benim şu hayatta gerçek anlamda tek kurtuluş kapım.
buranın haricinde neresi olursa olsun, geçim derdim dahi olmasa, asgari düzeyde bir hayat kalitesinde sürüneceğim.
Almanya finans'ı fazla kalabalık olmayan en büyük bir iki kent arasında olmayan bu şehirde konumlandırmış iken bizimkiler 20 milyon nüfuslu şehrin Ümraniye ve Ataşehir arasındaki zaten yarak gibi yoğun göt kadar bölgeye gökdelenler dikerek finans merkezi yapıyorlar.
Hayatimda gördügüm en yapmacik sehirlerden biri. Su anda avrupa merkez bankasinin milyonlarca eurolara mal olan binasinin acilisi sebebiyle sabahtan baslayan gösterilerle beraber yanmaya baslamis olan sehir.
finans merkezi. berlin ya da münchen e göre daha sıkıcı bir yerdir. ancak ben yine de severim. duisburg'a tren ile geçişe imkan da verir. Hauptbahnhof'ta bulunan irish pub ile istasyon içindeki sosisçi her daim uğradığım mekanlardır gittiğimde. hauptwache de merkezlerinden biridir franfurt am main'in ve güzel yemek yerleri bulabilirsiniz. ama nehre doğru inip dom tarafındaki eski alman restoranlarını da tavsiye ederim; bretzel, et, patates ve bira kardeşliği adına. bir de nehrin karşısında kennedy alle'de parthenon isimli yunan lokantasına gidin derim. çalışanları türkçe çat pat bilir ve güzel akdeniz lezzetleri sunarlar.
orta çağ da bile almanya'nın, özellikle de güney-güneydoğu almanya'nın ticaret merkezi olmuştur. bu durumuyla kutsal roma imparatorluğu'nda önemli ve görece dokunulmaz bir konuma gelmiştir.
geçmişte 1372-1806 ve 1813-1866 arası serbest şehir olan, 1866'da Prusya tarafından ilhak edilerek Hessen Nassau eyaletine bağlanana dek sadece 1806-1813 arasında 1810'da Frankfurt büyük düklüğüne dönüşen Aschaffenburg prensliğine bağlı olduğu dönemde serbest şehir statüsünü yitirmiş kenttir. Şimdi Almanya'nın ekonomik merkezi olan bu kent idari açıdan Hessen eyaletinin Darmstadt iline bağlı kentsel ilçedir ve eyaletin 5 kentinden biridir. Türklerin yoğun olarak yaşadığı bu kent şu an bundesliga'da oynayan eintracht frankfurt ve zweite bundesliga'da oynayan fsv frankfurt takımlarına sahiptir.
geceyi keyifli bir yerde geçirmek isteyenler için living adlı mekana, nehir kenarında memleket ambiansı yakalamak isteyenler için istanbul adlı balıkçıya ve içinde nice türk işletmesine sahip kent.
bir günlüğüne gitme fırsatı bulduğum hoş bir avrupa şehri. iş güç derken pek gezme fırsatı bulamamıştım. sadece akşam merkezde bir rock barda takılmıştım biraz. ortamlarını sevdim.
taksicilerin hepsi türk dediniz de aklıma geldi. otele dönerken, orta dünyadan fırlamış fakat varoluşu ile büyük bir tezat oluşturan beyaz saçları bulunan taksici amca hayatımda unutamayacağım bir gol attı bize. araç son model bir mercedes idi. arkadaşla birlikte birazcık ağzımızın suyu akmıştı açıkcası. neyse bindik adresi verdik, ingilizce anlaştık. sonra araç hakkında konuşmaya başladık.
- (arkadaş) olm şu kamile bak, bir de arabaya bak
+ (ben) ne var mk sanki adamın tercihi. ekmek parası.
- demagoji yapma mk kendin ol.
+ o bu değilde bizim bu türkler avrupanın göbeğinde yaşıyor ama yine barzo yine su katılmamış ayı yine kezban. bildiğin araştırma konusu olm. adamlar benliklerini nasıl koruyorlar.
- alayı kamil bunların ya. burada euro bazlı maaş alıyorlar, türkiye'de havalarından geçilmiyor.
+ almanya'nın kanayan yarası
- olm en gıcığı da yarı türk yarı almanca konuşmaları. örneğin dayım mk; ''domates zaft varsa alsana yeğen içek''
+ domates zaft ?
- domates suyu mk sanki evinde her gün domates suyu içiyor. paşaport (pasaport), şıprayt(sprite) fln onları hiç saymıyorum.
+hell yeah
falan filan derken otele geldik, parayı verdik ve para üstünü aldık. tam inerken taksici amcadan bir ses; ''iyi akşamlar gençler''