bu gece en yakın arkadaşlarım deliler gibi yedi, içte ve eğlendi. bu eylemlerine hâlâ devam ediyorlar.
ben plana dahilken mekana gitmedim, sırayla aradılar. "niye gelmiyorsun, neredesin?" gibi soruları ardı ardına sıraladılar. pek bahane aramadım "gelemiyorum, öyle gerekti" gibi saçma şeyler söyleyip telefonu kapadım. Doğruu ilk okul arkadaşlarımın yanına, ben olduğum, birlikteyken kendimi bulduğum insanların yanına gittim. kahvemizi içtik, playstationımızı oynadık. gitmememin asıl nedeni bir avuç yemeğe, iki kadeh içkiye 150₺ verecek kadar rahat ve üzgünüm ki salak olmamam.
ilkokulda arkadaşım t.'nin ağlaması.
Bu yaşıma kadar tanıdığım en olgun, en güçlü insan hala o.
Bir gün okul aile birliğinin süslü hanımları, beslenme teneffüsünde içeri girip t.'yi tahtaya çağırdılar. Eline bir kaç torba tutuşturup "Fakir çocuklara yardım yapıyoruz." Tarzı bir şeyler söylediler.
O ana kadar onun fakir olduğundan bile haberim yoktu. Hiç durmadan ip bileklikler, tel sepetler falan örerdi. Ben de hayranlıkla izlerdim.O an dank etti bende onları yapıp, sattığı.
Sırasına döndü. Yüzü allak bullaktı. Sonunda dayanamadı. Masaya kapanıp sessizce ağladı.
Onun gururunun kırılışı, her hatırlayışta ağırıma gider.
babasız geçirilen mezuniyet törenleri ve 21 yaşında olup ve üstüne erkek olup olumsuzluklar karşısında psikolojinin berbat bir kıvam haline gelmesi.seni yataktan kaldırmaması ve insanlardan uzaklaşıp karanlık mağaranda nikotean eşliğinde geçirdiğin dakikalar.ne var ki insanların bir çoğu hayattan zevk alabiliyor dur bir dakika alıyor.
Öyle anlar gelir gelir ki tarif edilemez. Ne sesiniz çıkar ne de soluğunuz. Bir olaya da bağlayabilirsiniz yada yaşanılan bir zamana. Bazen parasızlık olur bazen fukaralık veyahut en kötüsü acizliktir belkide.
sosyal hayatta suratına bile bakmayacağı insanlar tarafından yönetilmeye aday olmak. bugünlerde zoruma giden bu.
bizi eblehler yönetecek biz de onlara uyacağız. iiiiiiiiiissssyaaaaaaaaaannnnnnnnnnnnnnnnn.