gökçeada

    1.
  1. süper ada.
    doğası nefis, insanı nefis, şarabı nefis...
    tatil yapılası değil de bir ömür yaşanası yer.
    8 ...
  2. 19.
  3. Bir yerden ayrılacağım diye hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Memleket halen mahalle baskısı meselesiyle uğraşırken (daha ne kadar devam edecek bu mevzuu?) Gökçeada kaç kişinin umurunda olur bilemiyorum ama iki laf etmeden edemeyeceğim.

    Memlekette çok saçma yer gördüm ama bu kadar bilerek ve isteyerek berbat edilmiş bir yer daha görmedim.

    Katiyen bir daha gitmek istemem, kimseye de önermem.

    Mikro bir Türkiye de denilebilir. Her şey var!

    Harap olmuş bir tarih, yerinden edilmiş Rum, Türk, Kürt binlerce insan, terk edilmiş çok güzel köyler, feci bir ırkçılık, katledilmiş bir doğa, inşaat mafyası, diz boyu yolsuzluk, sırf birileri para kazansın diye yapılmış saçma sapan ihaleler, mimari katliam, Kürt-Karadenizli savaşları, keçi terörü, kuşların göç yolları üzerine kurulmuş kaçak oteller ve insanı çileden çıkaracak kadar bol miktarda dedikodu, dedikodu, dedikodu...

    Bunların hepsi ana karada da var evet ama arada şöyle bir fark var:

    Burası hap kadar ve yukarıda saydığım kötülüklerin, rezilliklerin hepsini aynı anda, aynı noktada görebilmen, hissedebilmen ve kahrolman mümkün. Kaçacak yer yok.

    Kaleköy'deki Yakamoz restorandan bir güneş batımı izlemek mesela yeterli. Sırasıyla: Güneş, hemen altında ne işe yaradığı belli olmayan ama birilerini mutlaka çok zengin etmiş bir mendirek, onun solunda Belediyenin yaptırıp sonra özelleştirdiği ve bugüne kadar gördüğüm en çirkin otel olan Gökçeada Resort, ikisinin arasında mendirek yüzünden devridaimi kaybolmuş ve sığlaşmış ve doğal dokusunu kaybolmuş bir koy, hemen biraz daha solda binası ve KULESi olmayan dolayısıyla ne için yapıldığı yine tartışmalara açık dev bir havaalanı, birbirinden çirkin ve dökülmekte olan okul binaları, başını biraz döndürünce arka tepede terkedilmiş bir Rum köyü, aklında burada doğum yok, ölüm var sadece diyen kadın ve..

    Devam edemeyeceğim..

    Parmağını uzatıp orası nedir? demenle beraber en az iki sayfalık bir bilgi akışı başlıyor. Kime sorsan başka bir şey söylüyor.

    Hayatımda hiç bu kadar bilgi kirlenmesine uğradığımı hatırlamıyorum.

    Karadenizlisi ayrı konuşuyor, Kürdü ayrı konuşuyor, istanbullusu ayrı konuşuyor, askeri komple ayrı konuşuyor..

    Ada tümüyle faşizme ve keçiye teslim olmuş durumda. Herkes herkesten ölesiye nefret ediyor. Rumlar temizlendi şimdi sıra birbirlerinde.. Bu arada malı götüren götürüyor. Serbest dolaşan ve ancak kesilecekleri zaman aranılıp bulunan keçiler ise diken hariç adadaki bütün bitkileri yemiş yutmuş durumda. Ne güzel değil mi! Etrafını dikenli telli duvarlarla çevirmezsen tek bir ot yetiştiremiyorsun ama zaten kimin umurunda otmuş, ağaçmış, dünyanın en sulak ikinci adasıymış, bir zamanlar her taraf meyve bahçesiymiş, sonradan gelenler yakacak odun diye meyve ağaçlarını kesmişmiş...

    Hele Şirin Köy gibi kendisinin tam tersi isimler takılmış radyasyon köyleri var ki olamaz dehşette.. Sovyetler Birliği zamanında nükleer denemeler yapılırken inşa edilmiş sonra terk edilmiş böyle hayalet şehirler vardır. Semipalatinsk gibi.. Onların küçüğü sanki bunlar. Bulgaristan'dan kaçan Türkler yerleştirilmiş zamanında. Kaçtıklarına pişman mıdırlar acaba?

    Özetle ada manen ve maddeten çipçirkin bir yer olsun diye 85 yıldır elbirliğiyle uğraşılmış, uğraşılmaya devam ediliyor ve anladığım kadarıyla da özel bir çaba ve emirle de bu katliama devam edilecek. Belediyesi ayrı, özel teşebbüsü ayrı, askeri ayrı.. (Askerin diktiği yirmi otuz dönümlük çam ormanını tenzih ederim ama şehir içinde diktikleri binalar dünya çirkinlik rekoruna doğru hızla gitmekte)
    ***

    Türkiye'yi hap; olmuş karşıma çıkmış gibi hissettim. Derin bir yeis ve dehşetle, tüylerim diken diken adadan ayrıldım. insanlar da Türkiye'den böyle mi ayrılıyor acaba? Ağır bir laf olacak ama dünya için esas tehlike Türkiyeleşmek. Malezyalaşmadan önce bunu düşünmek lazım..

    http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=139751
    (bkz: tuğçe baran)
    8 ...
  4. 23.
  5. nick imi buranın rumcasından aldığım yerdir. ayrıca buranın havası astım hastalarına çok iyi gelir.
    4 ...
  6. 2.
  7. gercekten super mekandır,gece hayatı arayana gore değildir.yakında havaalanı yat limanı yapılacakmıs,bozulmadan kosun derim.
    4 ...
  8. 8.
  9. yaz mevsiminde güzel ama kış mevsiminde çekilmeyecek kadar kötü olan bir adamız. şarabı ve kekikleri ile ünlüdür. adanın bir çok yerinde başı boş gezen koyun, keçi gibi hayvanlara rastlayabilirsiniz. gezilecek çok fazla yerleri yoktur. eğer bir bodrum bekliyorsanız burası size göre bir yer değildir.
    4 ...
  10. 79.
  11. gökçeada ismi ne kadar ada olsada çok büyük bir yerleşkedir.
    denize girmek için çok alternatif vardır;
    gizli limanın arkasındaki saklı koy, burası deniz ayakkabısı ile keyfi çıkacak bir yer , denize girdiğiniz ilk alan taşlık yosunlardan dolayı çok kaygan, açılınca tam bir cennet, şanslı iseniz sizden başka kimse olmadan deniz keyfi yapabilirsiniz.
    ulaşmak için gizli limanın sonundaki kayalıkların arkasında tırmanmanız gerekli 15-20 dk yurumek yeterli ama cennet gibi.
    laz koyu ; sahili kumlu denizi süper, yiyecek içecek satan tek bir yer var, trabzonlu bir aile işletiyor, eğer güzel iletişim kurarsanız indirimde yapıyor. sahilde 2 şezlong bir şemsiye fiyatı 20 lira , şemsiyeler örgü olduğu için çok verimli değil, birde şezloglar sadece tahta olduğu için konforlu değil fakat deniz süper.
    yıldız koy ;ben buraya gece bişeyler içmek için gittim, loş ışık altınta kulakları tırmalamayan bir müzik eşliğinde yıldızlar ile kaplı gökyüzünü seyretmek çok keyifli idi, ortam karanlık olduğu için kendinizden geçiyorsunuz. fiyatlar çok tırmalayıcı değil, bu bölgede çadırcılar da var, çadır içinde ideal.
    aydıncık plajı; denizi 1000 numara balıklar ile beraber yüzüyorsunuz, sahil kum, rüzgar sörfü öğrenebilirsiniz, çağdaş kafe fiyatları geçirmasyon olmayan güzel bir yer burada da 2 şezlong bir şemsiye fiyatı 20 lira haricen almadanda oturabilirsiniz.
    karavancılar içinde imkanlar mevcut karavab için ideal, wc duş vs. var. otopark ücretsiz.
    tuz gölünde çamur banyosu yapılabiliyor sadece bir sefer yapacaksınız bir anlamı çok yok ama cilt hastalıkları için 4 günlük bir kür çok faydalı olduğu söylendi, hikayesi burası pelikanların göçyolunda konakladıkları yer bunlar kaka yapıyor tuz ve çamurla karışınca bir krem oluyor, kısaca gübre sürüyorsunuz, ama şifa bulduğunu söyleyen çok insan var.
    tepeköy; gezilesi bir yer, manzarası çok iyi, ara sokaklarda ilginç mekanlar var, iki duble içerken kendinizi yunan adasında hissedebilirsiniz.
    dereköy; terk edilmiş eski bir rum köyü yıkılmış evleri çamaşırhanesi ile tarih kokuyor, arabayı almadan yürümek lazım 2 saat ayırıp yürüseniz değişik bir ruh haline biriniyorsunuz, dereköy girişinde büyük ağacın altında sulu yemekler yapan bir motel var, yemekleri ev yemekleri lezzetinde başarılı.
    zeytinli; tam korunmuş bir yunan mahallesi gibi, insanları sıcak kanlı, cafe ler var, burada mutlaka tatlı yiyin panna cotta nın en egzantirik şekilleri var, buradaki oteller pahalı gecelik 400 tl istiyorlar,gereksiz, yemek yemek için 10 km mesafe var ama gezmek keyifli.
    ada genel olarak 2017 yılının yazını sakin geçiriyor, fiyatlar çıkmamış bu nedenden dolayı, gidince pansiyon ve alternatif konaklama mekanları çok var.
    araç kiralayan bir yer var, arabasız gidip orada araba da kiralayabilirsiniz.
    oğlak eti güzel, kurabiyeleri başarılı, doğal sebze ve meyveler var, ama adada esnaf az, gerçek esnaf.
    4 günlük tatil notlarım, saygılarımla arz ederim, sorusu olanlara ücretsiz cevap ve çay kahve servisimiz var.
    sevgiler.
    4 ...
  12. 35.
  13. feribot sıkıntısından dolayı gökçeada degil benim için götçeadadır.
    3 ...
  14. 77.
  15. 2008 yazında 2 hafta boyunca mevsimlik işçi olarak çalıştığım adadır.

    mavi su diye bir otel vardı. bir arkadaşım aracılığıyla yaz tatilini değerlendirmek için oraya çalışmaya gittim. akşamları otel barında garsonluk yapacağım, gece de barda gitar çalacağım, plan bu.

    evet, yaptığım bu planda herhangi bir aksaklık olmadı hatta ekleme oldu.

    sabah 6'da kalkıp peynir-zeytin-ekmek üçlüsüyle kahvaltı yapıyorduk. sonra tadilatta olan binalara gidip inşaat işçiliği yapıyorduk. akşam olduğunda da yarım saat deniz molası, duş ve bar.

    askerliği saymazsak hayatımın en kötü dönemiydi galiba. paraya olan ihtiyaç nedeniyle 2 hafta boyunca sabrettim. sonra sabaha karşı, henüz hava aydınlanmamışken kaçtım otelden ve adadan.

    o yüzden bu adayı hiç sevmem ben. ha o ada da bana bayılmıyor, eminim.
    3 ...
  16. 7.
  17. zeytinli koyune gidip bir kahve içmeden donulmemesi gereken yer.
    hatta hiç donulmeyesi yer.
    3 ...
  18. 12.
  19. Eski adı imroz olan ada. O kadar güzel bir yerdir ki, anlatmak yeterli değil. Büyülü bir atmosfere sahiptir. Dünyanın çok uzağında bir diyar gibi gelir insana. Özellikle adanın kuzey kesimlerinde hemen hemen hiç yol yoktur. Kendinizi milyonlarca yıl önceye gitmiş gibi hissedersiniz. Suları derindir ve kıyalar kayalıktır. Kıyıdaki her taş, her kaya milyonlarca yıl boyunca rüzgar ve deniz tarafından yaratılmıştır. Öylesine kişiliklidir ki, oturup o taşlarla konuşasınız gelir.

    Tepelerinde tamamı taş evlerden oluşan rum köyleri vardır. Adada hemen her şey yetişir. içerisinde ormanlar, baraj gölleri, şelaleler, sönmüş bir volkan, Türkiye'nin en batı ucu, asırlık anadolu çınarları, üçyüzün üzerinde kilise ve şapel ve Fatih dönemimden kalımış çok güzel bir cami vardır.

    Denizi şiirseldir ve her türlü canlı yaşar. Tam karşısında Ege Denizi'nin Girit'ten sonraki en yüksek adası Samothraki vardır. Denizin ortasında tanrıların tahtı gibi yükselir. Güneş'in, Samothraki'nin yanından denize gömülüşünü izlemek çok güzeldir. Kaleköy'de büfe işleten Ecevit isminde bir adam vardır. Çok has adamdır.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük