Hiç vazgeçmeyen, kapıyı çalmak şöyle dursun kapıyı kırarak gelendir. Zaten üst üste gelmese olmaz olandır. illa dibini görüp tam da boğulmak üzereyken son anda zor da olsa kurtulacaksındır. Tam kurtuldum derken bir daha bir daha ve bir daha yoklamayı da asla ihmal etmeyecektir.
Aylardır yaşadığım durum, bunlar yetmedi bi de birinden etkilendim konuşmaya başladım, aşık değilim ve olmak da istemiyorum çünkü aşkın mutluluk getirdiği nerde görülmüş.
ya amina koyacam artik ama. ulan suan yasadigim seyler en acikli turk filmlerinde bile olmaz. yemin ediyorum artik sinira geldim. bugun de hicbir isim yolunda gitmedi. para da yok. dedim bugun arabayla yola cikmiyim. akbile para attim. aksama akbili kaybettim icinde 15 tl vardi. iptal ettirdim. 30 lira da cezasi varmis. o 15 tl nin de icinde kaldigini sanmiyorum. keko mekaninda kaybettim cunku. lanet olsun ya. bosuna gitti 45 lira. hayir bunlarin hepsi neden ustuste oluyor. neden ayni anda oluyor. su durumdan kurtulayim yeminle fakirleri sevindircem. ulan boyle hayat mi olur. her yeni gune acaba basima bugun ne belalar gelecek diye uyaniyorum. suan bunlarin hepsinin ruya olmasini dilerdim. icimdeki inanc bile eksilmeye basladi. oyle boktan bi durumdayim iste suanda.
oynayın amk oynayın üzerime oynayın...
sinir krizi geçirtin, üstüme gelin hatta üst üste gelin...
her biriniz bi taraftan sokun bıçağı, aman dikkat edin de bir birine denk gelmesin...
ayrı ayrı soktuğunuza emin olun, hem lafları hemde bıçakları...
ömrümü yiyin bir kuru ekmekle...
üstüne de bir bardak su için, aslında hazmetmeniz biraz zor olacak beni...
o yüzden bir değil, iki hatta üç bardak su için...
sakın tereddüte düşmeyin doğru yolda olduğunuzu bilin...
sonum yakındır, sakın pes etmeyin...
bunun var olmadığını savunan, semi-optimist polyannacılara kafam girsin öncelikle...
kötü şeyler olmaya başladığı zaman, ardı arkasının kesilmediğini söylemektedir bu kavram. misal önce sabah kalkarsınız ebesinin amı kadar yol gitmeniz gerekmektedir işleriniz için, pencereden dışarı baktığınızda it gibi yağan yağmuru, fırtınayı görürsünüz. siktiri basamadan o gününüzün sikilmiş olarak kaderinize yazıldığı ard arda gerçekleşen göte girici olaylarla anlaşılır. aksam hava kararınca cansız bedeninizi yatağa atar geberiri kalırsınız...
acele bi iş söz konusuysa herzaman yerinde olan şey yok olur, evdan çıkmak için gerekli anahtar en görünmez yere girer, yolun ortasında bişey unuttuğunuzu farkedip geri dönmek zorunda kalınır gibi...
sabretme gücünüzün sınandığı zamanlardır.
daha fazlası olmasın diye dua etmektir.
hayırlısı artık diye tesellilerle avutmaktır kendini.
sakinleşmek için beklemek gerekir...
hayatın farklı alanlarında yakın zamanlarda aksilikler yaşamak, kötü haberler almaktır.
ilk duyum insanı az acıtsa da sonraki duyumlarla birlikte canınız çok acıyacaktır.
bu durmda yapılması gereken sabredip beklemektir.
sabredip beklemek kolay mıdır? elbette değildir. insanı o dönem sessizliğe, moralsizliğe iter. durumun düzeleceği kesin değildir. bazıları düzelmeyecek boyuta gelmiştir çünkü.
insanın hayırlısı böyleymiş demek, rahatlamak ister ama acının hafiflemesini beklemek gerekir.