bugün

gerçekten şurdaki inanışları gördükçe hadise inanmamanın ne kadar insanı boşluğa düşüreceğini görüyorum. adam kafasına göre dini yazmış kendince yeni din oluşturmuş istediğini kılarsın istemediğini kılmazsın falan çok tuhaf inanışlar olmuş hadis olmadan. bu yüzden hadislere inanıyoruz. elhamdulillah
“ Peygamber size ne getirdiyse onu alın; size neyi yasaklamışsa, ondan uzak durun” (Haşr:7)
Ayet acik bir şekilde yanı bu konuları uzatarak dallandırıp bulandirilarak milletin iyice kafası karışıyor.
namazın nasıl kılınacağı hadislerde anlatılmaz.
o süreç içinde günümüze ulaşmıştır.
Allah insanlara namaz kılın dediği zaman insanlar mal mal birbirine bakmıyordu ne olduğunu biliyordu.
cemaat topluluk demektir. cemaatle salat etmek istiyor isen, sorarsın kaç rekat kılalım diye, hacı ahmet amcanın acelesi vardır 4 kılıp çıkması gerekmektedir. dersin ki, tamam önce bi 4 kılalım. sonra ahmet amca gitsin, kalanlarla, devam etmek isteyenlerle birlikte bi 4 daha kılabiliriz dersin mesela. cemaat için de ortak bi kural oluşmuş olur anlık olarak tespit edilebilmiş olur böylece. ulan sanki atom parçalıyorsunuz ha. bi soru ve cevaptan ibaret cemaate yöneltilecek olan.
zayıf hadis ve güçlü hadis olayları var. biz bazı hadislerin uydurma olduklarını kabul ediyoruz. ancak genel olarak hadisler olmadan ibadetlerimiz eksik kalacaktır. hadisleri inkar tayfası, esasen resulullahı hayatımızdan çıkarmaya çalışan kişilerdir. bunların nihai hedefleri budur. ondan sonra onun yerine istediklerini koymaya çalışacaklar, artık musa mı olur, isa mı olur yoksa fetvullah mı olur, başka bir örgüt lideri mi olur orasını biz bilemeyiz. ancak hadis inkarcılarının bir art niyet taşındığı ortada.

selam ve sallalahu aleyhi vessellem ile.
Evet hz peygamberin özel hayatına varana kadar herşeyiyle ortadadır. Hadis ulemasından allah bin kere razı olsun. Gerçekten emek vermişler. Peygamber (a.s) her yönüyle bize örnek teşkil etmektedir. Biz bundan niye gocunalım ki ? Peygamber düşmanları gocunsunlar.

Burası türkiye. Siz sadece istanbulda her gün 20 yaş altı kaç tane kızın evlilik dışı cinsel ikişki yaşadığını biliyor musunuz ? Ya sosyal medyada dönen ahlaksızlıklardan haberiniz var mı ? Ya da fuhuş mafyasını hiç duydunuz mu ? Yada beş boynuzlu otellerde yerli yabancı kaç escort var ? Tatil beldelerinde dönen fuhuştan haberiniz var mı ?

Nerden haberiniz olsun ki ? Sizin işiniz gücünüz hz peygamberi halkın nazarında hor ve hakir göstermek öyle değil mi ? Din baronları sizi.
herkes kafasına göre iş yaparsa cemaat nasıl olunacak. ortaya tek bir model "öğlen namazı" koyacaksın ki cemaat olacak. eğer tek bir model koyamıyorsan sen cemaatin dışındasın demektir.

diyeceksin ki: "niyet şudur". -kaynağı şu ayettir. bitti. "kıyamda şu okunur veya okunmaz". -kaynağı budur. bitti. secdede ve rükuda şunlar okunur ve kaynakları şu ayetlerdir. nokta.

sen bunu demediğin zaman inkar ettiğin hadisçilerle aynı duruma düşüyorsun. "kafana göre" diyebilmen için ayette sana "kafana göre oku" diye ruhsat olması lazım. ayrıca herkesin "kafasına göre" okuması durumu varsa cemaat olunamaz, herkes laylaylom kafasına göre takılır.

kaynağın nedir. açıkla.
hadis inkar etmeyenler.peygamberin 16 yasindan kucuk bir kız cocugu ile cinsel ilişkiye girdiğini ve sex yaparken aişeye yakalandığını da kabul ediyorlarmı acaba.

Gün, Muhammed’in karılarından Hafsa’nın günüydü. O gün Muhammed, Hafsa’yla cinsel ilişkide bulunmak üzere kalkıp gider. Hafsa’nın odasına varır. Ama Hafsa’yı bulamaz. Tam o sırada da, bir zamanlar, Mısır Mukavkısı’nın kendisine armağan ettiği cariyelerden Marya (Mariye) ortaya çıkmıştır.
O anda, Muhammed cinsel ilişki için tam hazırlıklıdır. Cariyeyi tutup yatırır Hafsa’nın yatağına. Ve işini görmeye başlar. Muhammed’in, cariyesiyle yatması doğal. Kuran da, karılarının dışında “cariye”leriyle de yatmasına olanak veriyor. (Bkz. Ahzab Suresi, ayet 50,52.) işin bu noktası olağan olmasına olağan.
Ne var ki “cariye”yi özgür (hurre) olan bir kadının, üstelik Ömer kızının, Hafsa’nın “yatağında” koynuna alıyor. işte bu olağan değil. Terslik bu ya, o sırada Hafsa da çıkagelmiştir. Muhammed’in Marya ile ilişkisini görür. Bir süre kendine egemen olup kapıda bekler. Muhammed işini bitirmiştir.
Hafsa tepkisini gösterir:
– “Tanrı Elçisi! Sen beni kötü duruma düşürdün, aşağıladın. Öyle bir şey yaptın ki, benzerini hiçbir karına yapmadın! Benim günümde, benim sıramda ve benim yatağımda bir cariyeyi yatırıp yapıyorsun!”
Muhammed ne desin?
Sonra Muhammed’le Hafsa arasında şu konuşma geçer:
Muhammed: “Vallahi Billahi Marya ile Bir Daha Yatmayacağım!”
– Hafsa! Marya’yı kendime haram etsem de ona bir daha yaklaşmasan; bundan hoşnut olur musun?
– Evet!
Muhammed hemen ant içmiştir.
– Hafsa! Aramızda kalsın, bunu sakın kimseye söyleme, olmaz mı?
– “Tamam!”

Ne ki, Hafsa bu durumu Aişe’ye anlatır. (Bkz. Taberi, Camiü’l Beyan, 28/102.)

- “Ve ben dokuz yaşındayken benimle gerdeğe girdi.
Medine’ye göçmüştük. Haris ibn Hazrec oğullarına konuk olduk. O sırada sıtmaya yakalandım.

Saçlarım döküldü. Saçlarım yeniden geldi; bölükler oluştu. Annem Ümmü Ruman bana geldi.

Arkadaşlarımla birlikte salıncakta (ya da tahterevallide) sallanıyorduk. Annem beni çağırdı. Yanına gittim. Benden ne istediğini bilmiyordum. Elimi tuttu (Alıp götürdü.). Evin kapısına gelince durdurdu.

Soluk soluğa kalmıştım. Sonunda soluğum biraz yatıştı. Annem, sonra biraz su alıp yüzüme, başıma
değdirdi. Sonra beni eve soktu. Bir de baktım ki birtakım Medineli kadınlar. Evdeler. Bana şöyle
demeye başladılar:
– “Hayırlı, bereketli olsun. iyi şanslar.
Annem beni bu kadınlara teslim etti. Bunlar benim saçımı başımı yıkadılar, beni güzel bir biçimde
hazırladılar. Peygamber’le birden karşılaşmaktan başka hiçbir şey beni korkutmamıştı. Kadınlar, beni
ona teslim ettiler. Ve ben o sıralar 9 yaşındaydım.” (Bkz. aynı hadis kaynakları)
Bu hadisten çıkan kimi sonuçlar da şöyle özetlenebilir:
- Muhammed’le Aişe evlendiklerinde üç yıl geçmeden cinsel ilişkide bulunmamışlardır.
– Evlendiklerinde Aişe 6 yaşında, cinsel ilişkide bulunduklarındaysa 9 yaşında bulunuyordu.
Muhammed’se bu evlenme sırasında 49, gerdeğe girdiğinde 52 yaşındaydı.
- Aişe, Muhammed’in koynuna verilmek üzere götürüldüğünde, salıncakta sallanıp oynayan bir oyun
çocuğuydu. Yani Muhammed, o yaşında, böylesine bir çocukla cinsel birleşimde bulunmuştu.
Bunu, sağlam hadis kaynaklarında bulunan sağlam hadisler anlatmasa, islamcı kesim, “yalan, iftira”
diye niteleyecektir. – Aişe, gerdek odasında Muhammed’le karşılaşınca -kadınlar tarafından teslim edilmiş olsa bile korkmuştu.
Bir Kız 9 Yaşında Geldiğinde, islam Hukukunda “Şehvet Konusu (Müştehat)” Oluyor
Aişe 9 yaşındayken Muhammed’in koynuna sokulmuş olunca, islam hukuku bundan bir sonuç
çıkarıyor: “9 yaşındaki bir kız, müştehat (şehvete konu olabilecek çağda) sayılır.” diyor. Ve bu nedenle
de 9 yaşındaki bir kızla evlenilebileceğini bildiriyor. (2)
Aişe, Muhammed’in karısıyken büyüyecek ve 18-19 yaşına geldiğinde de Muhammed’in ölümü
üzerine, kimi kumaları gibi, çok genç yaşta dul kalacaktır. Ve hiçbir erkekle evlenmemeye “mahkum”
edilerek… Muhammed’in karıları, müminlerin anaları sayıldığı için…
—————————————————————————————————–
1- Bkz. Buhari, e’s-Sahih, Kitabu Menakıbi’l-Ensar/44; Tecrid, hadis no. 1553; Müslim, e’s-Sahih,
Kitabu’n-Nikah/69, hadis no. 1422
2- Bu fıkıh hükmünü görmek için bkz. Muhammed Ali Tehanevi, Keşşafu Istılahati’l-Fünun, 1/788.

Şimdi buna rivayet diyip savunanlar olacaktır.
öğle salatının edilişini açıklıyorum: (kuranda salat geçer, namaz geçmez)

niyet edersin kendine göre. allah büyüktür dersin, eksikliklerden münezzehtir dersin. fatiha oku, güzel bi sure oku. rüku et, kıyam et secde et. sübhanallah de bol bol, estağfirullah de, şükret secdelerde. günahlarının affını dile. secdelerde uzun uzun dur dua et.

aha böyle kılarsın. rekat sayısı sana bağlı. ister bi kere otur, ister iki kere otur. (kaide i ahire) kiramen katibine selam ver, ki kuranda bu melekler geçer. daha ne istiyon gözüm?
Hadis inkarcılığı yeni bir din oluşturma gayretidir. Tabiki buna prim verenler de islamın emir ve yasakları kendi nefislerine ağır gelen tayfa. Bu ılımlı islam layt dindarlık seküler müslümanlık ve dinler arası diyalog masallarının bir evveli var. Bu bir vatikan projesi. Bunların tümü islamı yıkma gayretleri. Din konusunda alim uzman ve profesyonel anlamda bir bilgi birikimine sahip olmayan pek çok insanda bu tartışmalara bilerek yada bilmeyerek müdahil olarak bunların ekmeğine yağ sürmektedir sadece. Bilerek Gündem oluşturuyorlar.

işin acı olan yanı ise parayla satın alınmış hain bir sürü ilahiyatçı ve ünvanı prof olan akademisyenin bu işe ön ayak olması. Şu an adını vermeyeceğim bir ilahiyat fakültesinde soru kağıdına hadisi şeriflerden cevap yazan bir öğrencinin, öğretim görevlisi hoca tarafından sınıftan atılmakla tehdit edildiğini biliyoruz. Dışarıdan maaşa bağlanmış, bu görüşlere uygun kitaplar hazırlayan ilahiyat hocalarının olduklarını biliyoruz. Siz tabi bunları bilmiyorsunuz. Üstelik bunlar epeyde kalabalıklar türkiyede. Pek çok değişik kesimden de açıktan yada gizli destek görüyorlar. Fetullah gülen de bu akımın temsilcilerinden sadece bir tanesi. Farklı guruplar da var aynı fikirde olan.

Ayakkabıdan da kurban olur diyor herif televizyonda milletin gözünün içine baka baka hemde Alay eder gibi.
kıvıracak yer aramayın oğlum lan. madem farzı inkar ediyorsun, öğlen namazının kılınışını anlat o zaman. hepiniz ayrı modelsiniz hanginizi muhatap alacağız.
adam uraheyn diye bir gezegenin varlığına inanmış bu zamana kadar. adam soruyor:
- bana birisi uraheyn isimli gezegenin uydusunun çapını söylesin.
sen çıkıp diyorsun ki:
+ gardaşş, uraheyn diye bi gezegen yok.

adam anlamıyor.. olsun sen bana onun uydusunun çapı kaç kilometre onu söyle diyor.
sen gene sabırla diyorsun ki,
+ gardaşş, uraheyn diye bi gezegen yok ki onun uydusu olsun. öyle bi uydu da yok ki, çapı olsun.

öğle namazının farzı uraheyn adlı gezegenin uydusunun çapıdır haha.

edit: namazın farzı, sünneti diye bişey yok.
öğlen namazının farzının nasıl kılınacağını anlatacak "hadis inkarcısı" yok mu yani. cahiller sizi. kaybolun.
Bırakın kendi kendine tepinsin.

Tam bir kafasız.
sünnet denilen şeylerin hadislerden üretildiğini bilmeyen ahmakları ortaya çıkarmıştır. adam sünneti kaç farzı kaç diye soruyor hala. güzel kardeşim, senin o sünnet dediğin şey zaten hadislerden üretilmiş olan şeylerdir. hahaha
netice olarak öğlen namazının farzını inkar ediyorsun. o zaman müsadenle "öğlen namazının farzını inkar etmeyen" bir hadis inkarcısı gelsin. hepiniz böyleyseniz, "hadis inkarcıları aynı zamanda farz inkarcısıdır" diyeceğiz. netice oraya gidecek. bi sus da başkaları da konuşsun.
o zaman "öğlen namazının farzını kılıyorum" demeyeceksin. sana kalmışsa, "imama uyuyorum" demeyeceksin. cemaate girip de yer işgal etmeyin.
4 rekat olarak kılıyorum, 8 de kılabilirsin. allah ı daha çok övmenin, zikretmenin önünde bi engel yok. bakara 201, 255 i de sıkça okurum. ihlas, nas ve felak da sık okuduğum surelerden.
öğle namazının ya da başka bi namazın farzı yoktur. farz- sünnet kafasından çıkamadığın için, hala farzı ne sünneti ne soruları soruyorsun. farzı dediğin şey de sana kalmıştır. hangi duaları okuyacağın da sana kalmıştır. kurandan kolayınıza geleni okuyun diyor. o yüzden uydurma tahiyyat duası yerine, kurandan olan ve allah ı bolca öven fatihayı okuyorum ben her rekatta.
kuranda namaz yoktur demedim, kurana göre "öğlen namazının farzının" nasıl kılınacağını anlat dedim. bilmiyorsan sus, bilen gelsin. dangalaklığın lüzumu yok.
(bkz: kurana göre nasıl namaz kılınır)

(bkz: kuran da namaz yoktur yalanı)

cahillik başa bela.
saçmalıktır. hadisler olmasa nasıl namaz kılacağını bilemezdin. o zaman niye cumaya bayram namazına geliyorsunuz ve riyakarlık yapıyorsunuz.

hadi hadisleri inkar edenlerden birisi namazı nasıl ve neye göre kıldığını anlatsın. anlat hadi. bırak eksi işini filan, eksi seni haklı çıkarmıyor. şuraya adam gibi gel ve hadisler olmadan öğlen namazının farzının hangi kurani deliller ışığında nasıl kılınacağını anlat. hemen şimdi.

http://www.youtube.com/watch?v=93TY8mrpCaU