bugün

1930'ların başında, almanya'da johann wolfgang goethe üniversitesi'ne bağlı sosyal araştırma enstitüsü'nde max horkheimer, theodor wiesengrund adorno ve herbert marcuse gibi kuramcıların geliştirdiği bağımsız marksist düşünce akımı.

2. dünya savaşı sonrası almanyasında düşünce ortamının canlanmasında çok büyük bir payı olan okuldur.
sosyoloji bölümüne gir anlarsın denebilecek sosyolojinin temel kitaplarının arasında yer alan. markist düşüncenin modern sosyal yapıyla harmanlanmış halini savunan düşünce okulu. Marx, Freud dedin mi olay tamamına erip önünüze sunulur! *
(bkz: jurgen habermas)
Doğubatı yayınlarından çıkan kitapta frankfurt okulunun kurucu teorisyenlerinin ve sonradan dahil olan kuramcıların eleştirel yaklaşımlarını siyasetten müziğe bulabilirsiniz. ayrıca frankfurt okulu kuramcıları hakkında daha çok bilgiye petucha com adresli site de Ozan örmeci adlı yazarın yazılarında da bulabilirsiniz, sıkı çalışmalardır, bakmadan altına imza atılır.
1923'te felix weil tarafından frankfurt'ta kurulmuştur. araştırma alanı kültür endüstrileridir. marksist ideolojiyle bağlantılı olarak kuramlar geliştiren okul, son dönemlerde marksist fikirlerden kopmaya başlamıştır. önde gelen isimleri max horkheimer,theador adorno, walter benjamin, herbert marcus'tur. son dönem temsilcisi ise jurgen habermas'tır.

okul kuruluşundan bu güne 4 döneme ayrılır;

1923-1933: almanya'da faşist eğilimlerin artması ve hitler'in iktidara gelmesi.

1933-1950: amerika'ya kaçış dönemi. faşizm almanya'sı okula tehlike oluşturmaktadır.

1950-1970:frankfurt'a dönüş dönemidir. ancak herbert marcus amerika'da kalmıştır. okul adorno'nun katılımıyla psikanalize yönelmiştir.

1970 ve sonrası:jurgen habermas'ın öne çıktığı ve halen devam eden dönemdir. marksizm'le ilgili bağların koptuğu dönemdir.
habermas son dönemde frankfurt okulunun görüşlerinden neredeyse tamamen ayrılmaya başlamıştır. postmodernist olan okula karşın habermas özellikle son yıllarda modernizme dönüşün gerekliliği üzerine konuşmaktadır.
sıyaset masterı yapanların bıktığı okul..
Okul, Horkheimer döneminde ilgisini artan biçimde ekonomik alt-yapı incelemelerinden araçsal rasyonalite üzerine kaydırmıştır. Sanırım bunda tekelleşme ve otoriter devlet arasında oluşan ilişkiden dolayı (örn. Stalin Rusyası ve Nazi Almanyası) ortaya çıkan monopoli kapitalizminin, liberal kapitalizmden farklı olmasının ve bu noktada klasik marksist ekonomi politik eleştirilerinin yetersizliği fikrinin(?) etkisi olmuştur. Gerçi monopoli kapitalizmi bağlamında iki temel farklı görüş ortaya çıkmıştır, Pollock ve Neumann'ın savunduğu. Tabi bütün bunların yanında okulun genel entelektüel atmosferine hakim bir karamsarlık da sözkonusudur. Özellikle savaş yıllarında üst düzeye varan bu karamsarlık, sistem eleştirilerine yansımaktadır. Bu karamsarlık onların politik eylem konusundaki fikirlerine de yansımaktadır.(örn.Powerlessness of Working Class in Germany)
yaşayan son temsilcisi jurgen habermas'tır.
toplumsal felsefe söz konusu olduğunda, özellikle marksizmin yeniden yorumlanmasında es geçilmesi imkansız olan ekoldür. zira bu adamların karşı çıkışlarını hesaba katmadan toplumsal felsefe yapmak, hele ki marksist geçinmek akıl karı değildir.
temsilcilerinin walter benjamin'i dışladıkları inancı yaygındır.
Frankfurt Okulu, Almanya'da birkaç düşünür tarafından kurulmuş ve
ismini Frankfurt Üniversitesi'nde kurulan
''Toplumsal Araştırma Merkezi''nden almıştır.

Okulun içindeki isimlerin hepsi Yahudi orta sınıfına ait varlıklı ailelerin çocuklarıdır. Adorno ve Horkheimer araştırma merkezini yeniden kurmak istemişlerdir; fakat bu okulda eskisi kadar aktif olamamışlardır.
Bu okul, Marx gibi mülkiyet ilişkilerine dayalı çıkar çatışmalarının önemini vurgulayan. Okul üyeleri aynı zamanda da Marx'ın insanı dışarıda bırakan görüşünü eleştirirler. Bu okulda psikanaliz ve Marxçılık bir arada ele alınır.
Marxizm, Ortodoks bir yola saparken bu okul Marxizmi daha hümanist yapmaya çalışır.
Frankfurt Okulu'nun eleştirel kuramının temelinde iki fikir yatar;
1. Mutlak, soyut, evrensel ve genelgeçer bilgiden bahsedilemez. insanların fikirleri, içinde bulundukları toplum tarafından belirlenir. Bu da bilginin sosyal temelli olduğu manasındadır.
2. Aydınlar, objektif olmak yerine yaşadıkları topluma eleştirel bir gözle bakmalıdırlar. Bu düşüncenin amacı da toplumsal değişimin dinamolarının aydınlar olması görüşünden kaynaklanarak gelişir.

Marx'tan farklı olarak kendi toplumlarının kendi çalışmalarını etkilediğinin farkındadırlar. Bu okulun düşünürleri objektif bilginin var oluşu açıkladığını kabul etmezler. Kendi yorumlarının daha gerçekçi ve var oluşa daha yakın olduğunu kabul ederler. Hiçbir kavram, gerçeğin tam kendisini açıklayamaz görüşündedirler. Mesela yaprak kavramı bütün yaprakları kapsar, yani kesin bir yaprak tanımına ulaşılamaz.
Eleştirel kuramın ideal standardı Hegel'in akıl kavramıdır. *http://www.felsefe.gen.tr
(bkz: davranış bilimleri)
(bkz: sosyoloji)
Eleştirel Okul olarak da bilinen Frankfurt Okulu, 1923 yılında Frankfurt Üniversitesi'nde kurulan Sosyal Araştırmalar Enstitüsü ile başlar. Aslında bu topluluğa okul denip denemeyeceği tartışmalıdır, zira bu topluluk içinde birbirinden oldukça farklı görüşler bulunmaktadır. Ancak yinde de Frankfurt Okulu ismi oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu okul'un başlangıçtaki amacı aslında bir dogmaya dönüşen Marksizmi asıl özüne döndürmek ve felsefeyle ilişkisini kurmaktı. Yani bir nevi marksistler tarafından marksizmin eleştirisini yapmarak, bu ideolojinin kendi içinde eleştiriyi doğurabilecek bir üstünlüğe sahip olduğunu göstermek istemişler ve marksizmi kemikleşmiş, ortodoks yorumlardan kurtarmaya çalışmışlardır. Ancak zamanla marksizme mesafeli olmaya ve gittikçe Weber'in etkisine girmeye başlamışlardır. Bunda, Soviyetlerdeki uygulamanın etkisi olmuştur. Okul, daha postmodernizmin esamesinin okunmadığı erken bir dönemde tüm postmodern tezlere kaynaklık edecek tohumlar atmıştır düşün dünyasına. Özellikle modernitenin ve modern toplum bağlamında kapitalist toplumun eleştirisi oldukça çarpıcıdır ve günümüzde duyulması normal karşılanan postmodern söylemin temeli olarak okunabilir. Örneğin moderniteyi aklı araçsallaştırma, aklı dogmalardan kuratrırken aklın kendisini dogmaya çevirmesi bağlamında eleştirmiştir. Yine kültür endüstrisi bağlamında, kapitalist topluma yoğun eleştirilerde bulunmuşlar, bu toplumun tüm bireyleri birbirine benzetmesi bağlamında, bireyi 'tek boyutlu' bir hale dönüştürdüğünü iddia etmişlerdir. Marsizme getirdikleri eleştirilerle, marksizmin kendisini revize etmesine büyük katkıları olmuştur. Günümüzün yaşayan en büyük temsilcisi aynı zamanda modernitenin bitmemiş bir proje olduğunu belirten Jürgen Habermas'tır.
(Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 2.Sınıf 'Sosyoloji Tarihi' Ders Notları)
nami deger "Frankfurter Schule" dir. neo-marxist, dialektik Kritik Teorinin gelistirildigi frankfurttaki goethe üniversitesi bünyesindeki bazi önemli filozof ve sosyal bilimcilerin fikirleriyle ortaya cikmis felsefe okuludur. Max Horkheimer la Theodor W. Adorno nun goethe üniverstesinde sosyal bilimler arastirmalari icin bir enstitütü kurmasiyla resmi bir kimlik de kazanmistir. temel yaklasimlarini "ideologiekritische Auseinandersetzung mit den gesellschaftlichen und historischen Bedingungen der Theoriebildung" seklinde izah ederler. yani; teorik yaklasimlarin toplumsal ve tarihi sartlarin idolojik perspektiflerinin birbiriyle karsilastirilarak elestirilmesi gibi bir tavir icindedirler. okulun en iyi tanimini yine horkheimer ve adorno nun birlikte yazdiklari "Dialektik der Aufklärung" adli kitaptan okuyup ögrenmek mümkünür.

okulun önemli isimleri ve bu okula yönelik yazdiklari kitaplar söyledir :

* Theodor W. Adorno- Dialektik der Aufklärung (Max Horkheimerla birlikte, 1947)
* Walter Benjamin - Zur Kritik der Gewalt (1921)
* Erich Fromm - Die Kunst des Liebens (1956) - Haben oder Sein (1976)
* Jürgen Habermas - Theorie des kommunikativen Handelns (1981)
* Max Horkheimer - Dialektik der Aufklärung (Theodor W. Adorno ile birlikte, 1947)
* Leo Löwenthal
* Herbert Marcuse - Der eindimensionale Mensch (1964)
* Oskar Negt
* Franz Leopold Neumann
* Friedrich Pollock
* Alfred Sohn-Rethel
* Karl A. Wittfogel
* Eva Illouz

icine düsülen bir hata bu kisilerin sadece bu okulun icinde calistiklarini düsünmektir. cünkü aslinda farkli branslarda calismakta olup kendi alanlarinda da farkli yayinlar vermektedirler. ve artik büyük bir kismi (ve takipcileri) frankfurtta yasamamaktadirlar.
bu okul 1923 yılında frankfurt üniversitesinde kurulan toplumsal araştırma enstitüsünde ortaya çıkmıştır. tarihsel materyalizm ile psikanalizin kavramsal yapılarını sistematik olarak birbirine bağlayan ilk girişimdir.
yanlis hayat dogru yasanmaz gibi hayatima anlam katan sozun sahibi olan theodor w adorno'nun kurucularindan oldugu cilgin, cagına yon veren okul!
okulun önemli isimlerinden erich fromm'un şiddetle eserlerinin takip edilmesi gerekir.

tanım : erich fromm'un varlığı ile anlamına anlam katan okul.
gerçek anlamda marksizm düşmanı olan bir okul. hayır bunun nedeni klasik marksizmi eleştirmesinden kaynaklanmıyor. bunun nedeni marksizme her seferinde laf atması ve liberal ideoloji övmesinden kaynaklanıyor.
hatırladığım kadarıyla horkheimer'in babasının maddi desteğiyle kurulan enstitüdür.

düzeltme: bu entry'de de eksi oylayacak bir yön bulabilen zihniyetin allah belasını versin diyorum.
1923'de frankfurt'ta kuruldu, 1933'de almanya'dan sürgün edildi, kısa bir süre sonra da amerika'ya yerleşti ve 1950'li yılların başlarında frankfurt 'ta yeniden kurulmuştur.
türkiye'ye esas anlamda, ünsal oskay'ın tanıttığı okuldur.
öneminin belli bir noktadan sonra abartıldığı akedemik refarans çevrelerinden biridir. aynı şekilde neo-liberal ekonomik sisteminin yaratıcıları olan chicago okulu'nun her seferinde iktisat öğrencilerinin başına kakılması gibi, frankfurt okulunun da sürekli başınıza kakılması aynı sebepten ötürüdür: bir şekilde eleştirel kuramın sistemin ideolojik aygıtlarını yeniden üretebilmesi. işin ilginci 20.yy'ın aydınında bu tarz bir genin bulunmasıdır. aydınlanmanın yarattığı teknolojik gelişme kanlarını ölesiye dondurmuş olmalı ki; ortama uymak için modifikasyon geçirmiştir. bu eskinin hikayelerini hatırlatır aslında. bu gelişme karşısında dehşete düşenler frankfurt okulunu bizlere armağan etmiştir.
postmarksizm adi verilen akimin teorik alt yapisini olusturan okuldur. bazi akademik cevrelerde fazla abartilmakla birlikte birey uzerine calismalari okunasidir.
zengin bir tahıl tüccarının oğlu olan felix weil tarafından sağlanan bütçeyle ve diğer fonlarla kurulan bir okuldur. yani temelinde kapitalizm vardır. bu yüzden ironiden anlamayan nesle aşina değildir bu ekolün mensupları.