2.
-
Gece Dansları
Çimene bir gülüş düştü.
Doldurulamaz yeri!
Ve nasıl yitirecek kendilerini
Gece dansları? Matematikte mi?
Nasıl da saf sıçrayışlar ve sarmallar -
Kuşkusuz dolanırlar
Bütün dünyayı sonsuzca, büsbütün
Yoksun oturmam güzelliklerden,
Küçük nefesinin hediyesinden, ıpıslak çimenden,
Uykularının kokusundan, zambaklardan, zambaklardan.
Tenleri ilgisizdir.
Egonun soğuk kıvrımları, Güney Afrika zambağı,
Ve kendini süsleyen kaplan -
Benekler, ve sıcak yaprakların bir örtüsü.
Kuyrukluyıldızların
Geçip gidecekleri öyle bir uzayı vardır ki,
Öyle bir soğukluğu, unutkanlıkları.
Bundandır el işaretlerinin soyulması kat kat -
Sıcak ve insansı, sonra onların pembe ışıkları
Kanıyor ve soyuluyor
Cennetin siyah hafıza kaybetmeleri arasından.
Niçin verilmiş bana
Bu lambalar, bu gezegenler?
Düşer nimet misali, kar taneleri gibi
Altı köşeli, beyaz.
Dokunurlar ve erirler.
Gözlerime, dudaklarıma, saçlarıma.
Hiçbir yere.
Sylvia Plath (1932-1963, ABD)
Çeviren: ismail Haydar Aksoy
1.
-
bir sylvia plath $iiri
çeviri yusuf eradam
Bir gülücük düştü çimene
telafisi olanaksız!
Ama nasıl yitirecek kendilerini
Gece dansların. Matematikte mi?
O ne saf zıplayışlar öyle, o ne kıvrılışlar
Elbette sonsuza değin.
Dolaşırlar dünyayı; güzelliklerinden,
Küçücük soluğunun armağanından, sırılsıklam çimen
Kokulu uykularından, zambaklardan, zambaklardan
Hepten yoksun oturmayacağım burda böyle
Etleri hiç benzemez.
Egonun soğuk kıvrımları, kallâ zambağı
Ve kendini süsleyip püsleyen kaplan
Lekeler ve bir tutam sıcak taç yaprağı
Kuyruklu yıldızların katedecek
Öylesine büyük bir uzayı var ki
O ne soğukluk, o ne unutkanlık öyle
Bunun için tabaka tabaka soyulur el kol hareketlerin
Sıcak ve insansı, sonra pembe ışıkları onların
Kanar ve soyulur
Kara bellek kayıpları arasından cennetin
Tanrı lütfu gibi, altıkenarlı bembeyaz
Kar taneleri gibi gözlerimin, dudaklarımın,
Saçlarımın üstüne düşen
Hiçbiryere
Dokunup dokunup da eriyen
Bu lambaları, bu gezegenleri,
Niye verdiler bana peki