bugün
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu21
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü18
- günahların takımı galatasaray9
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- anın görüntüsü19
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak14
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- zall beceremiyorsan bırak git15
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor14
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi17
- icardi190511
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri9
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- doğum gününde hatırlanmamak13
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- icardi1905'in sözlüğü bozması12
- ismet gurbuz 202413
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı10
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- ali koç9
- yorgun mermi10
- şizofreni11
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkeklerin sadakatsiz olması9
- türkiye den soğuma sebepleri11
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması15
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- uludağ sözlük kapatılacak11
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
Güneş Ülkesi Campanella (Kampanella) nın eseridir.
Avrupa 16. yüzyılın başında,30 yıl süren köylü ayakanmalarıykla çalkalandı durdu. 13. ve 14. yüzyılların başkaldırılarını, 15. ve 16. yüzyılların şanlı ayaklanmaları takip etti. Tahtlar yıkılımış, komüncü kentler kurulmuştu; kiliseler yerle bir edilmiş, cephelerde kızıl bayraklar görünmüştü Ama bu başkaldırıların tamamı kanla bastırıldı. işte Campanella'nın Güneş Ülkesi, yüzyıllar boyu süren bu ayaklanmaların manifestosdur...
Mutlu bir altın çağ olduysa eskiden / Neden gelmesin ki yeniden?" diyen Campanella'nın en önemli amacı, safsataya boğulmuş Kiliseyi dağıtmak ve onn yerine bütün dünyaya egemen olacak "komüncü" bir düzen kurmaktı. Campanella'nın önerdiği düzen o gün için son derece radikaldir. Onun Güneş Ülkesi'nde kölelik yoktur; el emeği kutsanmıştır. Üretime, tüketime ve bilime olağanüstü önem verilir. Kendi kendine yeterli köylü "komüncülüğü" asılmıştır. Elinizdeki kitap biçimsel açıdan sadedir ama, düşün dünyasında Thomas More'un Ütopya'sından sonra en derin izler bırakmış çalışma olma şerefini ve ününü hala korumaktadır.
Avrupa 16. yüzyılın başında,30 yıl süren köylü ayakanmalarıykla çalkalandı durdu. 13. ve 14. yüzyılların başkaldırılarını, 15. ve 16. yüzyılların şanlı ayaklanmaları takip etti. Tahtlar yıkılımış, komüncü kentler kurulmuştu; kiliseler yerle bir edilmiş, cephelerde kızıl bayraklar görünmüştü Ama bu başkaldırıların tamamı kanla bastırıldı. işte Campanella'nın Güneş Ülkesi, yüzyıllar boyu süren bu ayaklanmaların manifestosdur...
Mutlu bir altın çağ olduysa eskiden / Neden gelmesin ki yeniden?" diyen Campanella'nın en önemli amacı, safsataya boğulmuş Kiliseyi dağıtmak ve onn yerine bütün dünyaya egemen olacak "komüncü" bir düzen kurmaktı. Campanella'nın önerdiği düzen o gün için son derece radikaldir. Onun Güneş Ülkesi'nde kölelik yoktur; el emeği kutsanmıştır. Üretime, tüketime ve bilime olağanüstü önem verilir. Kendi kendine yeterli köylü "komüncülüğü" asılmıştır. Elinizdeki kitap biçimsel açıdan sadedir ama, düşün dünyasında Thomas More'un Ütopya'sından sonra en derin izler bırakmış çalışma olma şerefini ve ününü hala korumaktadır.
(bkz: yeni sabahlarin can sesi)
kayıp kıta "mu" diye gecer literaturde. bu kıtanın teknolojik olarak gunumuzdende ileri bir seviyede oldugu ve uzaya rahatlıkla gidip gelebildikleri soylenir ayrıca mısırda ki piramitleri yapanlarda bu kıtadan dunyaya yayılan bilgelerin oldugu rivayet edilir.
italyan filozof tommaso campanella' nın, devlet kavramını ele aldığı ve halka sorumluluk yüklediği, ideal bir komünü anlatan başyapıtı. eserdeki komünün kurulduğu, ancak osmanlı donanması tarafından topa tutulduğu rivayet edilir.
ütopya olduğunun bilincindedir kuşkusuz yazar. hristiyanlığın o havariler dönemindeki bozulmamış atmosferini betimlemiştir . sonunda yazdığı iki önemli yazı da bunun kanıtıdır. ayrıca kendi dönemindeki bütün aydın beyinliler gibi doğuya islama bok atmadan da rahat edemez bu adam. islam peygamberinin , o meşum şehirde bulunan dairemsi duvarlarda pek de iyi anıldığı söylenemez. bir çocuğun kullandığı üslupla o kadar niteliksizce "bu şehirde muhammet pek sevilmez" şeklinde gereksizce bir söz vardır. yıllarca saygı duyduk , baş üstünde tuttuk bu adamları ve artık gına geldi. saygı filan duymuyorum işte. şimdi yaşayan birisi olsaydı muhtemelen salman rüşti gibi birisi olurdu. ona saygı duyanlarla da işim olmaz.
[gaflet-ala'dan geçtim de geldim ki hamak'ta sallanan bir ahmaktı ,
eyvah ki ne eyvah.]
[gaflet-ala'dan geçtim de geldim ki hamak'ta sallanan bir ahmaktı ,
eyvah ki ne eyvah.]
italyan papazı t.campanellan'ın platon'dan ilham aldığı masal ülkesi. mutluluğu bulamayan insanların masallarda tasarladıkları 'düzenli' devlet; civitas solis, güneş ülkesi taprapan adasındadır. yediye bölünmüştür, her bölge yıldızların adını taşır.
(bkz: küba)
dayaklık insanların yaşadığı ülkedir. bu ülkenin insanları rezil yaratıklar olmakla kalmayıp aynı zamanda kendi ülkelerine güneş ülkesi diyebilecek, diğer yerlerin karanlık olduğuna inanacak kadar maldırlar.
insanların hiçbir zaman umutlarını kaybatmemelerinin gerektiğini, herşeyin dönüp dolaşıp eski yerine geldiği gibi, geçmişte yaşanan bazı güzelliklerin ileride de olabileceğini, insanların yararları, mutluluğu ve ahlakı paylaştığı zaman dünyanın bir cennet olabileceğini, azgın kör sevgiler yerine uyanık, temiz sevgilerin gelebileceğini, yalan dolan, bilgisizlik ve zorbalığın yerine, gerçek bilgi ve kardeşliğin gelebileceğini savununan, tommasa campanella eseridir..
tommaso campanella nın, öykü formatıyla yazdığı, akıcı ve etkin anlatımıyla aynı zamanda edebi olarak da değer taşıyan ütopyası...
orjinal adı "civitas solis" dir... ütopyada ülkeyi aydınlar yönetir; baş yönetici de yaşlı bir filozof olan bilgedir, özel mülk kavramı olmamakla birlikte komünel ve mutualist bir yaşam anlayışı vardır... bireysel faydacılıktan öte, toplumsal fayadacılığı göz önünde bulundurarak çalışıp, hareket eder her bir güneş ülkesi insanı...
orjinal adı "civitas solis" dir... ütopyada ülkeyi aydınlar yönetir; baş yönetici de yaşlı bir filozof olan bilgedir, özel mülk kavramı olmamakla birlikte komünel ve mutualist bir yaşam anlayışı vardır... bireysel faydacılıktan öte, toplumsal fayadacılığı göz önünde bulundurarak çalışıp, hareket eder her bir güneş ülkesi insanı...
sikindirik bir ülke tasarımıdır. ne imiş efendim çocuklar bilmem körpecikken bir çok alanda bilgi sahibi olmaya başlıyor imiş tarzı üst boyut hayallerle bezenmiş bir ütopya.
ayrıca ütopyada da köle var hala . olmaz olsun böyle ütopya denilesidir.
ayrıca ütopyada da köle var hala . olmaz olsun böyle ütopya denilesidir.
yer yer thomas more' un utopia' sıyla farklar gördüğümüz fakat aynı ana düşünceyi konu edinmiş kitaptır.
'Bu ne biçim ütopya' dedirten kitap. Campanella sağ olsun 'ütopya'sında 'mutlu ve huzur içinde bir toplum' için her şeyi düşünüvermiş! Hatta fazla ince düşünmüş! Meselâ eşleşme için öngörülen kadın gebe kalmazsa başka bir erkek ile eşleştirilirmiş, bu sefer yine gebe kalmazsa 'orta malı' olur imiş! Öyle bir ifade kullanmış kendisi. Bir anneye gösterilen saygı, bu kadınlara ne toplumda, ne tapınakta, ne de toplu yemeklerde gösterilmez imiş! Yani, kadınlara ütopyalarda bile rahat yok! Ayrıca kitap 'akıcı' kavramından oldukça uzak.
Eğitim sistemini çok beğendigim ütopya ama evlilik isleri sakat.
her şey güzelde dini inanış olarak Hristiyanlığı seçmiş olmaları beni hayal kırıklığına uğrattı. hz muhammet'e ise çok kuralcı diyorlar. o derece üstün bir topluluk oluşturup dine ihtiyaç duymaları beni şaşırtmıştı.
Tommaso Campanella tarafından 1602 yalında ispanya’da mapustayken yazılan sosyalist bir eserdir (bkz: La citta del sole) . Kitapta ideal bir devlet vardır. bu devlette mülk yoktur ve herkes toplumun iyiliği için çalışır. haksız Servet, fakirlik de yoktur ve kimse ihtiyaç duyduğundan fazlasını almaz.
Ancak benim değinmek istediğim nokta şu. bugün arkadaşlarla kadıköyde içerken sevgiliye sahiplenmenin mülkten kaynaklandığını söylemiştim. kitapta ieşlerin ortak olduğunu söyledikten sonra şöyle bir kısım var:
--- spoiler ---
Dikkat
--- spoiler ---
Özel mülke sahip olma hırsının herkesin kendi evine, karısına ve çocuğuna sahip olması nedeniyle insanların içine girdiğini ve geliştiğini söylüyor.
Mülk sen ne büyük bir belasın öyle!
Ancak benim değinmek istediğim nokta şu. bugün arkadaşlarla kadıköyde içerken sevgiliye sahiplenmenin mülkten kaynaklandığını söylemiştim. kitapta ieşlerin ortak olduğunu söyledikten sonra şöyle bir kısım var:
--- spoiler ---
Dikkat
--- spoiler ---
Özel mülke sahip olma hırsının herkesin kendi evine, karısına ve çocuğuna sahip olması nedeniyle insanların içine girdiğini ve geliştiğini söylüyor.
Mülk sen ne büyük bir belasın öyle!
Böyle ütopya olmaz olmaz dedirten kitap. Ütopyada sürekli bir kontrol mekanizması var ne zaman, kimin kimle sevişeceğini dahi kontrol eden. sanırım bu hristiyan inancından kaynaklanıyor. Daha sonra hiç bilimsel olmayan kesin yargılar var. Kadına değer dahi doğurganlığı ile ölçülüyor. örneğin kısır bir kadın onunla isteyen ( sanırım kendi de isterse orayı pek anlamadım) herkesle sevişebiliyor ama bunun salt sebebi azgın erkekleri doyurmak oysa doğurgan kadınların yeri çok farklı. bu bile aslında çok çirkin bir ayrımdır. Kısaca ben okuyorum hala bitirmedim ama yarısında midem bulandı. Böyle ütopya olmaz Campa gel de ütopya gör!
güncel Önemli Başlıklar