Gerçek aşk her derde deva olmaz. Gerçek aşk her zorluğu aşamaz. Ve en önemlisi, gerçek aşkın sonu her zaman mutlu bitmez; konu bu değildir. Ama gerçek aşk sizi değiştirir. Yeniden şekillendirir. Kalbinizi yakıp her zamankinden güçlü ve çarpıcı bir anka kuşu gibi yeniden aydınlanan bir kora çevirir.
Holly Bourne.
hormon düzensizliği ve biraz psikolojik sorunlardan biridir. (şükür ki) geçer ve düzgün ilerlerse yerini sevgi,saygı,bağlılık ve güven alır. ilerlemezse de zaten sizin bahsettiğiniz gerçekliğe uymamış olur.
ulaşamazsın ve hala onu görünce yüreğin cız eder. sırf onu unutmak ve ona sinirlendiğin için başkaları ile takılırsın ama hayatında olan kişi ile yaptıklarını düşününce keşke o olsaydı diye uzaklara bakıp sinirlenirsin. ama kahretsin ki o beraber olduğun kişiyi de kendini de mutsuz etmekten başka bir şey yapmazsın . ona bakarsın o mutlu ve güzel bir birlikteliğe sahipken sense saçma sapan ucuz ilişkilerde yıpratırsın sabrını .
işte unutamıyorsan ve her aklına geldiğinde canın yanıyorsa gerçek aşktır.
Gerçek aşk sevgilinin bütün kusurlarını görür ve sever…
Aşk inanmanın şiiridir.
Aşk şüphe etmez. Aşk kıskanmaz. Aşk iğrenmez. Aşk çirkin bulmaz. Aşk küçümsemez.
Aşk bencilliğin, kendini sevgiliden daha üstün görmenin, buhranın ve kötümserliğin tam zıddıdır.
Aşk istemez, yalnız verir. Aşk bir mücadele değil âhenktir… Aşk bunun için ilâhidir…
Gerçek aşkın bir tek değişmez vasfı vardır: Tükenmezlik… Aşk engellere ve hücuma uğradıkça kuvvetlenen ihtirastır. Rakipsizdir, yenilmez…
Aşk kendi saadetini bir başkasınınkine feda etmektir…
Mârifet bize yâr olmayan sevgiliyi kalbimizin içinde öldürmek! işte en haklı, en mâsum, en kudretli ve en muhteşem cinayet.
Hani gururun SöyLetmez SEVDiGiNi
KaLbin ClGLlK atar ya !!!!
Hani ßitirirsin herseyi DiLiN de
GÖNLÜN inkar eder ya kacirirsin GÖZLERiNi ama icin SlMSlKl ister ya hani GüçLüsündür SÖZ de Gözyaşlarin içine akar ya işte ßöyLe ßir şey SEVMEK ve ßunu tadamaz Her YÜREK !!! https://galeri.uludagsozluk.com/r/981103/+
bazı insanlar gerçek aşktan korkuyor çünkü aşkın çok fedakarlık gerektirdiğini düşünüyorlar. kendi hayatlarından ya da hayat tarzlarından vazgeçmek zorunda kalmaktan, maddi ve manevi ciddi zarara uğramaktan korkuyorlar. ama gerçek hayatta aşk fedakarlıktan ziyade uzlaşmayı gerektiriyor. eğer karşınızdaki uzlaşmıyorsa maddi ve manevi olarak hep sizden bir şeyler bekliyorsa bu insanla aranızdaki ilişki gerçek aşk olamaz. dolayısıyla fedakarlık yapmaktan bir an önce vazgeçin. kendinizi kandırmayın. eğer karşınızdaki uzlaşmacı biriyse tadını çıkarın.
Sahip olduğum şeydir. Önceden tanışırdık onunla ama konuştuğumuz toplam cümle sayısı en fazla 20dir. Sonra ne oldu bilmiyorum, istek göndermiş bana. Kabul etmedim ilk ne gerek var dedim. Birkaç ay sonra tekrar attı. Bi duvarına girdim baktım, mizah anlayışı güzel bakış açısı benim gibi bir çocuk. Çok da sessiz. Dedim kabul edeyim bakalım nolcak. Mesaj attı sonra konuştuk konuştuk dedim lan bu çocuk aynı ben. Yaşanılan şeyler olsun çekilen acılar zevkler ilgi duyulan şeyler aynı. Konuşma tarzımız huylarımız bile aynı zaten ben de çok içedönük çekingen dış dünyayla alakası olmayan fakat bir tumblr insanı da olmayan kimseyle konuşmayan kendi halinde biriyim. Arkadaşım olan insan sayısı en fazla 3 dış dünyadan okuldan hiç arkadaşım yok. Aslında bu kendim istediğimden kendimi kimseye yakın göremediğimden. Yani bu çocuk bana çok değişik geldi ne bileyim ifade bile edemiyorum. Bu çocuktan önce 1.5 ay bakkala gitmek için bile evden dışarı çıkmayan sürekli acı çeken kendini odasına kapatan insan yüzü görünce deliren ağlama krizlerine giren ben güler oldum mutluluğu hisseder oldum. Benim yaralarımı sarmayı bırak ilaç oldu bu çocuk. Kabuk bağlatmak yerine iyileştirdi. Nasıl olduğunu anlayamadığım bi şekilde konuştuktan 2 ay sonra çıkmaya başladık. Tam olarak seviyorum demek için henüz erkendi ama yanında öyle mutluydum o varken öyle huzurluydum ki dert tasa kalmıyordu bende. Çekingenliğimden konuşamıyordum da ne desem diye düşünüp duruyordum. Ne desem de o sesini duysam ne desem de tek bir cümlesiyle yine beni güldürmeyi başarsa. Sonra beni sevdiğini söyledi, diyorum ya demek için henüz çok erkendi diye, eğer sevmiyorum deseydim onu daha kazanamadan kaybedeceğimi, tek kurtuluş yolumu yine tek bir cümleyle yitireceğimi düşündüm. Ben de söyledim sevdiğimi hafif huzursuz bir şekilde. ilk haftalarda zorlandım biraz, hiç alışık değildim çünkü yaklaşık 1.5 senedir 2 seneye yakın süredir sevgilim olmamıştı ve gerçekten zorlanıyordum. Ben ise onun ilkiydim, diğer sevgilileri hep sanalmış. ilk ben öptüm ilk ben sarıldım ilk ben elini tuttum. ilk ben sevdim. Beni de gerçekten ilk o sevdi. Biz onunla ne zorluklar atlattık nelerle boğuştuk be sözlük. Annesinin yapmadığım bir şeyden dolayı birdenbire gelip saçımı başımı yolmasını sonra tüm sokakta tüm herkesin yanında bana ağır hakaretler küfürler edişini mi, sinemadan sırf öpüştük diye atılmamızı mı, birbirimizden yarım sene mecburen ayrı kalmak zorunda olmamızı mı, hangi birini anlatayım. Hala annesiyle ilgili sorunlarım var, hala o benden ben ondan ölümüne nefret ediyoruz ve ilişkimizin hala sürdüğünü bilmiyor ama ne önemi var ki. Seviyorum abi ben bu adamı. Bu benim evleneceğim adam, bu benim hayallerimde hep karşıma çıkmasını dilediğim adam. Bu adam benim bu zamana kadarki en güzel halimi de en çirkin halimi de en iğrenç veya en muhteşem, en doğal veya en süslü halimi gören adam. Sevdiğiniz insanın göğsüne yattığınızda ona olan sevginizden sessiz sessiz ama hüngür hüngür saf bi şekilde ağladınız mı hiç? Gözyaşlarınız sırf ona duyduğunuz aşktan aktı mı kendiliğinden? Benim oldu. Biz her türlü şeyi yaşadık onunla. Onun hayatındaki eksikliği ben doldurmaya çalıştım, benimkileri o. Adım gibi eminim ki bizi ayıracak tek şey ölüm olacak sözlük. Bizi koparacak tek şey bu olacak. Hiçkimse onun gibi değil. Hiçkimse onu benim gördüğüm gibi göremeyecek. Buna adım gibi eminim. 6-7 yıl sonra buraya yazdığım şey tam da onunla aynı 2 küçük çocuğa nasıl bakıyor oluşumuz olacak.
biz insanlar tek taraflı olarak birini çok sevebiliriz ancak 'gerçek' aşk mükemmeliyetçi bir ifade biraz. bu yüzden gerçek aşk diyorsak iki tarafın da birbirine eşit oranda aşk duyduğu bir ilişki, kişilerin bir elmanın iki yarısını oluşturması, anahtar kilit gibi birbirini tamamlaması, gözlerinin kimseyi görmemesi ve ölene dek bunu sürdürebilme istekleri canlanır değil mi kafamızda? ve gerçek aşkın tanımının bu olduğuna kanaat getirirsek yaşadığımız dünyada olmadığı da aşikar.
malesef yoktur, gerekli duygusal bileşenler mevcutken birbirine rastlayan uyumlu insanlar vardır. biz de görünce ruh eşini bulmuş deriz onlar için fakat bu şansla alakalı olup daima sürecek büyülü bir durum değildir. olmadık bir durumda elmanın yarısı sanılan insanlar ayrılabilirler. hayatta sihire yer yoktur ve söz konusu sıkılgan, hormonlarının hizmetinde yaşayan beşeri varlıklar olunca muhteşem dediğimiz ilişki bile gerçek aşk kavramındaki o sonsuzluk ve dört dörtlük olma durumunu tam olarak karşılamaz. gerçek aşk hayatı çekilir kılmak için inanmak istediğimiz bir kavramdır. çünkü biz insanlar bu dahil birçok konu için bir nirvana sınırı koyup buna ulaşma arzusuyla yaşamayı severiz. hayatımızı anlamlandırmak için bunu yapmaya da mecburuz. yani gerçek aşk, mucizevi olaylara açlığımızdan uydurduğumuz bir şeydir.
sevgi, bağlılık, aşk vb. manevi kavramların hayatta karşılığı vardır, evet. fakat yeri geldiğinde çok abartılı, coşkulu şekilde yaşasak da bunlar geçici, dönüşebilen, değişebilen, olağan duygulardır. hiçbiri efsanevi, doğaüstü değildirler. neyse. her ne kadar hevesinizi kursağınızda bıraksam da inanmaya devam edin. yanılmak isterim.
gerçek aşk hayatta insanın karşısına bir defa çıkar ama onun gerçek aşk olup olmadığını anlamak zordur. bunu anlayabilmek için gözlerinizi kapayıp kalbinizi dinlemek gerekir.