yapıldıgı zamandan 1 saat sonra gördügüm hemde mezarlıgın karsısi olması hemde köydeki en dandik mekanda olması sebebi ile evimin önünde katılmadıgım zirvedir*
bakıyorum da, dediklerimin yanlış anlaşılmasına sebebiyet vermiş zirve olmuş.
deep purple yerine erkan oğur koyup düşünelim. dp sevmiyor olabilirsin, hatta "ben kültürüme sahip çıkıyorum, türkçe müzik dinlerim, eheheh." şebekliği de yapıyor olabilirsin; ama orda anlatmak istediğim yalnızca "kaliteli müzik-pespaye müzik" ayrımıydı. bunu da 55. söyleyişimde anlamayanlar varsa, e bsg yani!
bir de küçükken, büyükler tarafından, portakal sıkacağında ezilen portakal misali ezilmiş arkadaşlar vardır ki.. tamam, küçükken kendinin de öyle ezildiğini söyleseydin hiç tartışmazdım senle tatlışım. suç bende ki sağlıklı bir gençlik yaşamış zannediyorum herkesi.
zirvenin anaokul seviyesinde olmasında, organizatörümüz haricten gazelci'nin hiçbir suçu yoktur. bilakis; alınmaları gerekenler, tartışacak yer arayanlar ve tartışırken soytarılıklar yapanlardır. gereksiz yere alınan arkadaşları tenzih ederim.
yeterince anlaşılmışsa susalım,
illa tartışma açmayalım.-gerek özel mesajla gerekse buradan-
hadi dağılın!
öncelikle zirveyi organize eden haricten gazelci'ye selam ederim.* görükle'de zirve düzenlediği için kendisine çok teşekkür ediyorum.
katıldığım ilk zirveydi. katılan yazarların bazılarını takip ediyorum, bazıları ile msjlaşmışlığımız da vardır. fakat daha önceden birbirlerini tanıyan yazarlar kadar samimiyetim olmadığı içün belki, çok fazla konuşacak şey bulamadım. oturum düzenimiz gruplaşmalara yol açtı, herkesin ortak konuştuğu hiç bir şey olmadı sanırım. bi' de kendi eşekliğim vardır ki, masanın bi' kısmıyla tanışamadım bile. başka zirvelere artık.
katıldığım ilk zirve olduğu için kafamda beklentilerle gitmedim. zirve tamamen yabancı olduğum bir kavram değil tabi. önceki yapılan zirvelerden, zirve muhabbetlerinden, neler olduğunu biliyorum. şu kadarını söyleyebilirim ki, yazar kişilerle yüzyüze muhabbet de çok güzel.
bundan sonra düzenlenecek olan zirvelere katılmayı daha çok istiyorum, orası kesin.
döte girmiş ve açılmamış zirvedir. gecenin o vakti giden son tren ardından yaşlı gözlerle mendil sallanmış, yaklaşık yarım saat süren nafile çabalardan sonra taksici amcaya cepteki son para kuruşu kuruşuna teslim edilmiştir. delühanlu (!) taksicinin de dumurlardan dumurlara sürükleyen muhabbeti hafızada kapanmayacak yaralar açılmasına sebebiyet vermiştir. işte amcamdan inciler:
- bursa'da da 12 deyince hayat duruyor, ulaşım falan.
- vallaha sizden başka açıkta kalan yok yiğenim. millet gayet güzel gidiyo evine bu saatte.
- tabi parası olan gidiyor, öğrenci ne yapsın?
- öğrencinin dışarda ne işi var saat 12de? ***
- abi gitmeyelim mi yani arkadaşlarımızın yanına, görükle'ye falan? neyse size de ekmek parası çıktı bu sebeple.
(suskunluk)...
- siz işi bilmiyonuz, demin de bi arkadaşınız bindi başka bi yere gitti.
- sen nerden biliyosun ki abi?
- ben götürdüm onu da. onla beraber bineydiniz parayı 3'e bölüşürdünüz şu kadar parayla heykele kadar çıkardınız.
- ne bilelim abi böyle olacağını? neyse sağlık olsun.
- hatta arabada sizi aradııı, şu şu vakitte otobüs geçiyo dediii, bi on dakka durakta bekledi sizle, sonra benim arabama bindi. *
- oo abi, sen de her şeyi biliyomuşsun, bizim evi de biliyosundur sen, bi atıversene eve kadar.
- (dikiz aynasından hamua kodumun bakışı)**
anaokulu seviyesinde bir zirve olmuştur.
kağıttan uçak yapıp oraya buraya fırlatan mı dersin, liseli ve serdar ortaç savunuculuğu yapan sözlük yazarları mı...
tartışmaları illa kendi tarafına çekmeye çalışan yazarları da unutmayalım.
misal; biri "ekşi, uludağ'dan daha önce kuruldu." dese; tartışacak yer arayan bir diğeri, "uludağ'da fişmekan var, güzel yaziyi, ihihi" der olmuş.
demek istediğim; bol bol tartışma oldu; ama boştu.
sanırım en eğlendiğim kısmı; çıkışta hemsire oetker ve ordabiyerde ile, minibüste köfte ekmeklerimizi yiyip kola içtiğimiz andı. ordabiyerde ile, vasıta bulamadığımız için küçük sanayi'de mahsur kalmamız bile kendi içinde eğlenceli sayılırdı.
"aaa, neden öyle diyosun, ühüüü" diyecek arkadaşlar için ek: güzel sohbet muhabbet de oldu. eğlendim lan, valla.
