Olmaz ilaç sine-î sad-pareme gibi bir eseri bizlere kazandıran türk bestekar. Şarkının adınının anlamı ise "yüz parça olmuş kalbim için ilaç yoktur" demektir. En önemli eserlerinden biri olarak gösterilir bu eser.
Eserin sözleri:
Olmaz ilaç sine-i sad pareme
Çare bulunmaz bilirim yareme
Baksa tabiban-ı cihan çareme
Çare bulunmaz bilirim yareme
Kastediyor tir-i müjen canıma
Gözleri en son girecek kanıma
Şerhedemem halimi cananıma
Çare bulunmaz bilirim yareme.
Döneminin en ünlü bestekarıdır kürdilihicazkar makamını klasik türk müziğine kazandırmıştır.
Dede efendiden (zekai) dersler almış kendisi de birçok ünlü besteci yetiştirmiş ve kendinden çok sonra gelenlere bile etki bırakmıştır.
üstad, Sultan Abdülmecid Han döneminde sarayın en gözde bestekârıdır ve hanedan ailesinden biri gibi hürmet görür. Besteci sarayda gözden düştüğü vehmine kapıldığı bir dönemde, Sultan Abdülhamid Han tarafından bir fasıl için saraya davet edilir. Hacı Arif Bey daveti kabul etmez ve gelen aracılara emir ile musiki sanatını icra edemeyeceğini söyler. Bunun üzerine oda hapsine atılan besteci, 50 gün sonra “Ahteri düşkün, garibü aşık-ı biçareyim / Sen dururken padişahım, ben kime yalvareyim?” dizeleriyle başlayan nihavent besteyi yapar ve padişahın dinlemesini sağlar. Bu eser onun kefaleti olur ve hapisten kurtulur.
19. Yüzyılda yaşamış önemli bir bestekâr, kürdîlihicazkâr makamı ile müsemmen ulülünü bulan kişidir. Rivayete göre bine yakın eseri olmasına rağmen, şu an elimizde sadece 337 eseri bulunmaktadır.
Başlıca eserleri:
-olmaz ilaç sine-i sad pâreme
-vücud ikliminin sultanı sensin
-Bakmıyor çeşm-i siyah feryâde
1831 yılında istanbul'da doğmuştur.Besteci Haşim Bey'den usul ve okuma dersleri aldığı bilinir.
Haşim Bey sarayda da musiki dersleri vermektedir ve Hacı Arif Bey'in de bu vesile ile saraya girmesini sağlar.
Abdülmecid O'nu saraya alır,haremde musiki dersleri vermeye başlar.Ancak bu musiki dersleri sırasında bir cariyeye aşık olur.Çeşm-i Dilber adlı cariye ile evlenir,çoluk çocuğa karışır.Ama Çeşm-i Dilber O'nu terkeder.
Ve Hacı Arif Bey şu arkıyı besteler bu terkediş üzerine http://www.youtube.com/watch?v=jlBXCkV_p_E
Hareme geri döner yine ders vermek için,ama rahat durmaz:)
Aşık olur bu sefer Nigar Hanım'a aşık olur.
Abdülmecid yine evlenmelerine izin verir..
Bu sefer Nigar veremden ölür.
Hacı Arif Bey ise hemen hemen hepimizin bildiği şu şarkıyı besteler http://www.youtube.com/watch?v=f5YbUL9yzWs
Yine saraya döner..Ama bu sefer Abdülmecid ölmüştür,onu Abdülaziz alır saraya.
Bu seferde Nigarnik Hanım'a aşık olur.Yine evlenirler.
Taki eden yıllarda sarayda çeşitli görevler alır.Saray dışında kaldığı zamanlarda çok fazla para sıkıntısı yaşar.
1885 yılında vefat eder.
Üstün bir kabiliyeti ve müzik dehası vardır.
Öyle ki Abdülaziz'bana şu şarkıyı oku'dediğinde O'na "Ben onun babasından çok saygı gördüm." Bana, "Şu şarkıyı oku" diye emir veremez. Sanatta padişah iradesi geçerli değildir. Cevabını verebilmiştir.Bu cesareti musikiye olan eşsiz yeteneğinden gelir.Gerçi saray'da hapsedildiği söylenir bunun üzerine ama yine çeşitli görevlerde hizmet vermeye devam etmiştir.
Kürdili Hicazkar makamını oluşturmuştur.
Çok kısa bir internet taramasında bile musikiye kattıkları anlaşılabiilir.
Yazık ki yeni nesil bu enfes eserleri dinlemek yerine günlük fast food tınılarını tercih ediyor.
Çok yaşlı gibi hissettim bir an,ancak 36 yıllık hayatıma Türk Sanat Müziği,Müzeyyen Senar,Hacı Arif Bey,Mustafa Kandıralı,Ercüment Batanay,peşrev,taksim,uşşak makamı..vs katan,çocukluğumuzdan beri bize ısrarla iyi müzik dinleten babamı da bir kez daha,çok daha iyi anladım bunları yazarken..
kanlar döküyor derdin ile dide-i giryan
ateş saçıyor hicrin ile sine-i suzan
zülf-i siyehin gibi dilin hali perişan
öldürdü beni derd-i gamın ey şeh-i hüban
sabah huzuru .
soru editi : bir insan bunu niye eksiler ? gerçekten merak ediyorum ...
1980lerin başında TRT'ye çekilen dizi ve dizide ahmet özhan'ın canlandırdığı Türk klasik musikisi bestecisi. Diziden en fazla aklımda kalan üstadın 3 kez evlenmiş ve tüm eşlerinin vefat etmiş olmasıydı. Eşlerinden en genç ve güzel olanını Pembe Mutlu canlandırmış ve o da veremden göçmüştü. Bu dizinin çekimine paralel olarak Ahmet Özhan da tasavvuf felsefesine kendini iyice adamıştı.
güniz sokakta bulunan, patlıcan kebabı, fındık lahmacunu ve içli köftesi mutlu eden; yemek üstü köpüklü kahveyle huzur veren mekan. mekanda beslenen köpek balıkları hoş bir görüntü verir.
güzel ortam, güzel yemekler ve uygun fiyatlar. hatta yemek sonrası komşu demirel'in evinde çay içmenize de olanak tanıyorlar. şaka bir yana demirel'in de ara sıra takıldığı rivayet edilir.
iskenderi oldukça vasat olan ama sıcak bir atmosfere sahip ankara güniz sokak ta demirelin evinin tam karşısında olan bir kebapçıdır. içinde akvaryum vede kaplumbağalar mevcuttur.
kürdili hicazkâr makamının mucidi, eşsiz bir müzik dehası...
burdan buyrun efendim, nihavend bir şarkısı..
"vücud ikliminin sultanısın sen
efendim derdimin dermanısın sen
bu cismi nâtuvanın cânısın sen
efendim derdimin dermanısın sen"
