye 15 dakika zor tahammül ettim.
sanat filmi diye sunduklarımızı bile yapımcı ve yönetmenlerin sızdırdığı "bilmem kimin sevişme sahnesi" "bilmem kim nasıl soyundu" düzeyinde tutuyorsak yemişim sanatını.
türk filmlerinin çok çok üzerinde yapımlar çıkmaktadır bu ülkeden. bizimkiler de beğenmiyor kodumun iranlısı ne anlar filmden diyoruz. gerçekler acıdır sayın yönetmenler. adamların filmleri basit olabilir ama çok vurucu..
bize cahilliğimizi gösteren sinemadır.iranda radikal islam vardır okey , şia vardır oda okey.ama milyon yıllık pers fars artık her ne adsa verdiğimiz bizim bu medeniyet kökleri sağlam bir medeniyettir.sanatı dili herşeyiyle özgündür.iranlıların hiç bişeyini sevmesen bile özgünlüğünü sanata olan düşkünlüklerini ve kültürel olarak bizim insanımızdan daha bilgili olduklarını görmezden gelemezsin.tahranda çevir sokaktan herhangi birini barok dönem hakkında sohbet et okadardır yani.adamlarda bu gelenek haline gelmiş hiç bir konuda kimseden aşağıya kalmama olayı.bilenler bilir tarihtede osmanlıyıda iskenderide en çok zorlayan millet onlardır.hayran olmamak elde değildir.çünkü sanayileride sanatlarıda kültürleride kendilerine ait bir toplumdur.ama ülkemizde arabistanla malezyayla burayı karıştırırlar ama iran islam ülkelerinin kendi ayağı üstünde duran tek ülkesidir.
sansüre, devlet baskısına rağmen orijinal filmlere sahip bağımsız milli sinema. çok kaliteli yönetmenler, doğal oyunculuklar ve genelde gerçek hikayeler üzerine kuruludur. kadın yönetmenler dikkat çeker ve çok başarılıdırlar. türk sinemasına göre kısıtlı imkanlara sahiptirler ancak çok daha kaliteli işler yaparlar. buddha collapsed out of shame izleyin, inanın daha iyi bir insan olacaksınız. http://www.imdb.com/title/tt1094627/
kadın yönetmenlerinin doruğa çıkardığı sinemadır, kendine has sinema dili olan, dünya ölçeğinde bir sinemadır, maalesef türk sinemasından kat be kat öndedir.
birçok uluslararası festivalden ödülle döndükten sonra son yıllarda (bir bakıma) sessizliğe bürünen ekol. ancak, jodaeiye nader az simin (bir ayrılık) filminin 2012 yılında en iyi yabancı film dalında oscar kazanması üzerine tekrar gündemdeki yerini aldı.
içerisinde iran kelimesi geçtiği için korkulması gereken sinemadır, enfes filmlere sahiptir.
hormonsuz, taze sebze ve meyve gibidir, yedikten sonra ne şişkinlik yapar nede bünyenize zarar verir.
başıma birşey gelmeyecekse, türk sinemasından kat be kat ileridedir.
69. altın küre ödülünü yabancı film katagorisinde alan iranlı yönetmen asghar farhadi ödül töreninde yaptığı konuşmada ülkesinin gerçekten barışçıl olduğuna değinmiştir. gerçekten iran sineması içinde bulunduğu ortama uyum sağlayarak normalin üstünde eserler vermeye devam etmektedir. çoğu türk televizyon yapımcıları -özellikle samanyolu, kanal 7- bir ara ortalığı kasıp kavuran sırlar dünyası, sır kapısı gibi veyahut 30 dakikalık kısa dinsel ögeler içeren didaktik filmleri yapmalarında iran sinemasının etkisi olmuştur. özellikle majid majidi'nin filmleri başlı başına samanyolu televizyonunun ilham kaynağıdır desem mübalağa etmiş olmam sanırım. *
Tahmin edilebileceği üzere filmlerin çoğu dram türündedir ancak bu dayatılmış bir dram değildir. iran'da ki hayatı özetler aslında filmler. bir cennetin çocukları filminde ki tablo gibidir iran'da ki hayat. bir ayakkabı alacak paraları olmamalarının bilincinde olup, babalarından ayakkabı isteyerek babalarını mutsuz etme hakları yoktur çocukların. çile başarıya ulaşmada bir kilit rolündedir.
islami devrim iyidir veya kötüdür bilemem, fakat iran sineması bir 'şahsiyet', bir 'dil' kazanmişsa bunu devrime ve onun getirdiği sansüre borçludur. elbette yönetmenler diledikleri gibi sinema yapmamamkta belki, fakat baskıcı rejimin bu sinemaya bir 'karakter' kattığı yadsınamaz. bir karşı devrim sonrası iran sinemasının kapitalizme ayak uydurmayacağına kimse bana inandıramaz.
70'lerde türkiye'deki erotik filmleri saymazsak, iran filmlerinde erotizm olmayan türlerde erotizmin dozu daha cüretkar olmuştur.
2011'de jodaeiye nader az simin 'le ciddi bir başyapıt çıkarmış sinema. asghar farhadi imzalı film, iran sinemasına yeni bir soluk kattı şüphesiz.
toplumsallık ve realite kokan tavrıyla yılmaz güney sinemasıyla etki-tepki içinde olduğunu düşündüğüm sinemadır aynı zamanda.