bugün

yazarın ilk kitabıdır.Okuyun, tadı güzeldir.
sevenleri çoktur. belki ikincisi yoldadır.
ellerine saglık emrah serbes.
ecnebice 'every contact leaves a trace' olarak bilinir. kriminolojinin en temel ilkesidir, kisaca locard ilkesi/locard's exchange principle olarak da gecer literaturde. 'ridgeology' biliminin babasi, 'forensic' dallarinin ustadi edmond locard tarafindan 20 yuzyilin basinda ortaya atilmistir. adam oldurmeden evvel iki kere dusun der bu ilke; cunku baska bir kisi ile yapilan en ufak temas sana iplik, sac, tirnak vs. kalintisindan dolayi dna olarak geri doner. yani en iyisi hic suca bulasma manasina gelir. bir nevi gozetim toplumunun buyuk abisi gibi gozdagi verir, adeta feuerbach kurami gibi isler bu ilke. yani cezadan cok cezanin seni eninde sonunda bulabilecegi endisesi insani suc islemekten alikoyar.
emrah serbes adlı polisiye roman yazarının ilk romanı

kitabın arkasında şöyle yazıyor...

kızılay, sakarya caddesi, ssk işhanı, dil-tarih, atakule, öğrenci evleri... ve emniyet... cinayet masası. behzat ç., "yeni müktesebata" uyum sağlayamamış, lambur lumbur, "dişli" bir başkomiser. müzik dinlemez, polis telsizi dinler. kitap okumaz, gazeteye spor sayfasından başlar. herhangi bir siyasi görüşü yok. "içimizden birinin" üçüncü sayfa haberlerine yansımış hali gibi, adı bile tam değil. 1. amatör'de duran toplara iyi vuran bir stoperken, topçuluğu bırakıp başkalarını tekmelemeye başlamış. mesela beş lira için kalbinden adam bıçaklayanları, on üç yaşında kızlara tecavüz eden, namus için en yakın akrabalarını vuranları... kendi adalet anlayışı bakımından sorun yok; "it uğursuz" kimdir, belli gibi görünüyor... ama acaba öyle mi? behzat ç.'yi ve onun adalet duygusunu da rahatsız eden işler olabiliyor bazen hayatta... at izinin it izine karıştığı bir cinayet... kim, niye öldürsün bu kızı? hem niye bu şekilde? siyaset karışmış desek?.. garip... öğrenci âlemine, başka âlemlere, ama asıl polis âlemine dikiz atan, entrikası bereketli bir polisiye...
(bkz: behzat ç)
Çerezlik bir kitaptır. Yazılış tarihini bilmesem kitap mı diziden önce yazıldı, dizi mi kitaptan önce çekildi diye sorardım. Metroda gideri vardır. Hele Ankara metrosu ise tadından yenmez.
adli bilimlerin temel ilkesidir.locard tarafından söylenmiştir.
bu ilkeye göre mağdur olay yerinde kendine ait bir şey bırakabilir ya da olay yerinden bir şeyler götürebilir.
saldırgan olay yerinde kendine ait bir şey bırakabilir ya da olay yerinden bir şeyler götürebilir.
mağdurun üstünde saldırgana ait,saldırganın üstünde ise mağdura ait bir şeyler olabilir.
bu prensip ilkesinde oloay yeri incelemeleri sonrasi deliller doğru toplanır,doğru paketlenir ve doğru şekilde kriminal lab.a ulaşırsa mağdur-saldırgan-olay yeri ilişkisi çözülebir ve delillerden saldırgana ulaşılabilir.
(bkz: iz bırakanlar unutulmaz)
son hafriyat'ın öncüsüdür.
behzat ç.

diziden sonra okudum diye pişman olunan kitap. aslında sonu en heyecanlı kitap listesine girmeye aday. ancak diziyi izlememe şartı ile. ayrıca dizi efsane ise kitap ondan da efsanedir.

alıntısı ise:

Eda'ya ''bugün bayağı güzelleşmişsin. yüzüne renk gelmiş'' dedi. bu söz iltifat sayılırsa bir kadına iltifat etmeyeli dört yıl olmuştu. Eda hafif kızararak odadan çıktı. Harun'un yüzünün asıldığını görünce ona dönüp ''hepimizin hayatında bazen güzel kadınlar oluyor.'' dedi ''tabii tesadüf, yoksa bize kim baksın ?''
bira eşliğinde çerez niyetine giden, son hafriyat'la artık beni benden alan behzat ç. serisinin ilk kitabı.
(bkz: emrah serbes)
diziden önce keşfedemediğim. hatta diziyi çok sevmeme rağmen kitabını acaba? diyerek okumayı da erteledim. nedeni malum. neticede kitaptaki kahramanları okudukça gerisi hayalgücünün harmanına kalmış. erdal beşikçioğlu gibi bir oyuncudan sonra artık hayalgücünü siktiret, sanki diziyi yaşıyormuşsun gibi oluyor. işte bu çok gıcık.
ama aldım yine de elime, karakterleri bir de ondan dinlemek gerekir diye. dinledim de, 28 saat içinde yaladım yuttum. akıcı, heyecanlı, basit apaçık bir dil. zaten falasını da beklememek gerek ya.mekanların neredeyse hepsi tanıdık. bir de yazarla aynı dönemde dil tarihte olduğunu düşününce, heyecan daha da artıyor. yani okumamak aptallık olurdu.

ama. işte ama. ulan neden daha önce keşfedemiyorum ben böyle herifleri yahu? valla kendime gıcık oldum ya.
her tadı güzel temas iz bırakır diye düzeltilmesi gereken cümle.
diziyi izlemeyenler için ağır spoiler uyarısı mevcuttur, geç olmadan söyleyeyim bunu.

--spoiler--
kitabın 30. bölümü final bölümüdür aynı zamanda. diziyi izleyenler bilir, berna'nın intihar sahnesidir. 30. bölüm ezginin günlüğü'nün küçüğüm adlı şarksının bir dörtlüğü ile başlar. kitabın başka hiç bir yerinde böyle bir giriş yoktur. ne bileyim, çok hoştu.

her aşk kendini yaşar
çaldığın kapı kapanır sonunda
içinde bir sen bulursun
büyümüş anlamış yorgun

--spoiler--
Epub indir isimli elektronik (bir nevi korsan) kitap dağıtımı yaptığım bir siteye sahip olmama rağmen gidip orijinalini aldığım. Parasını da sonuna kadar hak eden kitap.
"telafisi en güç şey, dikkatsizlik sonucu kırılan kalplerdir. iş işten geçtiğinde bütün mazeretler tedavülden kalkar, kıran da kırılan da piç gibi ortada kalır."
en güzel isimli kitaplar listesine ilk beşten giriş yapabilecek potansiyele sahip eser.
of öyle gidiyo ki sanki elimde telsiz cevdet gibi dolanıyorum yanlarında. acayip akıcı kitap. karakterler diyaloglar hele sonlardaki o kovalamaca falan amanın okuyun...
kütüphanede duruyor. kaosa mütevazı bir katkıdan sonra okunacak kitaplarımın arasında başı çekiyor.
(bkz: iz bırakanlar unutulmaz)
bence kesinlikle dizisi izlendikten sonra okunmalı.tüm olaylar akış gözünüzün önüne bir bir geliyor.daha bir sarıyor kitap.
http://aylaklemur.blogspo...ve-pratikte-behzat-c.html
umarım ikincisi yoldadır.
"prezervatif sloganı sandım desem döverler mi acaba?" dediğim ve sonradan (sanırım (kısaca hala anlamadım)) kitap adı olduğunu anladığım şeydir *
karakterlerin biraz fazla ama oldukça özgün olduğu, içerdiği diyalogların samimi bir havada geçtiği, yalın bir anlatımı olan emrah serbes kitabı. yazar felsefe yapmaya çalışmamış, anlatmak istediğini olduğu gibi dökmüş ortaya. bu da benim gibi uzun ve edebi cümlelerden bunalan kişilerin hoşuna gitti tabii.

--spoiler--
ben en baştan beri katilin ayşen olabileceğini düşünüyordum. kitap güzeldi çünkü,, sonu da beni şaşırtmalıydı ve bu bağlamda aklıma gelen ilk karakter, pek göz önünde bulunmayan bu kızdı.
--spoiler--

okuyun efenim, sıkılmazsınız. kasıntı ücmlelerin yer aldığı polisiye romanlardan değil.

ayrıca kitabın teşekkür bölümünde, doksan dokuz tane kırmızı vosvos falı ile ilgili birkaç ekşi sözlük yazarının ismine yer vermiş emrah serbes.

(bkz: bir entry girersin ünlü olursun)
(bkz: her entry iz bırakır)
bir arkadaş ortamında (yamulmuyorsam sene 2007 olmalı) bu kitabı elinde tutan bir arkadaş vardı, -nedir falan, derken, -daha yeni elime geçti, okumadım, dedi. okudum güzel bir kitap diyeydi işte bunlar olmayacaktı...

behzat ç. dizisini ikinci bölümünde tesadüfen denkledim, sonra üçüncü bölümünü izleyeyim lan güzelmiş diye düşünürken unuttum, sonra bir ekşi sözlük zirvesinde goygoy bu dizi etrafında dönerken kimse de yarısında bıraktım falan demedi, dizi bildiğin izleniyor, nedir mevzusu bir bakayım dedim. meğer benim ikinci bölümünü izleyip unuttuğum dizi oluyor kendileri.

oturdum birinci bölümden itibaren daha sonradan da tv'den tamamını izledim dizinin. kalkıp da dizi hakkında yazmanın manası yok, bitti gitti işte.

sonra bahsi geçen kitabı okumaya başladım, yazar her behzat ç. dedikçe benim gözümde amirim canlanıyor, her hayalet deyince yine öyle, boktan yani.

kitabı okurken farklı hayaller kuramıyorum, behzat ç.'yi kafamda başka kalıba sokamıyorum, misal kitapta fazla küfür etmez, ben cümle sonuna bir küfür koymalıydı diyorum.

harun'un patavatsız davranışları, lambur lumbur bir adam oluşunu, lan şurada bir pot kırsa da gülseydim davranışları kitapta yok.

yine açın önde gideni orası ayrı...

akbaba kitapta neredeyse hiç geçmiyor, ölmeye yakın insanların tahmini yaşam süreleri hususunda ve her cinayet mahaline ilk damlayan olmak dışında adı geçmiyor, hayır insan koca kitaba bir diziyi sığdıramaz orası ayrı ama garip de bir beklenti oluyor insanda.

netice itibariyle, dizisi, filmi yapılan kitapların önce kendilerini okumak daha hoş sanırım.