Latin alfabesini kabul etmeyen zihniyet nasıl olur da arap alfabesini savunur anlayamıyorum.
pozitif ırkçılık resmen.
Latin alfabesinin dilimize uyarlanması ve sesli sessiz harfler bakımından yatkın olduğunu söylemeye lüzum bile yok.
arabın dilimize uymayan alfabesini almak köpekleşme olmuyor, latin alfabesinin dilimize pek güzel uyarlanmış halini almak köpekleşme oluyor kimi yobaz köpeklere göre...
arabın dilimize uymayan alfabesini almak köpekleşme olmuyor, latin alfabesinin dilimize pek güzel uyarlanmış halini almak köpekleşme oluyor kimi yobaz köpeklere göre...
şu aşağıdaki örneklerini veren vatandaşlar, bu örneklerin aynı şekilde diğer italyan, fransız, vs gibi dillere nasıl geçtiğini de anlatabilselerdi...
televizyon / television *
radyo / radio *
araba-otomobil / automobil
motosiklet / motorcycle
bisiklet / bicycle
telefon / telephone
tank / tank
pantolon / pants-pantaloons
t-shirt-shirt / t-shirt
fotoğraf / photograph
sigara / cigarette *
ya da 1929 yılında türkçe konuşan halkların geliştirdiği ortak alfabe için kırım türkleri hariç tüm halkların latin harfleri üzerinden ilerlediğini öğrenin...
halen hakkında safsatalar üzerinden konuşulan inkılab. biraz daha açıklamak istiyorum daha önce yazdıklarımı.
şimdi ben kaldırıp da "kontempırıl kondişınları göz önünde bulundurur ve politik jankçıra bunların influınsını da dikkatlice analayz edersek; siyasette fandımentıl olanın işte bu kontempırıl kondişınlar olduğunu anlamış oluruz" dersem, herhalde bunun halkın konuştuğu dil olmadığını; yapay bir dil olduğunu, zorlama olduğunu anlamanız uzun sürmez değil mi? peki benim gibi sayıları binlerle sınırlı olan ancak ülke yönetiminde de birincil derecede etkisi bulunan insanlar bu şekilde konuşsa, halk da bu dili konuşmasa, biz kaldırıp da bunun halkın dili olduğunu, türkçenin bir aşaması olduğunu iddia edebilir miyiz? herhalde edemeyiz.
diller birbirinden etkilenir. bundan doğal bir şey yok. ama gelin görün ki, osmanlıcanın devlet elitinin kullandığı suni bir dil olduğunu iddia etmenin de bu konuyla bir alakası yok. burada önemli olan, sarayın o ağdalı dilini halkın kendi dilinden ayırmaya çalışma çabası olarak "osmanlıca dili" hakkında yorum yapmak. zira harf inkılabıyla (ki aslında dil inkılabını kastediyorum aynı zamanda) doğrudan alakalıdır bu konu.
aslında şuradaki http://en.wikipedia.org/w.../Ottoman_Turkish_language ilk paragrafı okusanız da yeter. maalesef türkçe kısmı hem kaynak noktasında sıkıntılı, hem de çok daha farklı ve bence anlamsız bir giriş yapılmış.
orada özetle osmanlıların en güçlü döneminde arapça ve farsça kelime sayısının türkçeyi geride bıraktığı, ancak halkın bu yeni gelişen dile pek aşina olmadığı, onu tam olarak kavrayamadığı ve çok daha az sayıda yabancı kelime kullandıkları anlatılıyor. zaten bizim de anlatmaya çalıştığımız şey bu. lisan-ı osmani dediğimiz, adı üzerinde, saray dilidir. türkçe asıllı olmasına rağmen, o kadar çok arapça ve farsça kelime ve gramer ithal edilmiştir ki, bunları anlamak sıradan bir vatandaş için neredeyse imkansız hale getirilmiştir. aynı dönemde halkın konuştuğu dil ise bildiğimiz türkçedir, arap alfabesiyle yazılır. modern türkçenin de bel kemiğini oluşturur. türki-i basit denilen ise, dili sadeleştirmeye yönelik bir edebiyat akımıdır ve konumuzla alakalı değildir. zaten bu akımın çok başarılı olamadığını da çoğu kaynakta yorum olarak görürsünüz. ama dediğim gibi, bunun konumuzla alakası yok. dilde böyle bir yapılanmaya gidilme sebebini de yukarıdaki entride açıkladık. elitizm. ya da aristokrasi diyelim isterseniz. bu osmanlılara has bir şey de değil üstelik. pek çok hanedanlık buna benzer bir strateji izlemiştir ve o dönemin koşullarında bu doğaldır.
asıl doğaya aykırı kaçan, 20. yüzyıl gibi ulus devlet şeklinin, yaşayabilecek tek devlet şekli olduğunun düşünüldüğü bir dönemde, daha hala bu dili zorla yaşatmaya çalışmaktır. dil devrimini savunmamın yegane sebebi de bu açıkçası. dilde reforma gidilmesi gerekliliği çok açıktı cumhuriyet kurulduğunda. şunu unutmamak lazım, kemalizme yapılan eleştirilerin pek çoğunda haklılık payı vardır. ancak bu eleştirileri anlamsızlaştıran şey, bu eleştirilerin usturupsuzca yapılması ve kendi içinde çelişmesidir. kemalistler yeni bir türkçe yaratıp, onu insanlara ezberletmedi. aslında aksine, yeni bir dil yaratan; osmanlılardır. lisan-ı osmani, yapay bir dildir. halkın dili de değildir ayrıca.
bu inkılaplar eleştirilemez mi? elbette eleştirilebilir. mesela neden dildeki arapça ve farsça kelimeleri temizlerken gösterilen cesaret, ingilizce ve fransızca gibi batılı dillerden gelen kelimeler için de gösterilmemiştir? neden halkın günlük hayatta kullandıkları arapça ve farsça kelimelere karşı bile bir hazımsızlık sergilenmiştir? neden osmanlıya ait olan pek çok şey unutturulmak, tarihten silinmek istenmiştir? aslında hepsinin de sebebi çok açık. kısa sürede bir ulus devlet inşa etmeye çalışıyorsanız, bu sürecin çok da sancısız geçmeyeceğini az çok tahmin edersiniz. cumhuriyeti kuranlar, ulus devlet inşa etmeyi birincil maksat olarak görüyorlardı. bu ulus devleti de batıyı model alarak gerçekleştirme gayreti içindeydiler. bunun yarattığı mağduriyetleri görmezden gelemeyiz.
ancak tutup da bizi ceddimizden kopardılar diye tüm bu olanlara isyan etmenin de anlamsızlığı ortada. eğer hepimizin büyük büyük dedesi osmanlı paşası değildiyse (ki böyle bir şey mantığa aykırı), o zaman kabul etmek zorundayız ki bizi cahil bırakanlar cumhuriyeti kuranlardan ziyade, osmanlı devletini idare edenlerdir. eğitim anlamında, cumhuriyet döneminde yaşanılan mağduriyetlerin kat be kat fazlası osmanlı döneminde yaşanmıştır.
tabi ben bunu yazınca da birisi çıkar medrese eğitiminin faziletlerinden, ne kadar ileri bir eğitim anlayışı olduğundan falan bahseder. bu da neyle kıyasladığınıza bağlı. eğer orta çağ avrupasıyla kıyaslıyorsanız, haklı olduğunuz çok açık. başka türlü, fatihin çağ açıp çağ kapamasını da, osmanlının nasıl olup da hristiyanları avrupa kıtasına hapsettiklerini, nasıl olup da bu kadar bariz bir üstünlük sağladıklarını açıklayamayız.
ama aynı şekilde, eğer aydınlanma sonrası avrupayla kıyaslarsak, o zaman da yine kabul etmek zorundayız ki osmanlının dini temelli eğitim sistemi çökmüş, batının fenni karşısında asırlarca, defalarca ve onur kırıcı bir şekilde mağlup olmuştur. şimdi yapmamız gereken, osmanlının hezimete uğramış planlarını, programlarını alıp 21. yüzyılda yeniden uygulamak mıdır, yoksa tarihten aldığımız bu heyecan ve cesaretle tekrar medeniyetler yarışında üstün konuma gelmek için zamanın ilmini zamanın koşullarına göre öğrenip, öğreterek; hz peygamberin "ilim çinde dahi olsa alınız" hadisi uyarınca, ilmi onu en iyi bilenlerden alarak islam aydınlanmasını gerçekleştirmek midir? zaten iki asırdan uzun bir süredir islam dünyasının eninde sonunda karşı karşıya geldiği bir sorundur bu.
türkiye'nin yaşadığı restorasyon döneminde başlatılan okuma yazma seferberliği, ancak 2000'lerin ortalarında tam meyvesini verdi. latin alfabesine geçilen ilk 30-40 sene köşe başında kurs varken, katılım had safhada iken, okuma yazma oranı yüzde 40'larda, 50'lerde geziniyordu. istatistiklere bakılabilir. latin alfabesine geçince insanların ''aa ne kadar kolay'' diyerek okuma yazmayı söktüğü iddiası, kafasında slogandan gayrı bir şey olmayan bir kemocan iddiasıdır.
osmanlıcanın ağdalı bir saray dili olduğunu söyleyenler olmuş. osmanlıca; türkçenin tarihî bir safhasıdır. bazı dönemler basit yazmak moda olmuş, bazı dönemler süslü... dönemin divan sahibi şairlerinde çok ağdalı dille yazılmış şiirler de bulursunuz, sade şiirler de. yazan da aynı şairdir. ee, yani bu şair bir seferinde ''türkçe'' öteki seferinde ''osmanlıca'' mı yazmış oluyor?
cevabı o dönemin şartları veriyor: şairler, yazdıkları sade şiirlere ''türkî basit'' demişler. basit türkçe yani... bunlar da zannediyorlar ki, osmanlıca başka, türkçe başka. bunu söyleyenler de umumiyetle atsız'cı kafası. göktürkçeye geçeceklermiş de, türkler özüne dönecekmiş.
çoban alfabesine geç kuzum, türkler eskiden göçebeydi. daha uygun olur özüne...
daha hala "bir gecede cahil bırakıldık" ya da "tarihimizden koparıldık" şeklinde çamur atılan inkılap. şapka devrimini, fes devrimi kadar anlamsız, alakasız ve saçma bulurum. 1. cumhuriyet döneminin pek çok günahlarının olduğunu savunurum. ancak harf inkılabına gelince, bunu eleştiren genel kitlenin cehaleti de, savlarının tutarsızlıkları da ortadadır diye düşünüyorum.
"bir gecede cahil bırakıldık" miti: nasıl cahil bırakıldık? yani harf inkılabından önce milletimiz harıl harıl okuyordu, aydınlarımız oldukça özgün, türk düşün dünyasını temelinden sarsacak yüzlerce eser meydana getiriyordu da harf inkılabı mı buna engel oldu? osmanlının son dönemlerinde halkın okuma yazma oranının ne olduğu konusunda çok çeşitli iddialar var. şimdiye kadar duyduğum en yüksek oran yüzde 7. buna da gayrimüslimler dahil. ama mebuslar meclisine mebus aranırken "okuma bilmesi ve birazcık da yazabilmesi" şartı getirildiğine göre, toplumun okuma yazma oranının ne kadar düşük olduğu ortada. e o halde cahil bırakılan kim?
bir de peyami safanın meşhur "dedelerinin mezar taşını okuyamayan bir nesil yetiştirildi" diye yakınması durumu var. heh, tabi. ne kadar trajik değil mi? ulan yüzde 7 diyoruz yüzde 7. osmanlı zamanında millet okuyamazken aklınız neredeydi? ama kimse kusura bakmasın, tüm bunlar atatürk inkılaplarını topyekün eleştirebilmek için, art niyetli olarak ortaya atılmış safsatalardır. gerçeklerle uyuşmadıkları ortada. tanzimat döneminin, meşrutiyet döneminin aydınlarının en büyük derdi, halka bir şeyler öğretebilmek, halkı eğitebilmek. emin olun o adamlar da olmasaydı eğer, osmanlıda okuma yazma oranı hiç bir zaman yüzde birin üzerine bile çıkamazdı.
neden mi? hemen açıklayalım. osmanlıca nedir? bir dil midir? hayır. osmanlıca, osmanlı devleti elitlerinin kullandığı, bol miktarda arapça ve farsça kelimeler ve gramer kuralları içeren, ağır ve süslü estetik açıdan da kulağa hoş gelen (en azından bana ve daha pek çok insana göre) bir suni dildir. sunidir, çünkü halk dili değildir. bir karacaoğlan şiiri okuyun, bir de şeyh galib şiiri. bakın bakalım hangisini daha kolay anlıyorsunuz? peki harf inkılabı için "halkı cahil bıraktılar" diyen insanlar, osmanlıca gibi suni bir dili meydana getiren devlet eliti için neden aynı serzenişte bulunmuyorlar?
evet, osmanlıca dediğimiz dil, saray ve çevresiyle halkı birbirinden ayrıştırmak için geliştirilmiş ve ilerletilmişti. halk dilinden konuşmak, avamlık ve basitlik göstergesi oldu uzunca bir müddet. aslına bakarsanız bu sadece osmanlılara özgü bir şey değildir. tıp terimlerinin latince olmasından tutun da, günümüzde bazı aydınların sık sık ingilizce, fransızca veya kimi zaman da latince kelimeler kullanmalarının da arkasında benzer sebepler vardır. çünkü o konuyla ilgili bilgisi ve tecrübesi olmayan insanların işinize burnunu sokmasını istemiyorsanız, bunun için en iyi yol, o insanların sizi anlamamalarını sağlamaktır. osmanlıca da bu mantıkla ortaya çıkarılmış bir dildir. yani osmanlıca dediğimiz dil (öyle bir dil varsa eğer) daha en baştan milleti cahil bırakmayı göze almış ve bu maksatla geliştirilmiş bir dildir.
bir başka mesele de sanki harf inkılabı tamamen atatürkün ve arkadaşlarının aklından çıkmaymış gibi lanse edilmesi. aslında bunda inkılabları tamamen atatürke bağlama manyaklığına kapılmış olan atatürkçü kesimin de büyük suçu var. ama işin doğrusu şudur ki, osmanlıca harflerinden vazgeçip latin alfabesini adapte etme fikri, atatürkten önce de ortaya atılmıştı bazı aydınlar tarafından. hatta belki ittihat terakkinin bile programında vardı bu da uygulamada muvaffak olunamadı.
şimdi gelelim günümüze. hakikaten anlayamıyorum. eski alfabeyi öğrenmek o kadar zor bir şey değil. osmanlıca kursları da artık neredeyse her yerde var. madem bu kadar isteklisiniz, öğrenin kardeşim osmanlıcayı. sizi tutan nedir? hem memlekete de bir faydanız dokunmuş olur. daha hala bile arşivlerde olup günümüz türkçesine çevrilmemiş o kadar çok kaynak var ki.
şimdi bu entiden sonra da aynı safsatalar yazılmaya devam edilecek. neden? çünkü bizim insanımız okumayı, iş yapmayı, araştırmayı değil; konuşmayı seviyor. açıp iki sayfa bir şey okumaktan ölesiye korkan insanlar, burada "kamalistler bizi cahil bıraktıı, bizi tarihimizden kopardııı" diye ahkam kesmek konusunda birbirleriyle yarışacaklardır. şaşırtıcı mı? hiç değil.
Eğer alfabemiz Arap alfabesi değil de Uzakdoğu dillerinin alfabesinden olsaydı Atatürk yine değiştirirdi alfabeyi. Neredeyse tüm dünyanın kullandığı ortak alfabeye sahip olmak her millete nasip olmaz. Ne büyük lütuf ki domain adresi alırken bile kendi alfabeni kullanıyorsun. Alfabe değişmeseydi sırf interneti kullanabilmek için bile yine Latin alfabesinin seslendirmelerini öğrenmek mecburiyetinde kalırdın, tıpkı diğer alfabeye sahip olan milletlerin bilmek zorunda olduğu gibi. Bu küçücük bir örnek sadece. Latin kökenlilere değil, medeniyete ayak uydurmak için yapılmıştır bu devrim. Uzun lafın kısası, geleceği okuyamamaktansa geçmişi okuyamamayı tercih ederim. Her Türk gencinin ideali bu olmalı, Mustafa Kemal Atatürk gibi ileri görüşlü bir lideri olduğu için övünmelidir.
Sanki dedelerinin mezar taşında cilt cilt dünya tarihi yazıyor, evrenin sırrı oradaymış. Hay amk salakları, bahanelerine bak. Dedenin mezarını kaç kez ziyaret ettin?
edit: bu entry dedemizin mezarını okuyamıyoruz diyen -silmiş şimdi- andavallara yöneliktir.
insanların tarihle bağlarını falan koparmayan devrimdir, element uydurmayın.
türk tarih kurumu kurulduktan sonra türk insanının tarihle bağının yeniden kurulması için 5 senede gösterilen çaba, osmanlı'da 100 senede gösterilmemiştir. arşiv dediğin şeyleri osmanlı sarayının mahzeninde çürürken ortaya çıkarıp bilimsel şekilde sınıflandıran ve korumaya alan da yine bu kurum ve istanbul üniversitesi'dir. satılan ıvır zıvırın %90'ı ikinci abdulhamit zamanında saraya jurnal amacıyla gönderilen yazışmalardır.
piri reis'in haritasının kalan kısmı (bugüne ulaşan %30'luk kısmı) saray deposundaki hurdaların arasında, üstü leke içinde çöpe atılırken son anda görüldü lan, neyin osmanlı arşivi?
harflerle ilgili olan kısma gelirsek, latin harflerine geçiş sadece "resmi" olarak cumhuriyet döneminde yapılmıştır. zaten osmanlı'nın son dönemlerinde, özellikle jön türkler ve ittihatçılar defalarca latin harfiyle yazılan türkçe üzerinde çalışmalar yapmışlardır. dileyen genç kalemler mecmuasının ilk sayılarını bir yerlerden edinip kurcalayabilir. arap harfleriyle türkçe yazmak imkansıza yakındır, sesli harfler yetersizdir. daha birçok ses de arap harflerinde aslında olmayan, sonradan uydurulan harflerle türkçe'ye zorla yamanmıştır. arap harfleriyle farsça yazmak da bir çok soruna yol açar. ancak o dönem farslar ve maalesef ki türkler dini duygularla eski harflerini bırakıp, böyle alakasız ve yetersiz bir harf topluluğuna teslim olmuşlardır.
harf devrimi'nde yapılan şey, yüzyıllar önce düşülen bu hatayı düzeltmektir o kadar. osmanlı ve öncesinde tarihimizden, kültürümüzden koparılmamış olsak belki göktürk alfabesi de kullanıma alınırdı ancak ne anadolu türkleri, ne de orta asya türkleri arasında maalesef öz alfabemizi kullanan hiç bir topluluk kalmamıştır. latin alfabesi de en çok kullanılan ve ses türevlerini en rahat karşılayacak alfabe olarak seçilmiş ve zorunluluktan kullanıma alınmıştır.
son dönemlerde çok popüler oldu bu arap şakşakçılığı. osmanlıca okuyan ve yazan biri olarak açık ve net söylüyorum, bugün kullandığımız türkçe'yi arap harfleriyle yazmaya çalışmak salakça bir zorlamadan başka bir şey değildir.
arap hayranlarının götüne girmiştir. medeniyeti attığımız ilk adımlardandır. zaten 1938 den sonra adım attığımızı görmedim. ay pardon ımfye borç veriyorduk, bide küresel güç olmuştuk. nasıl atladım?
insanların bir gecede cahil olmasi değil tarihle bağlantılarının kopartilmasi asıl mesele olan devrimdir. yasakci zihniyetin bir ürünü olarak eski yazıyla olan her şey yasaklanmıştır(kur an dahil).ve hatta Osmanlı arşivlerinin satılmasıni bile buradan okuyabilirsiniz.
Mantığını bir türlü anlayamadığımdır. Yahu madem arap alfabesini kaldırıyorsun bari Uygur alfabesine falan dön. Batıda bok var sanki. illa latini istiyorsan da arap harfleriyle beraber vereydin ya. Önemli ve mühim kelimelerini beraber kullanmak ancak gelişime katkı sağlar. Sonuçta düşüncenin temeli dildir, sözcüklerdir. Dilin zenginliği bu bağlamda çok daha hayırlı bir şey.
ulan allah belanızı vermesin hala latin alfabesi kullanmayan ülkeler de gelişmiş diye örnek veriyosunuz. güldürmeyin lan adamı, her haltı bi tarafınızdan anlamayın.
bakın sevgili akitcanlılar, ya size nası başlasam konu da çok ağır. gecenin dördü. neyse anlatmak lazım. şimdi o saydığın ülkelerin hiçbiri (iran istisna), sırf din uğruna diline uyumsuz olan bir alfabeyi kullanmıyor. sen bu yüzyılda hala türkçeye gram uymayan arap alfabesini kullanıcam diye diretirsen üstüne gülerler. japonların, çinlilerin ne bilem yunanların hepsinin özel alfabesi var. biz de geliştirsek, kendimiz için bir alfabe yapabilirdik ama zaten savaş yılları fazla atraksiyona gerek yok latin varmış almışız.
latin alfabesi harbiden türkçeyle uyumlu bir alfabe. diğer uyumlu alfabe de kiril alfabesi, ikisi de türkçeye çok iyi uyuyor. ama arap alfabesi bilen biri olarak söylüyorum, seni üzecek ama bükümlü dil arapçanın alfabesi, eklemeli dil türkçe ile neredeyse tamamen zıttır.
şimdi diyeceksiniz ki e zıttı da osmanlı 600 yıl kullandı. cancağızım, osmanlının kullandığı şu an bizim türkçemiz değildi zaten, kendi aralarında yarattıkları arapça-farsça ağırlıklı, sadece fiilleri türkçe olan bir dil kullanıyorlardı.
halk cahil bırakıldı olayına gelince, ulan o zamanlarda ne kadar kitap basılıyor zaten okuyacak ? sen sokaktaki insanların şu anki gibi okur yazar olduğunu mu sanıyorsun ? sadece osmanlıda değil, o zaman tüm dünyada okuma yazma bilmek çok elit, asil mevkilerin işiydi. o mevkilerdeki insanlar da zaten fransızca biliyorlardı yani latin alfabesini bilmekteyidiler. bu durum osmanlı dönemi okur- yazar resmi oranlarıyla kanıtlıdır.
son olarak, latin alfabesine geçiş çalışmaları atatürkten önce başlamıştır.
lan varya siz tam türkiye'nin niye gelişmediğinin özetisiniz. on yıllar olmuş adamlar hala arap alfabesini savunuyor. böyle bir saçmalığı tartışmak bile abesle iştigal zaten. bak mesela hafızam yanıtmasın, özbekistan 2008-2009 yılları arasında kirilden latine geçti, ülkede gık çıkmadı. kimse de sizin gibi ''dedemin mezarını okuyamıyorum'' demedi. ''halkı cahil bırakıyorsunuz !!11birbir'' demedi. siz neredeyse 100 yıl önce olan bir şeyi tartışmaktan bıkmadınız.
bu arkadaşları güçlü tavsiyem gidip üşenmesinler arap alfabesini öğrensinler sonra laf etsinler bir zahmet. dedelerinizin mezarlarını da okursunuz hem.