Kadınlar duygularını dile döker. Erkekler duygularını içinde yaşadıklarından zamanla yoğunlaşır ve kağıda dökerler. Bu yüzden kadın şair yok gibidir ama kadın dırdırı her zaman vardır.
yüz yıllar boyu kadınları cariye ve köle olarak kullanan bir toplumda normal karşılanması gereken durumdur. bugün bile kadın sesinin haram olduğunu söyleyen bir dinin yaşandığı ülkede, kadınlardan başarı beklemek abesle iştigaldir.
şair değil yazarlar çıkmıştır efenim, halide edip adıvar, halide nusret zorlutuna gibi...
üstelik halide edip adıvar kuvvayi milliye'ye destekleri çok büyük, çok büyük bir kadındır!...
günümüzde ise, ayşe kulin ünlüdür!...
kendilerine göre daha önemli şeylere kafa yorarlar o yüzden şairane bir havaya kapılmazlar. örneğin; moda, ünlüler, artislik hareketler, kim ne giymiş ne yapmış gibi şeylere ve dedikodulara daha yatkınlardır.
şiirler kadınların yazması için değil onlara sunulmak içindir. nasıl bir erkeğe çıçek veren hanım olmazsa ,şiir yazanı da olmaması doğaldır. istisnalar hariç.
kadın elindekiyle o kadar meşguldür ki başını kaldırıp diğer seçenekleri yoklayıp onlardan heyecanla beslenip kaleme sarılmak aklına gelmez. onun daha mühim işleri vardır; erkeğinin gözlerini üzerinden çekememesini sağlamak. o gözler üzerinden bir kaydı mı her kayışında içindeki fahişe her çiçek için ayrı şiir kitabı yazar ve dünya buna "sanat" der, evde(çantada) zaten şiir gibi seven kadın unutulur.
tabii ki vardır. fakat erkek sayısı kadar değildir. sebebinin de şundan kaynaklandığını düşünüyorum. bir kadının ruhunu ve bedenini betimlemek çok daha kolay ve ilgi çekicidir. ayrıca dünya da kadın haklarının tanımı yeni çizilmişken, bir de o kadınlardan bağıra bağıra bir erkeğe olan aşkını ya da memleket meselesine yönelik söylemlerde bulunmasını bekleyemezdik. ama bugün dünya da sesi yükselen kadınların sayısı giderek artmaktadır. bol bol kadın edebiyatçıyla karşılaşmaktayız.