bugün
- kilo almak için bik bikle evlenmek9
- travesti ile aynı yatakta uyumak8
- 19 mayıs 2024 fenerbahçenin bütün oyunları bozması16
- icardi1905'i silip atmak15
- icardi190530
- iran'ın depremde yas ilan etmemesi9
- escort ile evlenmek8
- alex de souza vs fred10
- rusların en iyi olduğu şeyler13
- dondurma yalarken erkeklerin sürekli bakması8
- jayden oosterwolde11
- fenerbahçe'nin attığı golde faul olması17
- karınız olsa döver misiniz10
- anın görüntüsü17
- fenerbahçe15
- yeşil gözlü erkek olmak11
- hani u19 gelecekti ühühühühühühü10
- cumhrbaşkanm sizi dünya yenemedi ben nasıl yeneyim13
- fulya öztürk9
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak8
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası43
- maldivlere gitmek varken eminönü nde takılan martı10
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz15
- dursun özbek19
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi24
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı13
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması8
- galatasaray11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı106
- izmir sıcağı9
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur17
- sevgilinin kız arkadaş lobisi9
- karıya kıza doymuş erkek20
- bir şarkı sözü der ki10
- mert hakan yandaş31
- ibrahim reisi13
- siz türkler şerefsizsiniz müslüman değilsiniz13
- erecto'nun trafik kazası geçirmesi13
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl17
- yozgatlı sevgiliyle yapılacaklar8
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı9
- türkiye cumhuriyeti islam devleti olarak kuruldu14
- fenerbahçe büyüklüğü9
- panathinaikos'un atatürk düşmanlığı9
- fenerbahçe taraftarı26
- dokunmaya kıyamadan sevmek21
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz14
- bik bikinize ne dikersiniz13
- bik bik'in cinsiyeti16
- ruh varsa neden görünmüyor13
entry'ler (903)
heves ve kursak.
Universiteyi ancak 30'unda kazanabilmiş insan sözü.
Bazı insanların üzerinde milyonlarca hayal kurdum ve onları, gerçekleştirmemekle suçlayarak usul usul yıktım. Pişman mıyım? Yıktıklarım için değil, kurduklarım için.
(#16361143) no'lu entry'ye cevap:
Siz bilmezsiniz, belki de hiçbir zaman bir zaman bilemeyeceksiniz.
Siz böylesiniz işte!
Çok mutlu, çok beraber, çok TAM.
Bir arkadaşım var, siz bilmezsiniz, belki de hiçbir zaman bir zaman bilemeyeceksiniz.
Oturmuş dizi izliyordum, bilmiyorum belki mutluydum. Başkalarının rolleriyle mutlu olmayı biliyorum, epey oldu öğreneli. Sonra bir fısıltı, bir dürtü, aç şu siteyi, gir bak. Hem de dizinin ortasında. Biliyor musun? Siz bilmezsiniz, ben hissediyorum. Olanı da olamayanı da. Ama en çok olmak isteyeni, en çok.
Lanet olası bildirimlere baktım, bakarım ben. Kocaman bir yazı.
Kocaman ama.
Siz bilmezsiniz, bir müzik yazmış ki oraya daha ilk notasında ağlamaya başladım. Hala ağlıyorum. içimi çekiyorum bazen, burnum da akıyor ama umursamıyorum bile. Şimdi hiçbir şey, hiç kimse umurumda değil biliyor musun? Siz bilmezsiniz. Bilemezsiniz. Ben yine de ağlıyorum.
Şarkı kısa, bittikçe başa sarıyorum. Güzel, çok güzel.
Uzun zamandır ilk defa ağlayarak yazı yazıyorum. Birileri, birisi, sizin acınızı, anınızı paylaşmadıkça nasır tutar, siz bilmezsiniz. Bana başkalarının iyilik meleği ol demiş, ben olmak istemedim ki. Ben hep kaçış yolu aramak istedim birkaç pedal çevirip yağmurda ıslanmak için. Hep istedim ki insanlar arkamdan salak dese de ben, ben olayım. Ben büyümek istemedim, siz bilmezsiniz, belki de hiçbir zaman bir zaman bilemeyeceksiniz. Biz çok ama çok çabuk büyüdük. Bana demiş ki, benim yaşadıklarımı hiçbir çocuk yaşamasın diye tüm dünyanın sorumluluğunu üstüme alabilirdim. Demiş Bana demiş Nasıl yaşıyorum onun kelimelerini biliyor musun? Yok, yok, sen bilm
Gittikten sonra haftalarca fotoğraflara bakamadığımı söylemiş miydim?
Ama siz bilmezsiniz.
Sizin bıraktıklarınızın hala devam ettiğine inanamazsınız. Onlar da inanamamış, biliyor musun? Sen, herkes mutlu sanarsın, ben öyle sanıyordum. Seni özleyen birinin olması ne demek biliyor musun? Siz bilmezsiniz.
Seni özleyen birinin olması demek, her gece tavana bakarken aklında dolanan onlarca tilkinin bir sahibi var demek. Sen arkadaş ne biliyor musun? Bilmezsin, ben burnumu çekip dururken sen gülüyorsun çünkü. Biz böyleyiz işte.
Allah aşkına şu şarkı bitmesin.
Olmayan mükemmel gecem böyle son bulacaksa, hep böyle olsun, hep. Hayat bazen içinden taşanları toplamaya çalışırken, yanlışlıkla içindekileri de ortaya saçıvermek. Hep ortaya bırakamıyorsun, öyle değerli ki.
Şimdi odama gidip o küçük pembe şeyi bir sağa bir sola sallayıp kokusunu içime çekicem. Çünkü bana Onları hatırlatıyor. Ben gittim ama onları da getirdim. Keşke bilseniz Bu yazıyı doğrudan onlara da yazamıyorum çünkü ağlarım, çok ağlarım. Ben zamanında çok ağladım.
Sakın bitti sanma. Sizi çok özledim.
Sakın beni unutma.
Sakın benim yerimi başkalarıyla doldurma.
Çünkü ben ağlarım. Artık ağlamıyordum ama, sen beni yine ağlattın, hep yapıyorsun, hep yapıyorsunuz.
Bir fotoğrafım var ayrılırken çekilmiş, en sevdiklerimden. ilk defa haberim olmadan çekilen bir fotoğraf. Gözlerim, umutlarım, istediklerim hep aşağıda sanki. Bir fotoğraf var, hepimiz kadrajdayız ama, nasıl gülüyoruz.
Ben hep o fotoğraftan bir tane daha çekmek istiyorum ama daha fazla gülmek şartıyla, kendime söz veriyorum. Daha fazla mutlu olmalıyız, çok daha fazla! Bütün bir ayrılık boyu içimizi doyuracak kadar, bizi tüketmeyecek kadar. Soğuk kışlar için.
Çok teşekkür ederim demiştim değil mi?
Beni ağlayana kadar güldürüp bu yazı bitene kadar ağlattığın için, seni öyle çok seviyorum ki. Uzak olduğumuzdan bile fazla.
Dinleyin bak, iyi dinleyin.
Ben burnumu silmeye gidiyorum.
Siz bilmezsiniz, keşke bilseniz. Keşke
Siz bilmezsiniz, belki de hiçbir zaman bir zaman bilemeyeceksiniz.
Siz böylesiniz işte!
Çok mutlu, çok beraber, çok TAM.
Bir arkadaşım var, siz bilmezsiniz, belki de hiçbir zaman bir zaman bilemeyeceksiniz.
Oturmuş dizi izliyordum, bilmiyorum belki mutluydum. Başkalarının rolleriyle mutlu olmayı biliyorum, epey oldu öğreneli. Sonra bir fısıltı, bir dürtü, aç şu siteyi, gir bak. Hem de dizinin ortasında. Biliyor musun? Siz bilmezsiniz, ben hissediyorum. Olanı da olamayanı da. Ama en çok olmak isteyeni, en çok.
Lanet olası bildirimlere baktım, bakarım ben. Kocaman bir yazı.
Kocaman ama.
Siz bilmezsiniz, bir müzik yazmış ki oraya daha ilk notasında ağlamaya başladım. Hala ağlıyorum. içimi çekiyorum bazen, burnum da akıyor ama umursamıyorum bile. Şimdi hiçbir şey, hiç kimse umurumda değil biliyor musun? Siz bilmezsiniz. Bilemezsiniz. Ben yine de ağlıyorum.
Şarkı kısa, bittikçe başa sarıyorum. Güzel, çok güzel.
Uzun zamandır ilk defa ağlayarak yazı yazıyorum. Birileri, birisi, sizin acınızı, anınızı paylaşmadıkça nasır tutar, siz bilmezsiniz. Bana başkalarının iyilik meleği ol demiş, ben olmak istemedim ki. Ben hep kaçış yolu aramak istedim birkaç pedal çevirip yağmurda ıslanmak için. Hep istedim ki insanlar arkamdan salak dese de ben, ben olayım. Ben büyümek istemedim, siz bilmezsiniz, belki de hiçbir zaman bir zaman bilemeyeceksiniz. Biz çok ama çok çabuk büyüdük. Bana demiş ki, benim yaşadıklarımı hiçbir çocuk yaşamasın diye tüm dünyanın sorumluluğunu üstüme alabilirdim. Demiş Bana demiş Nasıl yaşıyorum onun kelimelerini biliyor musun? Yok, yok, sen bilm
Gittikten sonra haftalarca fotoğraflara bakamadığımı söylemiş miydim?
Ama siz bilmezsiniz.
Sizin bıraktıklarınızın hala devam ettiğine inanamazsınız. Onlar da inanamamış, biliyor musun? Sen, herkes mutlu sanarsın, ben öyle sanıyordum. Seni özleyen birinin olması ne demek biliyor musun? Siz bilmezsiniz.
Seni özleyen birinin olması demek, her gece tavana bakarken aklında dolanan onlarca tilkinin bir sahibi var demek. Sen arkadaş ne biliyor musun? Bilmezsin, ben burnumu çekip dururken sen gülüyorsun çünkü. Biz böyleyiz işte.
Allah aşkına şu şarkı bitmesin.
Olmayan mükemmel gecem böyle son bulacaksa, hep böyle olsun, hep. Hayat bazen içinden taşanları toplamaya çalışırken, yanlışlıkla içindekileri de ortaya saçıvermek. Hep ortaya bırakamıyorsun, öyle değerli ki.
Şimdi odama gidip o küçük pembe şeyi bir sağa bir sola sallayıp kokusunu içime çekicem. Çünkü bana Onları hatırlatıyor. Ben gittim ama onları da getirdim. Keşke bilseniz Bu yazıyı doğrudan onlara da yazamıyorum çünkü ağlarım, çok ağlarım. Ben zamanında çok ağladım.
Sakın bitti sanma. Sizi çok özledim.
Sakın beni unutma.
Sakın benim yerimi başkalarıyla doldurma.
Çünkü ben ağlarım. Artık ağlamıyordum ama, sen beni yine ağlattın, hep yapıyorsun, hep yapıyorsunuz.
Bir fotoğrafım var ayrılırken çekilmiş, en sevdiklerimden. ilk defa haberim olmadan çekilen bir fotoğraf. Gözlerim, umutlarım, istediklerim hep aşağıda sanki. Bir fotoğraf var, hepimiz kadrajdayız ama, nasıl gülüyoruz.
Ben hep o fotoğraftan bir tane daha çekmek istiyorum ama daha fazla gülmek şartıyla, kendime söz veriyorum. Daha fazla mutlu olmalıyız, çok daha fazla! Bütün bir ayrılık boyu içimizi doyuracak kadar, bizi tüketmeyecek kadar. Soğuk kışlar için.
Çok teşekkür ederim demiştim değil mi?
Beni ağlayana kadar güldürüp bu yazı bitene kadar ağlattığın için, seni öyle çok seviyorum ki. Uzak olduğumuzdan bile fazla.
Dinleyin bak, iyi dinleyin.
Ben burnumu silmeye gidiyorum.
Siz bilmezsiniz, keşke bilseniz. Keşke
http://www.youtube.com/watch?v=T3PabQW_TiQ
Güzel şarkı, dinle.
Ben bu yazıyı sana yazıyorum, çünkü bugün doğum günün. Seninle beraber hiç doğum günü kutlayamadık. Keşke üzüldüğümüz bir şarkı bittiğinde o 2-3 saniyelik aslında mutluyum duygusu bir ömür sürse. Bitiyor ya o şarkı, sanıyorsun ki sen sadece o şarkıya üzülüyorsun. Aslında yüzlerce şey dolanıyor kafanda. Gün içinde içine attığın, gülücüklerinin arasına sıkıştırdığın o üzüntüleri biliyorum. Taşıdığın acıların bir gamze gibi ömür boyu seninle olacagını da.. Her gülüşünde bu zamanların izini taşıyacaksın. Gerçekten sorunsuz bir mutluluk bulduğunda sorun arayacaksın. Nerede ama bu işin kötü yanı diyerek. Belki biz gerçekten mutlu olmayı çok öncelerde bıraktık. Kısa süreli mutluluklar yaşıyoruz. Sana gönderdiğimiz kargoda dogum gunu kutlaman vardı. Yanında olamasak da seni mutlu etmek istedik. Sen bizi çok mutlu ettin çünkü. 1 yıl bile yetmişti senin ne denli iyi biri olduğunu anlamama. Keşke daha önce bu sonsuz iyiliği tanımış olsaydım. Gidiyorsun diye ağlamıştım hüngür hüngür. duygularımı uzun zamandır açığa vuramıyorum. çok ağladığım bir günde bana gülünmüştü. sen kim tarafından olduğunu bilirsin.. o günden beri ben saklıyorum. ben ne yaşadıysam biliyorum sen de yaşadın. ama daha şanslısın. çünkü biz hala seninleyiz. kaç ay oldu bilmem seni görmeyeli, saymam da. Acımı büyütemem. Kimi sevdiysem kaybettim. Seni çok sevmiştim. zor zamanlarda beraberdik. anlamazdık zor oldugunu gülerdik hep ama sonradan farkettik. zordu. seni çok özlüyorum. bizle bir yere gelememeni bile. en azından bilirdim seni yarın okulda göreceğimi. şimdi başkalarının iyilik meleği oluyorsun. kıskanıyorum bilemezsin. Seni öyle çok seviyorum ki. ben belki benim yaşadıklarımı hiçbir çocuk yaşamasın diye tüm dünyanın sorumluluğunu üstüme alabilirdim. zordu çünkü. herkes küçükken, çocukken daha gecelerce ağlamak zordu. biliyorum okuduğunda anlayacaksın. sosyal ağları sevmememin nedeni buydu, insanların mutluluğunu görmek acıtıyordu canımı. hala düşünürüm kimisinin hiç derdi yok diye. kıskanırım. şimdi tek isteğim seneye seni serbestçe görebilmek. yeniden beraber gülebilmek. bir yarım nerde diye düşünmeden.. ya da gülerken içimin acımaması. evinizin önünden geçerken içime akmaması gözyaşlarımın. seni çok seviyordum ben. seni çok seviyorum canımın içi. iyi ki doğdun, iyi ki her anımda desteksin, yanımdasın. belki buralardan gittin ama benden hiç gitme..
Güzel şarkı, dinle.
Ben bu yazıyı sana yazıyorum, çünkü bugün doğum günün. Seninle beraber hiç doğum günü kutlayamadık. Keşke üzüldüğümüz bir şarkı bittiğinde o 2-3 saniyelik aslında mutluyum duygusu bir ömür sürse. Bitiyor ya o şarkı, sanıyorsun ki sen sadece o şarkıya üzülüyorsun. Aslında yüzlerce şey dolanıyor kafanda. Gün içinde içine attığın, gülücüklerinin arasına sıkıştırdığın o üzüntüleri biliyorum. Taşıdığın acıların bir gamze gibi ömür boyu seninle olacagını da.. Her gülüşünde bu zamanların izini taşıyacaksın. Gerçekten sorunsuz bir mutluluk bulduğunda sorun arayacaksın. Nerede ama bu işin kötü yanı diyerek. Belki biz gerçekten mutlu olmayı çok öncelerde bıraktık. Kısa süreli mutluluklar yaşıyoruz. Sana gönderdiğimiz kargoda dogum gunu kutlaman vardı. Yanında olamasak da seni mutlu etmek istedik. Sen bizi çok mutlu ettin çünkü. 1 yıl bile yetmişti senin ne denli iyi biri olduğunu anlamama. Keşke daha önce bu sonsuz iyiliği tanımış olsaydım. Gidiyorsun diye ağlamıştım hüngür hüngür. duygularımı uzun zamandır açığa vuramıyorum. çok ağladığım bir günde bana gülünmüştü. sen kim tarafından olduğunu bilirsin.. o günden beri ben saklıyorum. ben ne yaşadıysam biliyorum sen de yaşadın. ama daha şanslısın. çünkü biz hala seninleyiz. kaç ay oldu bilmem seni görmeyeli, saymam da. Acımı büyütemem. Kimi sevdiysem kaybettim. Seni çok sevmiştim. zor zamanlarda beraberdik. anlamazdık zor oldugunu gülerdik hep ama sonradan farkettik. zordu. seni çok özlüyorum. bizle bir yere gelememeni bile. en azından bilirdim seni yarın okulda göreceğimi. şimdi başkalarının iyilik meleği oluyorsun. kıskanıyorum bilemezsin. Seni öyle çok seviyorum ki. ben belki benim yaşadıklarımı hiçbir çocuk yaşamasın diye tüm dünyanın sorumluluğunu üstüme alabilirdim. zordu çünkü. herkes küçükken, çocukken daha gecelerce ağlamak zordu. biliyorum okuduğunda anlayacaksın. sosyal ağları sevmememin nedeni buydu, insanların mutluluğunu görmek acıtıyordu canımı. hala düşünürüm kimisinin hiç derdi yok diye. kıskanırım. şimdi tek isteğim seneye seni serbestçe görebilmek. yeniden beraber gülebilmek. bir yarım nerde diye düşünmeden.. ya da gülerken içimin acımaması. evinizin önünden geçerken içime akmaması gözyaşlarımın. seni çok seviyordum ben. seni çok seviyorum canımın içi. iyi ki doğdun, iyi ki her anımda desteksin, yanımdasın. belki buralardan gittin ama benden hiç gitme..
ödüm & bokum.
bak sana ne sorcam: oruç mu seni tutuyo sen mi orucu tutuyosun? *
müziğini bilmem ancak kalemi epey kuvvetli olan güzel sırıtışlı sempatik insan.
aile baskısıyla eczacı olabilir.
reamonn - tonight.
ikimizi aynı cümlede kullanamayacak kadar cahilim.
dizilerdeki gibi karşı cins ve replikler arayan insandır. günaydın.
su sızdırır duygular, ben ağlamıyorum.
bir aralar avril dinlerdik sözlük.
işte ne bileyim bi nobodys home bi when youre gone falan. geçen gün radyoda duydum "ergen şarkıları bunlar pöööf" diye mızmızlanan insanlara aldırmadan indirdim telefonuma, özlemişim biraz.
sonra arkadaşlarla yürürken * bir anda çalmaya başladı, ses de sağlam çıkıyor. herkes nerden geliyor bu diye bakmaya başladı, utandım be sözlük.
başlarım sizin güzel şarkı anlayışınıza, özlemiş olamaz mıyım? *
işte ne bileyim bi nobodys home bi when youre gone falan. geçen gün radyoda duydum "ergen şarkıları bunlar pöööf" diye mızmızlanan insanlara aldırmadan indirdim telefonuma, özlemişim biraz.
sonra arkadaşlarla yürürken * bir anda çalmaya başladı, ses de sağlam çıkıyor. herkes nerden geliyor bu diye bakmaya başladı, utandım be sözlük.
başlarım sizin güzel şarkı anlayışınıza, özlemiş olamaz mıyım? *
içine şeytan karışması muhtemel olan yaşamdır.
bu soğuk havada açılmaması gereken başlık *
Uzun bir monotonluktan sonra bikac bolumdur atak yapmis olan dizidir.