askerin suç işlemez bir melek teşkilat oldugunun sanıldığını ortaya koyan iddiadır. şu gerçeğin gözardı edilmesini anlamıyorum; bu ülkenin tam ifade edilecek olursa, muasır medenıyetler seviyesinin altında kalmasının, modernizeden uzak bi' nebze de olsa geri bir toplum olarak hala gelişmekte olan ülke imajı çizmesindeki en büyük neden askeri zihniyet olmuştur.
bakın, evet türk milleti asker millettir, ordumuza canımız fedadır ama at gözlükleri ile konuya bakmak bir o kadar faydasız ve zararlıdır. bu ülkede asker milletin agzına da sıçsa 'olsun en büyük asker bizim asker' deriz biz, çünkü böyle bir töreden, kültürden geliyoruz. bizim askerimiz gözünü kırpmadan doğuda batıda, tüm düşmanlara karşı savaşır, evet vatan, millet, bayrağı kutsal kabul edip aleyhine söz bile söyletmez öylesine yüce bir manevi gücümüz de vardır, tamam kabul. ama şu da var ki türk silahlı kuvvetleri kadar bu ülkeye zararı dokunan bir teşkilat daha olmamıstır. hemen nasıl olur yea serzenişine geçmeyin elbette gözünü kırpmadan bu ülke için canını ortaya koyacak olan görünürdeki askerimiz değil bunlar. ülkeye tarihindeki her anda istediği gibi müdehale etmiş ve bir istikrar yakalamasını engellemiş tabiri caizse derin askerlerdir.
bu ülkeninin derin devleti her zaman asker olmsutur. bu çok önemli bir olgudur. erimiz,erbaşımız,çavusumuz,tegmenımız,albayımız doğuda batıda canını ortaya koyarken komutanlıklarında, lojmanlarında elllerinde viski kadehiyle bu ülkeyi çoktan satılığa çıkarmış çok paşa var. bunu asla gözardı edemezsiniz. ettiğiniz anda aynı hainliği göstermiş olursunuz.
yapılan sorusturma, dava ve gün geçtikçe ortaya cıkan belgelerde türk silahlı kuvvetlerinin bir bölümünün nasıl cıa'in bir parçası gibi çalıştıgını rahatça görebiliyoruz. bu devletin, milletin refaha ulasmaması için ellerinden geleni yapan üst rütbeli subaylar oldugu artık aşikar, bunu kabullenin. 60 darbesini yapan subayların hepsi, evet istisnasız hepsi darbeden ama 1 ama 5 yıl önce amerıkadan cıa'in eğitimini almıs subaylardır. bunlar bir iddia değil, gerçeklerdir.
eşref bitlis suikastı, muhsın yazıcıoglunun ölümü, aselsan mühendislerinin sır intiharları, madımak-sivas olayları, gazi olayları, hrant dink suikasti, şemdinli bombalanması, aktütün saldırısı, uludere olayı gibi günümüz ve yakın tarihi meşgul eden facia niteliğindeki olayların arkasından bir bir paşalar çıkmakta. heronlar bilgi verdiği halde askerleri gözgöre göre ölüme yollayıp daha sonra birliklerin olay yerlerine gitmesini engelleyen paşaların olduğunu biliyoruz. hepsini geçtik pkk terörünün bitmemesinin en büyük nedenlerinden biri belki tsk içerisine sızmış vatanperver görünümlü bu askerler.
varacağım nokta şu, öyle bir ülkede yasıyoruz ki; askerin 1 numaralı ismi bile bu ülkenini aleyhine hizmet etmiş, çalışmış olabilir. ama farkında olarak ama olmayarak. zamanında ittihatçılar da bu ülkeyi kurtarmak için, bu ülkenin bekaası için çalışmışlar, ülkeyi kendi yaptıkları şekilde kuratabileceklerini düşündükleri için bazı kararları almıslardı, fakat olmadı. belki de ilker başbuğ ülkenin yararına olacagını düşünerek farklı telkinlerle hareket etmiş , doğuruyu bu yolda bulmus olabilir. fakat halk iradesinin tecellisini engellerseniz bunun artık dayanacak bir meşruiyeti kalmaz.
maalesef bu şanlı ordunun içine bir takım farklı şiardaki kişiler sızmış ve temizlenmesi gerekli. 'bizim askerimiz suçlu olamaz', 'koskoca türk ordusu kendı ülkesine bunu yapar mı' şeklindeki soru ve önermeler yanlıştır. bu ülkenin derin devleti her zaman asker olmustur ve ülkesini, vatanını herşeyin üzerinde tutan şerefli askerlerin isimlerinin de lekelenmemesi ve askerin dezenformasyonun önlenmesi için gerekli arındırma işlemleri yapılmalıdır. tasfiye edilecek kişi ordunun 1 numarası olsa bile...
yani şunu anlatmaya çalışıyorum; ne olursa olsun olaylara duygusallıktan uzak objektif bakmalıyız, aksi halde geçmişten gelen asker geleneklerimiz gerçekleri görmemizi engelleyen bir perde olabilir.
insan ister istemez düşünüyor, türkiye cunhuriyetin de genel kurmay başkanlığı yapmış ilker başbuğ terörist ise, imralı da yatan orrrospuuuu çocuğu kim?
Yılların birikmiş kininin dışarı vurulmasıdır.
Bir asker asla suçlu olamaz ..vs demiyorum.
Her meslek gurubu içinde ayıklanması gereken sivriler olabilir.
Bugün,mesleğini kötüye kullanan avukat,hakim,mimar,savcı,inşaat kalfası..vs var ise asker içinde de olabilir.
Yalnız siz koskoca TSK'nın emekli orgeneralini,Genel Kurmay Başkanı'nı illegal örgüt kurup yönetmekle,terörist faaliyetlerde bulunmakla suçluyorsanız elinizde somut deliller olmalı.
Ortada gezen 'malum bazı karı-koca gazeteciler' gibi,maaşı dışardan alanların iki dudağı arasında koyamazsınız saygınlıklarını.
Askeri liseden itibaren özellikle iki hedef vardır
'Temel askerî bilgi ve davranışları kazanmış, askerlik mesleğinin temel değerlerine karşı duyarlı ve bu değerleri benimsemiş, üstün bedeni yeterliliğe sahip,nsanlığa saygı, vatan, millet sevgisi, şeref ve bağımsızlık kavramlarını kendisine ilke edinmesinin yanı sıra Atatürkçü Düşünce Sistemini özümsemiş ve bunu bir yaşam tarzı olarak benimseyerek, kendine rehber edinmiş askerî öğrenciler yetiştirmek'
Bu hedefe göre bir askerin yazılı ve görsel medyada kurumunu savunurken kullandığı cümlelerden dolayı suçlu bulamazsınız.
Terör örgütü faaliyetinde bulunmak ciddi bir suçtur.
PKK ile aynı noktadasınızdır bir yerde.işlenmiş ve tespiti yapılmış bir suçunuz olmadıkça halkın önünde bu kadaraşağılanamzsınız.
Yıllardır milletin en çok güvediği kurum olan ordudan halkı soğutma çabasıdır.
Ya da genç subaylara 'hııı sesinizi çıkarmayın,oturun aşağı alırız aşağı' tehdididir.
Evet ordunun siyasetten uzakta durması gerekir,gerekirdi de..
Ancak yıllarca televizyon ekranlarından gözümüze soka soka 'silahsız devrim' yapıp temel değerlere saldıranların hiçbir delil göstermeksizin onca emekli askeri apar topar içeri alması yanlıştır.
Bu,an itibarı ile doğu ve güneydoğuda terörle mücadele veren rütbeli ve rütbesiz askerin motivasyonunu yerle bir etmektir.
Elinde yüzlerce silahlı güç olan bir asker neden beklemiş acab madem terör örgütü ise..
Bu ordunun yeniden yapılandırılması,kuruluş hedeflerini değiştirme çabasıdır.
Üstüne ayıptır.
Milletler ancak orduarı güçlü olduğu müddetçe yaşarlar..
--spoiler--
" emekli orgeneral ilker başbuğ'un tutuklanmasına neden olan suç delilinin, emniyette üretildiği bilirkişi raporuyla kanıtlandı. suç delilleri arasında yer alan bilgi notunun bulunduğu 51 nolu dvdi inceleyen bilirkişi, emniyet bilgisarında üretilmiştir tespitinde bulundu
eski genelkurmay başkanı emekli orgeneral ilker başbuğu suçlayan dvdnin, polis tarafından oluşturulduğu tespit edildi. bilirkişi raporuna göre, levent göktaşta bulunduğu iddia edilen dvd, göktaş gözaltına alınmadan bir hafta önce emniyetin bilgisayarında oluşturulmuş.
başbuğ iddianamesinde, 51 nolu dvdnin içerisinde org. ilker başbuğun gayrıresmi iletişim ve imaj danışmanı olarak görev yapan doç. dr. nuran yıldız ve faaliyetleri konulu bir bilgi notunun olduğu yer almıştı. söz konusu dvdnin, 7 ocak 2009da levent göktaşın bürosuna yapılan baskında ele geçirildiği iddia edilmişti. ancak orijinal dvd, savcılık adli emanetinde kırıldı ve açılamadı. bunun üzerine istanbul terörle mücadele şube müdürlüğü, 11 aralık 2009da dvdnin kopyasını istanbul 13. ağır ceza mahkemesine gönderdi.
kopya dvd; tübitak bilirkişisi dr. hayrettin bahşi tarafından incelendi. bilirkişinin, 17 mayıs 2010 tarihli raporunda, kopya dvdnin, levent göktaşın 7 ocak 2009 tarihinde gözaltına alınmasından 1 hafta önce, 31 aralık 2008 günü saat 17:40da emniyetin bilgisayarlarında oluşturulduğu tespit edildi.
göktaş mahkemeye sundu
2. ergenekon davasında tutuklu yargılanan emekli albay levent göktaş, 51 nolu dvd hakkındaki bilirkişi raporunu, dün istanbul 13. ağır ceza mahkemesine sundu. göktaş, dvdnin içindeki bilgi notunun hazırlandığı tarih ve saatte ankara adliyesinde duruşmadaydım dedi.
göktaş, konuşmasının ardından mahkemeye sunduğu dilekçesinin girişinde, emekli ogeneral başbuğu suçlayan, doç. dr. nuran yıldız ve faaliyetleri konulu sözdebilgi notundan, savcılık sorgusunda haberi olduğunu vurguladı ve şunları söyledi:
bilgi notu hakkında sadece 8 satırlık bir bilgi edinilmiştir. 5 haziran 2007, saat 11.41.01 oluşturulduğu; 5 haziran 2007, saat 11.45.29da son güncelleme yapıldığına dair bilgilere vakıf olunmuştur. yani, 7 ocak 2009dan bugüne kadar, orjinali savcılık adli emanetindeyken kırılan, bu nedenle içeriğine dahi girilemeyen, üzerindeki parmak izleri silinmiş, bu nedenle failleri bulunamayan bu dvd içeriğinde yer alan bilgi notu, polise ait kopya dvd bilirkişi raporuyla öğrendiğimiz, döküman tanımlama bilgileridir.
dijital iz yok
emeklli albay göktaş, göaltına alındığı dönem avukatlık yapıyordu ve dvdnin avukatlık bürosundan çıktığı iddia edilmişti. el konulan bilgisarların hiçbirinde, bu dvdnin izine rastlanmadığını hatırlatan göktaş, şu bilgileri verdi: bilgisayarlarımızda, 51 nolu dvd ve bilgi notu isimli word belgesiyle ilgili herhangi bir dijital ize rastlanmamıştır. ayrıca 51 nolu dvdde de, bilgisaylarımıza ait herhangi bir dijital iz bulunmamıştır.
içeriğini kimse görmedi
dilekçesinin devamında, gözaltına alındığı günden bu yana 3 yıl 2 ay geçtiğini hatırlatan göktaş, bu dvdnin orjinali, orjinalinin içeriği ve bilgi notu adlı belge; sayın mahkeme, sayın cumhuriyet savcıları, ben ve avukatlarım tarafından görülmemiştir. dedi.
göktaş, şu noktalara dikkat çekti: soruşturma aşamasında ısrarla yaptığımız, lütfen bu dvdyi üzerindeki parmak izleri muhafaza edilecek şekilde koruyun taleplerimize karşın, savcılık adli emanetinde, kim olduğu belli olmayan kişi ya da kişlerce; maket bıçağı marifetiyle kasten kesilmiştir. üzerindeki mevcut parmak izleri de kasten silinerek, açılamaz ve kullanılamaz hale getirilmiştir. yani ana delil, kullanılamaz hale getirilmiştir.
mahkeme suç duyurusu yaptı
bilirkişi hayrettin yahşinin raporuna da değinen göktaş, dilekçesini şöyle tamamladı: 51 nolu dvd içerikleri; orjinal dvdde olup olmadığı belli olmayan, mahkeme ve savcılığın hiç görmediği, sadece polisin bu dvdde doküman vardı sözüne uygun olarak şüpheli delil sıfatını taşımaktadır. zira mahkeme heyetinizin de, orjinal dvdye dışarıdan müdahale edilerek zarar verildiğine dair 23 ocak 2010 tarihli 35. celsede aldığı ara kararda, istanbul cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusu mevcuttur.
51 nolu dvdnin kronolojisi
7 ocak 2009: emekli albay levent göktaşın avukatlık bürosu basıldı. aynı gün gözaltına alınan göktaşa savcılık sorgusunda, meklektaşının odasından bir dvd çıktığı söylendi. göktaş, dvd&nin savcılığa getirilerek parmak izi incelemesi yapılmasını ısrarla istemesine rağmen bu talebi kabul edilmedi.
15 ocak 2009 / 21 ocak 2009: göktaş, cumhuriyet savcılığına iki dilekçe verdi. göktaş, 51 nolu dvdnin kırılması ve üzerindeki parmak izlerinin silinebileceği şüphesiyle savcılık adli emanete getirilerek korunmasını istedi.
3 kasım 2009: levent göktaşın talebi ile 51 no&lu orijinal dvd, incelenmek üzere 13. ağır ceza mahkemesine getirildi.
11 kasım 2009: silivri emniyet müdürlüğü, parmak izi araştırmasını tamamladı ve uzman raporuna göre dvd hakında şu tespitler yapıldı: açılamayacak şekilde özel olarak kesilmiş; üzerindeki parmak izleri tümüyle silinmiş; üzerinde bir parmak kalınlığında toz olduğu anlaşılmıştır.
11 aralık 2009: orijinal dvdnin açılamaması üzerine emniyet, mahkemeye bir kopya dvd gönderdi.
12 ocak 2010: polise ait kopya dvd, tübitak birlirkişisi dr. hayrettin bahşiye gönderildi.
23 ocak 2010: istanbul 13. ağır ceza mahkemesi, 51 nolu dvdnin zarar görmesine sebep olan ilgililer hakkında istanbul cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
17 mayıs 2010: birlirkişi hayrettin bahşinin raporu mahkemeye ulaştı. ancak polisin iddia ettiği dökümanlar, dvdnin içerisinde varmış gibi süreç devam etti. "
mantıklı olabilecek bir fikir.konu hakkında çok fikrim olmamakla birlikte yine bazı kalıplarla yaşayan ulusalcı arkadaşlar nezdimde yine saçmalıyor.neymiş tsk'nın başındaki adam kesinlikle kötü bir şey yapmazmış çünkü tsk'nın başındaymış ! gel hele gel gel tespite gel.o zaman ülkenin başındaki başbakan da kötü bir şey yapmaz çünkü ülkenin başbakanı ?
ne renkli adamlarsınız,neyse kendi aranızda bununla avunuyor,her biriniz alanında uzman avukat ayağına yatıp birbirinizi tatmin ediyorsunuz,ben daha fazla ilişmeyeyim,kenardan izlemesi daha zevkli zira.
ülkenin gidişatı, apo genelkurmaya, genelkurmay imralı ya olduğu için gayet normal karşılanması gereken durum.
kürt sorunu olarak adlandırılmaya başlanılan terör gerçeğini genelkurmayın ehil elleri yerine apo ve danışmanlarının kanlı elleri ile müzakere eden hükümetten beklenen hareketler bunlar.
siyaseti terörize eden zihniyetsizlikten terörle el ele verip, vatansever türk ordusu ile çatışmasından başka ne beklersiniz.
herkez ama herkez şunu diyor eskiden tsk-abd işbirliğiydi şimdi cemaat-akp-abd işbirliği var.
-peki soruyorum neden kimse bu soruyu sormuyor kardeşim? ***bu abd israilden sonra en yakın kankisi olan tsk yı neden satıyor neden akp ile kol kola giriyor? #halbuki tsknın 80 yıllık devlet mekanizması içinde etkili ve kurulu bir gücü vardı. bugün tsk'ya yapılan operasyonlar muhaliflere yapılsa tsk aracılığıyla abd daha kazançlı çıkmazmıydı? (bkz: dolmabahçe mutabakatı)
anayasayı kısmen yada tamamen devirmeye teşebbüs ve hükümete karşı halkı ayaklanmaya zorlayan yada ima eden kişiler ağır ceza mahkemelerinde yargılanırlar ve eğer böyle bir girişimde bulunmuşsanız yada bu suç isnat edilerek yargılanıyorsanız beklendiği üzere terörist olarak suçlanırsınız ki zaten öyle olmuş ilker başbuğ ergenekon terör örgütünün yöneticilerinden sayılmış ve ergenekonun tsk'ya sızan terörist kadrolarından biri olarak gösterilmiştir. zaten bir insanın özel yetkili mahkemelerde yargılanması dahi o kişinin neye dayandırılarak suçlandığı ve sanığın iddia makamının gözünde teröristmi yoksa sanık olarak mı görüldüğü belli değilmi kardeşler?
-koskoca türk silahlı kuvvetleri başkanı kalkıp teröristlik yapacakmış yok ya asıl sensin lan terörist hadsiz!
bu ülkenin istihbaratı ve askeri idaresi o kadar mal insanların elinde ki koskoca tsk'ya bir terör örgütü liderinin sızmasının önüne geçememiş diye sormazlar mı arkadaş bir insana?
tanım yapmayı unutmuşuz sinirden; t.c.'nin yetiştirdiği bir üst düzey bir subayın haburdan varyete ile memlekete alınan şerefsizlerle, imralı'daki insanlıktan çıkmış'la, bebekleri kurşuna dizen organizmalar ile bir tutulmasıdır.
şu anda sadece sanık durumunda olduğu için terörist sayılması doğru değildir. mahkeme sonunda savcıların delillieri hakimleri ikna ederse o zaman söylenebilecek bir sözdür.
emir-komuta mekanizmasının en kesin ve sert biçimde uygulandığı kurumdur TSK. Hal böyle olunca Orgeneral rütbesine gelmiş bir askerin emir alacağı kişi veya makamın ondan üstün olması gerekir.
Bir orgeneralin, hele de bir Genelkurmay Başkanının bir yüzbaşı veya albaydan emir alması düşünülemeyeceğine göre, kim veya kimlerden emir alabilir? Ancak Başbakandan!..
aponun da saygın bir iş yaptığı mantığını doğurur. bir ibnelik var bu işte ve bu ibneliği yapanlara değer veren gereksiz insanlar sürüsü var. bu durumda başların ayak, ayakların da baş olması gayet doğaldır. taa ki sular durulup ak göt kara göt ortaya çıkancaya dek.
emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral ilker Başbuğ hakkında hazırlanan iddianamedeki o ifade sebebiyle fethullah gülen adlı şahsı bir güzel andım sayın seyirciler nedenmi? iddianameye göre: "Başbuğ, Ergenekon terör örgütü adına TSKya sızmış"!..
ebenin bilmem nesi!...
nasıl oluyor lan? şimdi koskoca tsk'nın komutanı gündüzleri çankayada görev başında cumhurbaşkanıyla buluşurken geceleri teröristlikmi yapıyor?
tamam sayın yazarlar ''oh olsun onlar türbanlılara eziyet etti pis seküler faşist laikçi generaller'' diye kızabilirsiniz bir yerdede haklısınız ancak bu operasyonun amerika tarafından yapılıp koskoca türk silahlı kuvvetlerinin komutanının düzmece delillerle terörist sıfatıyla aşşağılanmasına neden ses etmiyorsunuz?
hani türktünüz? hiç yoktan tc vatandaşıysam bu durumda türküm diyenlerdendiniz? hiçmi kanınıza dokunmuyor ulan? islamın sancaktarlığını 1000 sene boyunca anlı şanlı zaferlerle gururla taşıyan bir milletin öz ordusu amerikan menşelli cemaatçi kadrolarca yargılanıyor.
hiç yoktan böyle boktan suçlamalarla türk ordusu aşşağılanmasa bari. hiç yoktan özel yetkili mahkemeler denilen o hukuk müsveddesi tiyatro salonlarında yargılanmasına karşı çıkınız!