ihsan Oktay Anar'ın bütün kitapları Kur'an-ı Kerim'den yada Kitab-ı Mukaddes'ten genellikle Tevrat bölümünden bir yada bir kaç ayetler başlar (Yanılmıyorsam Suskunlar'da kullanılan epigraf Mevlana'dandı.). Aynı zamanda alıntılanan bu ayetler sonraki sayfalarda karşılaşacağınız hikaye ve kahramanlarla ilgili anahtardır.Karekterler özellikle Puslu Kıtalar Atlası, Kitab-ül Hiyel ve Amat'ta Kutsal metinlerde geçen tarihi kişiliklerin farklı hikayelerde anlatılmış varyasyonlarıdır. Bu yüzden ana metni bilmeden anlatılan hikayenin derinliğini kaçırmamak işten bile değil.Yinede yazarın olağanüstü akıcı uslubu ve hikayeleri kurgulayış şekli onu her türlü okuyucu için vazgeçilmez kılmıştır.Üstattır gözümüzde pir-i fani değildir ama çoktan bir edebiyat piri olmuştur.
Birde eski Öküz dergisinin bir kaç sayısında yazdığı tarihi içerikli mizah usluplu yazıları vardır ihsan Oktay Anar'ın. Genç Yeniçeriye Öğütler isimli bir yazısı vardır ki hele tadından yenmez. En ciddi öyküleri anlattığı eserlerinde bile yüzeyin hemen altından okuyuca dokunduran vazgeçilmez bir mizah anlayışı vardır üstadın.
geçen hafta odasına gidip tanışma fırsatı bulduğum değerli hocamdır. heyecanı, mütevaziliği ve sadeliği ile "bireysel varoluşunu bir ideolojiye dönüştürmek"ten kaçınmaya çalıştığı her halinden bellidir. "affedin hocam, uzun süredir bu anı bekliyordum, bu yüzden heyecanlıyım." dediğimde "lütfen, ben de heyecanlıyım. yeni insanlarla tanışırken hala çok heyecanlanıyorum." diyerek gülümsetmiştir.
8 yıllık bekleyişten sonra, o anlatması zor "yazar imgesi"yle nasıl baş edeceğimi bilemeden tanıştım kendisiyle. ama bir yazar için bunu söylemek daha zordur: ihsan oktay benim için artık "yazar ihsan oktay" imgesinin çok ötesinde, bireysel bütünlüğü ile bir sefer daha kendine hayran etmiş bir hoca, bir insandır.
Puslu Kıtalar Atlası'nın yazarı...Nihayet edindiğim ve en kısa zamanda Amak-ı Hayal ile karşılaşmasını yapmayı düşündüğüm eser. Okunabilir , iyi de olur .
tek bir kitaba dünyaları sığdırmayı başarabilmiş. tarih, felsefe, metafizik, coğrafya, pozitif bilimler ve şu an aklıma gelmeyen daha nicesi. konuların harmonisi eşliğinde verilen mesajlar, yazılan hikayeler insanı içinde bulunduğu dünyadan mıknatısla söküp alıyor, kitabın içerisine, o binbir renkle çizilmiş, farklı boyutlar kazandırılmış alemlerin odak noktasına yerleştiriliyor. daha fazla söze gerek yok; alın, kendiniz okuyun. kendiniz geçin o odak noktasına ve görün zenginliğin ne demek olduğunu.
puslu kıtalar atlası, efrasiyab'ın hikayeleri, kitab-ül hiyel, amat. suskunlar'ı az önce bitirdim. sıradakini dört gözle bekliyorum. ayrıca tüm eserlerini okumuş bitirmiş ve eserlerde geçen derin anlamları düşünürken herkes tarafından kafayı sıyırdığına karar verilmiş biri olarak saygılar sunuyorum ihsan oktay hoca'ya. eşsiz bir üstad doğuyor arkadaşlar. aslında doğdu bile.
kitaplarını okuyabilmek için geniiiiiiş bir genel kültüre sahip olmak gereken yazar.
terimler kitabı, osmanlıca sözlük de yetmez onun kitapğlarını tam manasıyla kavrayabilmek için.
örneğin amat'ta şeytanın nuh'un gemisine biniş öyküsünü öyle gizliden gizliye yedirmiştir ki öyküye insan ikinci- üçüncü okuyuşunda farkına varır aslında kitap bu tarz efsanevi öykülemelerin kurgusal bütünüdür.
eli öpülesi yazar. kitaplarında eski dili kullansada ve siz çoğunun anlamını bilmesenizde kitabın verdiği o duygu yoğunluğunda anlamını kendi kendine verebiliyorsun zaten. o ki bir şeyi anlatırken senide o karakterlerin içine alıyor, örneğin puslu kıtalar atlası kitabında sende sanki lağımcı tayfasıyla beraber lağım kazmasındasın kimi zamanda dilencilerin arasında.
hakikaten insana kitap okutmayı daha da sevdiren. amat ve efrasiyab'ın hikayeleri adlı kitaplarıda olağan üstü iyi olan. ve şu an hala ege üniversitesinde felsefe bölümünde ders veren, keşke ege üniversitesinde okusaydım dememe neden olan ayakta alkışlanacak nacizane yazarlardan biri.
kitaplarını okurken zaman ve mekandan azade olduğunuz yazardır.
kelimeleri kullanması, tamamen yabancı olduğunuz kavramları öyle bir yedirir ki kitabın içinde yaşayan kahramanlardan farkınız kalmaz.
onun için söylenecek güzel şeylerin de kitaplarında anlattığı dil kadar güzel olmasını isterdim fakat bunu ifade etmem maalesef imkansız.
J.R.R tolkien in yüzüklerin efendisi için şu söylenir.
dünya ikiye ayrılmıştır. yüzüklerin efendisini okuyanlar ve okuyacak olanlar, diye.
ben eminim ki bu yazar için de aynısı geçerlidir.
dilerim herkes bu yazarın bir kitabını okur.
2009 erdal öz edebiyat ödülü kendisine verilmiştir.
--spoiler--
Kurulun düzenlendiği toplantıda, ödülün bu yıl Türk edebiyatına kazandırdığı birbirinden önemli romanları, bu romanlarda ortaya koyduğu özgün üslubu nedeniyle yazar ihsan Oktay Anar'a verilmesinin kararlaştırıldığı kaydedildi.
--spoiler--
istanbul'u sevmeyen fakat istanbul'a aşık edecek bir üslupta istanbul'u anlatan modern çağ masalacısı.mazharbey durağı ödüllerini her dalda toplamış yazardır ayrıca.
ödülünden dolayı kendisini tebrik ederiz; fakat bu onu ne yüceltir ne küçültür. nobel de alsa, hiç de ödül almasa; eleştirmenler yerin dibine soksa da her kitabının başucumuzda yeri vardır.
hasan ali toptaş ile birlikte günümüz türk edebiyatının en mükemmel yazarıdır. insanı afallatır, korkutur, güldürür, düşündürür. ey dostlar ey erenler bu dehayla aynı dönemde aynı ülkede yaşamak bile ayrıcalıktır. bilmem farkındamısınız. okuyun,okutturun. puslu kıtalar atlası veya suskunlar dan başlamak sizin için en hayırlısıdır *.
iyi ki türkçe yazıyor, iyi ki bizim masallarımızı yazıyor uzun ihsan efendi... içinde bulunduğunuz sıkıcı dünyadan kurtulmak için i.o.a'nın masalsı dünyasına adım atın. orada sessizliği kendilerine yol edinmiş 'suskunlar' ı bulacaksınız. elinde neyiyle karşılayacak eflatun sizi. sonsuz nefesin yansımalarını hissedeceksiniz eflatunun nefesinde. nuvarif efendi geçmişine ağlarken siz mutfakta çile dolduran dervişlerin ''somata'' seslerini duyacaksınız.... yetmeyecek i. o. a elinizden tutacak ve bir gemiye bindirecek ölümün en büyük gerçek olduğunu anlayacağınız 'amat' adlı hiç yapılmamış olması gereken gemiye... diyavol paşa'nın nağmeleri ile gabyarların ölüm korkusunu harmanlayacak, kırbaç süleyman'ın yüreklere korku salan çığlıklarına şahit olacaksınız.
velhasıl ivedilikle okuyun okutturun....
en azından okuduğum üç kitabından edindiğim izlenime göre; kitaplarında, jack london gibi "çok güçlü karakter"lere yer veriyor.
bu karakterler sadece akıl, düşünme, ifa etme olarak güçlü değil; aynen jack london karakterleri gibi aynı zamanda fiziken de çok güçlü karakterler.
medyatik ve müptezel olmadan da kaliteli ve çok okunur bir yazar olunabileceğini; dışarıda ülkesini satmadan da gönüllerde ödül alınabileceğini yazdığı birbirinden güzel eserlerle ortaya koymuş, günümüz Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden biri. Değeri ileriki yıllarda daha da çok anlaşılacak bir roman ustası.