geceye bir şiir bırak

entry159 galeri77 video7 ses2
    131.
  1. Gözlerin bir çölde lâcivert gece,
    ışıklar oynaşır sarışın, ince,
    Her sînede yara açar derince:
    Zağlı kılıçlardan yaman gözlerin!

    dilaver cebeci
    0 ...
  2. 130.
  3. Yaşamak güzel şey doğrusu
    Üstelik hava da güzelse
    Hele gücün kuvvetin yerindeyse
    Elin ekmek tutmuşsa bir de
    Hele tertemizse gönlün
    Hele kar gibiyse alnın
    Yani kendinden korkmuyorsan
    Kimseden korkmuyorsan dünyada
    Dostuna güveniyorsan
    iyi günler bekliyorsan hele
    iyi günlere inanıyorsan
    Üstelik hava da güzelse
    Yaşamak güzel şey
    Çok güzel şey doğrusu.

    (bkz: Melih Cevdet Anday)
    2 ...
  4. 129.
  5. https://www.youtube.com/watch?v=-Xuxof-ngt8

    Ama hala çok güzel hakkında konuşmak senin
    Bir beyhude çabasına daha girişmek
    Seni methetmenin
    Sana küfretmenin
    Hala güzel hakkında konuşmak senin
    1 ...
  6. 128.
  7. Dünyanın nüfusu ikiye bölünüyor,
    Yarısı sen oluyorsun, yarısı ben
    Sonra ikimiz bir bütün oluyoruz,
    Kimseye sezdirmeden.”
    -Özdemir Asaf.
    8 ...
  8. 127.
  9. https://www.youtube.com/watch?v=_CeYNeBCF8g

    Ağlasam sesimi duyar mısınız,
    Mısralarımda;
    Dokunabilir misiniz,
    Gözyaşlarıma, ellerinizle?
    3 ...
  10. 126.
  11. 125.
  12. aşk benim dert benim
    çile benim hasret benim
    al toprak götüne sok leyla da senin derya da senin.
    0 ...
  13. 124.
  14. Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu.
    Hep böyle mi bu?
    Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer...
    Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına
    aynalarla kaplattım, ölü ben'im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden!
    Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben.
    Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.
    Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
    niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
    niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
    "Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş.

    Kuş Koysunlar yoluna-Nilgün Marmara.
    3 ...
  15. 124.
  16. 123.
  17. Bir zamanlar karayı ak eyledim:Ak sakallı zâtın,öğrettiğini belledim.Çocuk saffetim ne bilirse,onu söyledim.Bir kutlu kişi gibi güzeldi sözüm.Ay gibi temiz,nur gibi parlaktı yüzüm.Kimsenin takati yoktu sözüme söz etmeye.BENse azmettim,SEN'in sözünü öğrenip,özüme dönmeye.Anlamasam da lisanı,kelâmınla gönlümün tahtında buluştuk.Kararmadan hemen önce,ruhumun zindanında konuştuk.Bir zaman sonra,alemin girdabına kapıldım.Felek denen hadsizin,kollarına atıldım.Zorla da değil,bile isteye.Gönlümün ziyası başladı,kararıp sönmeye.SEN'ce ayan her hâl,hâşâ,unuttu sanmadım.SEN'den ulu yok,tek bunu kavradım.Ne verirsen kabulüm,gayılim SEN'den gelene.isyanımsa;aczini bilmeyip,SEN'in kullarını kakıp itene.

    Cedidacer
    1 ...
  18. 122.
  19. Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
    Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
    Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
    Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
    Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
    Uzatma dünya sürgünümü benim
    Güneşi bahardan koparıp
    Aşkın bu en onulmazından koparıp
    Bir tuz bulutu gibi
    Savuran yüreğime
    Ah uzatma dünya sürgünümü benim
    Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
    Ayaklarımdan belli
    Lambalar eğri
    Aynalar akrep meleği
    Zaman çarpılmış atın son hayali
    Ev miras değil mirasın hayaleti
    Ey gönlümün doğurduğu
    Büyüttüğü emzirdiği
    Kuş tüyünden
    Ve kuş sütünden
    Geceler ve gündüzlerde
    insanlığa anıt gibi yükselttiği
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili
    Uzatma dünya sürgünümü benim

    Bütün şiirlerde söylediğim sensin
    Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
    Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ın
    Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
    Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
    Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
    Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
    Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili
    Uzatma dünya sürgünümü benim

    Yıllar geçti saban olumsuz iz bıraktı toprakta
    Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
    Çatı katlarında bodrum katlarında
    Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
    Hep Kanlıca'da Emirgan'da
    Kandilli'nin kurşuni şafaklarında
    Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
    Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
    Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
    Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
    Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
    Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
    Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili
    Uzatma dünya sürgünümü benim

    Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
    Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
    Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
    Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
    Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
    Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
    Verilmemiş hesapların korkusuyla
    Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
    Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili
    Uzatma dünya sürgünümü benim

    Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
    Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
    Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
    Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
    Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
    O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
    Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
    Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
    Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
    Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
    Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
    Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
    Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
    Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili

    SEZAi KARAKOÇ..
    2 ...
  20. 121.
  21. "Güneş sen varken iniyor bahçeye,
    Yıldızlar sen varken parlıyor,
    Sen varken hayat yerli yerinde,
    Dilim çözülüyor birden,
    Şarkı söylemek istiyorum.."
    0 ...
  22. 120.
  23. Acının Coğrafyası / turgut uyar

    "kente kapandık kaldık tutanaklarla belli
    sirk izlenimlerinden seçmen kütüklerinden
    yüzlerimiz temmuzdan ötürü sallanır ve uzar
    ve her köşe bir tuzaktır
    birer darağacıdır her meydan saati
    öğle vaktini kesinlikle gösteren
    oysa hep güçlü dağları görmenin zamanıdır

    çığlığım uzun uzun kalır içimde
    yani güller giyinmiş bir adam nerde ben nerde
    rüzgâr bir dirimi dört yöne bölerken tepelerde
    ve gece duruşmasından yeni çıkmışken
    sabahın terazisi eksik tartar gölgemi

    artık öyle açık ki kuşkuya yer yok
    kim gelirse gelsin acıya hep yer vardır
    tutanaklarda duvar diplerinde ve bazı yerlerde
    örneğin çukurova ve mekong köylerinde
    acıdır ağacın gölgesini yapan
    bunu herkes bilir

    kutsal acı besleyen acı sütünü emiyoruz
    yatıyoruz seninle terli döşeklerde
    saati seninle kuruyoruz bir çalar saati
    sen donatıyorsun kalbimizi
    kalbimiz çoğu zaman yeterli ve ürkek
    kendi çoğunluğunu kendi üreterek

    kente kapandık kaldık iki cadde iki alan bir saat
    mutsuzluk acıya varana kadar
    artık yeminimiz bir tatar gölgesi gibi
    öyle bir gölge ki belki çok dardır
    kısa vakitlerinde aceleci akşamın

    artık öyle açık ki kuşkuya yer yok
    acıya hep yer vardır aramızda
    dört cepli yeleğim aynı kolaylıkla taşır her şeyi
    bozuk paraları da umutsuzluğu da
    aynı kolaylıkla tutmuş gibi olurum
    güneşin yedi renk ayasını

    biliyor musun güçlü dağları görmenin zamanıdır
    şimdi bir bağırsan çok iyi biliyorum
    ya da üst üste silah atsan
    kent tepinir belki bütün kuşlar uçar
    belki değil mutlaka
    ama
    bir tanesi mutlaka kalır."
    3 ...
  24. 119.
  25. Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili,
    biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz acısını acımız yaptık çünkü.
    Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın göz yaşı bile içimizi parçaladı.
    Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk...
    Yüreğimizin zayıflığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili...
    Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak. Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım.
    Yaşamak ne güzeldir be sevgili...
    Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek...
    Ve o vaz geçilmez sancılarını duyarak hayatın...

    Yılmaz Güney
    6 ...
  26. 118.
  27. bir kıyı kahvesinde / ilhan berk

    ada çaylarımızı söylemiş miydik?
    üç kişi bir köşede oturmuş ağ yamıyordu.
    kimimiz aznif oynuyor, cıgara üstüne cıgara
    yakıyordu kimimiz. sanki dünya durmuştu
    öyle dalmış gitmiştik. kendi kendimizdik.
    bir sürü kırlangıç dışarda camlara vuruyordu.
    birden bir ses, yüzüne karışmış bıyıkları,
    -deniz çekildi, dedi. hepimize tutup
    denizde gezdirdiği gözlerini. büyük
    bir boşluk bırakıp sonra da arkasında
    kalktı.
    biz işte o zaman gördük onu
    ve çekilen denizi.
    o zaman çıktık kendimizden.

    dışarda bir dilim ekmek gibiydi gök
    1 ...
  28. 117.
  29. bir kıyı kahvesinde / ilhan berk

    ada çaylarımızı söylemiş miydik?
    üç kişi bir köşede oturmuş ağ yamıyordu.
    kimimiz aznif oynuyor, cıgara üstüne cıgara
    yakıyordu kimimiz. sanki dünya durmuştu
    öyle dalmış gitmiştik. kendi kendimizdik.
    bir sürü kırlangıç dışarda camlara vuruyordu.
    birden bir ses, yüzüne karışmış bıyıkları,
    -deniz çekildi, dedi. hepimize tutup
    denizde gezdirdiği gözlerini. büyük
    bir boşluk bırakıp sonra da arkasında
    kalktı.
    biz işte o zaman gördük onu
    ve çekilen denizi.
    o zaman çıktık kendimizden.

    dışarda bir dilim ekmek gibiydi gök
    0 ...
  30. 116.
  31. "(...)
    ellerini tutabilsem pia nın
    ölsem, eksiksiz ölürdüm"
    3 ...
  32. 115.
  33. "Ucu bucağı olmayan bu çığlığın
    Ortasında nasıl barışılabilir?
    Anlamak isterim, hangi yasa
    Bir beşikle bir darağacını
    Aynı ağaçtan, ne adına varedebilir?"

    -Ahmet Erhan
    1 ...
  34. 114.
  35. Hani kısrak memelerinden ufukları sağardık
    Esrik dolunayları perdi çekik gözlerimizden
    Gökten firuze yağardı, hep firuze yollara düşerdik
    Böyle kirli değildi maviler, denizler böyle soluksuz
    Topla çadırları Apakay'ım, buradan gidelim.
    1 ...
  36. 113.
  37. şair olup yazdım dörtlük
    hatip olup okudum dörtlük
    her yerde aradım yıllar yılı
    bulamadım hiç dört dörtlük.

    not: alıntı değildir entari sırasında uydurmasyon yazılmıştır.
    1 ...
  38. 112.
  39. Aysel git başımdan ben sana göre değilim
    Benim için kirletme aydınlığını
    Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
    Islığımı denesen hemen düşürürsün
    Gözlerim hızlandırır tenhalığını
    Yanlış şehirlere götürür trenlerim
    Ya ölmek ustalığını kazanırsın
    Ya korku biriktirmek yetisini.
    1 ...
  40. 111.
  41. Bu şiir tamamen bana aittir. el emeğim göz nurumun ilk şirridir.

    Şiir: Geçmiş Zaman

    O eski bayramların güzelliği
    Çocukluğumuzun muhteşem anları
    Mutlu mesut yaşadığımız günler
    Şimdi mazi oldu.

    Anılarda kalan muhteşem anlar,
    Mazide kalan insanlar,
    Hayat devam eder
    Zaman geçip gider
    1 ...
  42. 110.
  43. Bakarsın bugün sever bu yürek,
    yarın sevilir bakarsın.
    Yüreğimin özünde başka yarınlar var.
    2 ...
  44. 109.
  45. Kekremsi bir hayat dilimindeyiz
    Bakır tadında geçiyor günler
    Tutmuş yolları bir sürü harami
    Geleni geçeni sigaya çekmekte

    Şüphesiz onlar ölüm getiricilerdir
    Ve sevincin düşmanı olarak bilinirler
    Yoktur gözlerinde sevgilerin ışıltısı
    Aşk yoktur, duman bürümüştür büsbütün

    Onlar yalnızca ölümü bağışlayabilir
    Yalnız kederi, kahrı ve zulümleri
    Ve tarih onlarla bizim kavgamızın
    Sürüp duran hadisatından ibarettir.

    Ne yazılmışsa bize ve onlara dair
    Işıklı sularındadır bilincimizin
    Hükmünü yerine getirse de acılar
    Biz yine neşeli türküler söylemekteyiz

    Savrulup duran bir zaman diliminde
    Sarsarak ve sarsılarak geçiyor günler
    Ama kalbimiz çatlayacak kadar duyarlı
    Hayatı savunabilecek kadar güçlüdür.
    0 ...
  46. 108.
  47. Gözleri deniz

    Baktıkça yanaşır gönlüme bir kayık

    Fırtınalı deli dalgalı bir çifte yanık

    Sanki bir hülya bir yılkı her bakışta ayrı efsun yüreğim buna tek tanık

    Her cilvede ayrı eda bakişlar melül bayık bayık

    Ne boy ne göğüs ne kalça giyse açık saçık

    Gönul yalnız Bir çift göze aşık gören zanneder deli divane kaçık.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük