tesadüf eseri adı konmamıştır. münferit bir vakıa da değildir.
daha birkaç ay önce kocaeli üniversitesinde kapalı bir arkadaşımın, bayan hocaların sık sık onu odalarına çağırdığını ve onun zekiliğinden, çağdaşlığından ve ileride yapacağı mesleği kast ederek tesettürden vazgeçmesi için çabaladıklarını anlatmıştı. sanıldığı gibi 32.günde falan uydurulmadı.
demokratiklikte, insan haklarında, iradelere saygıda, yasaksız toplum hareketlerinde vs.. ihaleyi kimseye bırakmayan solcuların, bütün kefil oldukları bu kavramları torlayıp-toparlayıp çöp konteynırına attıkları odalardır.
ha biz zaten biliyorduk antidemokratik, insanı önemsemeyen, iradeleri kullanmaya meyilli ve yasakçılığın kralına sahip insanlar olduklarını*, ama bunu herkesin gözü önünde ispat edebilmeleri bambaşka bir kavramın belirmesine neden oluyor,
hiç bir avrupa ülkesinde (türkiye halen ab ye giremediğinden bu kadar rahatız sanırım) insanların kendi benimsediklerini din ve dini inançları gereği vucutlarındaki mahrem bir bölgeyi kapatmalarını hazmedemeyen, sayısı 3 5 gibi görünmesine karşın aslında binleri bulan insan demeye dilimizin varmadığı ancak morfolojik olarak insan özellikleri bulunduran insanların başı kapalı genç kızlara (her ne hikmetse özellikle eğitim hayatının içinde bulunanlara) sözlü taciz, zorla ikna gibi yolları deneyerek dini inançlarının gereğinden vazgeçmeleri için kurdukları odalardır. (bkz: insan olmaya davet ediyorum sizleri)