bugün

sözlük alaminin alnına sürülen lekeye değinmek için yazıyorum bu satırları.

daha dün çıkmıştı halbuki ,küfredip bağırıp çağırıp saldıranlar onlar değil mi ?
kimseyi sevmezlerdi aslında ,yöneticilerimize bile küfreden onlar değil mi ?
pek uğraşmadık ama onlar uğraştı, bizim kuyumuzu kazmaya çalışan onlar değil mi ?

biz kendi kendimize saldırıyoruz ,hataları bile entry yoluyla laf sokarak söylüyoruz,aslında biz kendi arkadaşlarımızın kuyusunu kazıyoruz,aslında kazdığımız kuyuya kendimiz düşüyoruz .

bir düşün uludağ yazarı sadece düşün.
şurada sevdiğin 5-10 kişiyle beraber kalsan daha mı iyi olur ? bir tek sen ve arkadaşın ... diğerlerini aramazmısın ? bizi sormazmısın ? sadece bir düşün sen ve 5 arkadaşın.

şimdi şu yazıyı okuduğun andan itibaren bir bak bakalım entrylerine nasıl bir güç duruyor orda nasıl bir asalet nasıl bir titizlik yada nasıl bir yazı ?
ve yine şimdi kimseye saldırmıyacağına dair söz ver kendine. ülkenin bir avuç dahi olsa toprağı söz konusu olmadığı müdddetçe kimseye ama kimseye ... söz ver kendine.
ırk, dil, din, ayrımı yapılmadığı müddetçe rahat dur. rahat duralım olmaz mı ?
elbette tartışalım ama bu eleştirisel olsun ,vurgusal değil.

yine sevmedin beni belki ,yine sallamıyacaksın belki ama ,daha mutlu bir ortam istiyorsak ,daha fazla dostluk olucaksa doğrusu bu.

sen söyle şimdi işin doğrusu bu değil mi ?
"kazılan kuyuya düşme" tabiri son derece katıldığım bir betimleme. çünkü gerçekten kendimiz ettiklerimizi biçiyoruz. rüzgar ektik maalesef fırtına biçiyoruz. biziz kışkırtan, biziz galeyana getiren onları. tabi o yavşakların da içinde var bu. ama biz onlarla beş para etmez sidik yarışlarına girmeseydik, böyle naneler ortaya çıkmayacaktı. şimdi "düşünme" vakti...
https://youtu.be/HYTGetpLV3s

(img:#1770126)