Egon schiele'nin aile (1918) adlı tablosu.
Bu tablo beni pek cok açıdan hüzünlendirir. Ressam bu tabloyu tamamlayamadan henüz 28 yaşında gripten ölmüş. 6 aylık hamile eşinin aynı nedenle ölümünden 3 gün sonra.
Tablodaki bebek iyimserlikle geleceğe, kadın hüzünle geçmişe, erkek de çaresizlikle şimdiki zamana bakıyor gibi.
Fransız ihtilali devrimcilerinden Jacques louis david in tıpkı bir mesih gibi resmettiği banyoda bıçaklanan dostu paul marat suikastini anlattığı bu tablo dünya sanat tarihinde ölümün en masum kompozisyonudur şeklinde tanımlanır.
Amstetdam lı milis güçler rembrandt dan kendilerini hiyerarşik bir düzende birer halk kahramanı olarak ölümsüzleştirmesini isterler.
Fakat asi ressam rembrandt kendi bildiğini okur. Onları tanrılar gibi kusursuz çizmek yerine herbirinin yüzüne bir ifade kondurur. bir hikaye ve hareket vererek bir sokağın içine yerleştirir. Kaba fırça darbeleriyle üç boyut katar. ilk defa Işığı arkadan öne doğru kullanarak tablodan çıkacakmış gibi bir izlenim verir adeta.
Hiyerarşi mi? Yüzbaşının emir verdiği teğmenin eteğine düşen elinin gölgesidir hiyerarşi.
Sanatını salt kendince anlatmaktan vazgeçmeyen Aykırı ve asi ressamın bu tablosu milislerce hiç beğenilmez ve ressamın kariyerinin sonu olur.
16 yy. Belçika'lı ressam pieter bruegel'e ait bu resim tarihte ilk kez kar manzaralı bir resmin içine sıradan insanlar gibi gizlenmiş, meryem ve karnındaki isa peygamberin, çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği bethlehem'e girişinin ayrıntılandırıldığı bir eserdir. (Atın üstündeki meryem ana figürü) Dini bir resim olarak tasarlanmamasına rağmen kar manzaralı noel algısının kaynağının bu resim olduğu düşünülmektedir. Ressam bilakis devletin baskısını, iktidarın gücünü anlatmak ister. devletin otoritesi, yoksul ve zavallı insanların varlıklarını kanıtlayabilmek adına birbirleriyle adeta bir yarış içine girdiği, nüfus sayımı gibi, o gün için enteresan sayılabilecek bir konuyla temsil edilir. iktidarın gücü ve kuralları ve her an olası bir Şiddet ihtimali eserde ustalıkla işlenmiştir.
Resim Çok karışık görünmesinin aksine her bir varlığın tek tek ayrıntılandırıldığı, hikayelendirildiği adeta hayat verildiği bir eserdir. Enteresan olan bethelem'e belki de hiç kar yağmamıştır.
ithaka kralı odysessus on yıl sürecek truva savaşı'na katılır. geride güzeller güzeli karısı penelope ve oğlu telemakhos'u bırakır. karısına oğlunun büyüyüpte sakalları uzayana kadar kendisini beklemesini, şayet o vakte kadar dönemezse evlenmesini söyler. kocasını çok seven penelope bu söze kulak asmayarak tam yirmi yıl bekler kocasını...
fakat bu sadık kadının bekleyişi kolay olmaz elbette. güzelliği dillere destan olan penelope'ye; hepsi birbirinden kıymetli kısmetleri evlenme konusunda epeyce baskı yapmaktadırlar. penelope ise bu duruma bir hayli ilginç bir çözüm yolu geliştirir. bir örgü ördüğünü ve ancak bu örgü bitince evlenebileceğini söyler. fakat bu örgü enteresan bir şekilde asla bitmez. çünkü penelope örgüyü gündüz örüp gece geri sökmektedir. ve bu şekilde kocası gelene kadar yirmi yıl oyalar kısmetlerini. nihayet odysessus gelir ve penelope'nin amansız bekleyişi sona erer.
tablo ingiliz ressam John William Waterhouse aittir. cazibeleriyle erkekleri kurban durumuna düşüren mitolojik güzel kadınlar ve onların ölümcül cazibelerine kurban giden erkekler sanatçının eserlerinde yer alan önemli öğelerdir.
naziler ispanya'nın faşist generali franco'nun izniyle 26 nisan 1937 yılında bask bölgesi'nin küçük bir kasabası olan guernica'yı bombalar. 1654 kişinin öldüğü bombardıman sonrası kasaba tam üç gün boyunca yanar.
haberi paris'te, dehşet içinde okuyan picasso'nun; sadece siyah-beyaz ve gri tonlarını kullanarak resmettiği bu katliamın tablosudur işte guernica...
bir sergide picasso ile karşılaşan alman bir generalin; ''bu tabloyu siz mi yaptınız?'' sorusunu sorması üzerine picasso'nun:
''hayır siz yaptınız!!''
tarihe geçmiş bu cevabı ile yine guernica; 20. yüzyılın savaş karşıtı en büyük sanat eserlerinden biri olarak da kabul edilen gerçeküstücülük akımının en çarpıcı örneği olan tablodur.