şinasi'nin çıkardığı gazete olan tasvir i efkar'da bir dönem yazılar kaleme almıştır. daha sonra kendisi 1910 yılında hikmet adı ile bir gazete çıkarmışsada fazla uzun ömürlü olmamıştır.
1865'de Bulgaristan'ın Filibe kentinde doğan Ahmed Hilmi'nin babası Konsolos Süleyman Bey, annesi Şevkiye Hanım'dı.
Galatasaray Sultanisi'ni bitirip Düyun-u Umumiye'de memurluk yaptı. Görevli gittiği Beyrut'da II. Abdülhamid muhalifleriyle ilişki kurdu. Onların etkisiyle gizlice geçtiği Mısır'da, Terakki-i Osmani Cemiyeti'ne girdi.
Çaylak adlı mizah gazetesini çıkardı.
1901'de gizlice istanbul'a döndüğünde tutuklandı, Fizan'a sürüldü.
Sürgün hayatının etkisiyle tasavvufa merak sardı. Ziyaret ettiği Asitane-i Arusî Selamiye'nin çok etkisinde kaldı; tarikata bağlandı, zamanla hilafetname aldı. O tarihlerde, tarikat da, Sultan II. Abdülhamid'e karşı isyan bayrağını açmıştı.
Osmanlı sultanına karşıtlık, Filibeli ile Arusî tarikatını yan yana getirmişti, ama sonra ilişki bir başka boyuta taşındı.
Filibeli, ikinci Meşrutiyet'ten sonra istanbul'a döndü. Îttihad-ı islam adlı haftalık bir gazete çıkardı. Darülfünun'da (üniversite) felsefe dersleri vermeye başladı.
islam'ı, dünyada Türklerin yücelttiğini düşünüyordu. Onun için ilk "Türk-islamcı" diyebiliriz.
Dönemin aydınları arasında rağbet görmeye başlayan, pozitivizm ve materyalizme eleştiriler getirdi. Felsefî düşüncelerinin kaynaklarını tasavvuf ve Vahdet-i Vücud oluşturdu.
Filibeli Ahmed Hilmi, Siyonizm ve masonluk konusunu ilk ele alan yazarlardan biriydi.
ittihat ve Terakki Cemiyeti'yle ayrı düştü.
Çıkardığı Hikmet-i Ceride-i islamiye adlı haftalık gazetesi beş kez kapatıldı.
"Şeyh Mihriddin Anısı", "Coşkun Kalender", "Kalender Geda" gibi müstear isimlerle makaleler yazmayı sürdürdü.
1911'de Bursa'ya ve ardından Kastamonu'ya sürüldü.
ittihatçıların 1912'de iktidardan uzaklaştırılmasıyla serbest kaldı. Hikmeti tekrar çıkardı. Ama yayın organı bu kez itilafçılar tarafından kapatıldı.
Filibeli, her iki fırkanın da politikalarını yetersiz buluyordu.
Filibeli Ahmed Hilmi bağlı olduğu Arusîlik hakkında, Senusîler adlı risalesinde bakın ne diyor:
Arusîler, ilerleme ve medenîleşmeye meyilli, sosyal değişiklik ve reformlara çok müsait olduklarından ve dediğimiz gibi Türklere fazlasıyla muhabbet beslediklerinden Osmanlı Afrikası'nda gerçekleştireceğimiz reformlarda bize çok yardım edeceklerdir.
Filibeli Ahmed Hilmi, Sultan II. Abdülhamid'in Panislamist politikalarım, "sadece ceberut Arap şeyhlerinin desteklemesi" olarak görüyor, bu gerici ilişiklerle, modernist bir islam birliği kurulamayacağını belirtiyordu. içtihat ve yorum biçimini beğendiği Senusîleri modern islam birliğinin kurulmasına örnek gösteriyordu.
Kendini de, modern islam birliğinin kurulmasına vakfeden Filibeli Ahmed Hilmi, 30 Ekim 1914'te bakır zehirlenmesinden vefat etti. Yandaşlarına göre ise, fikirleri yüzünden masonlar tarafından öldürüldü!..
Arusîliği, Osmanlı'da "kurumsallaştıran" kişi Filibeli Ahmed Hilmi değildi. Mardin'de "Şirin Dede" namıyla tanınan Kadiri şeyhi, Kazasker Yusuf Sıtkı Efendi'nin torunu Ömer Fevzi Mardindi...
31 mart vakası sırasında volkancılara yakın durmuştur. türk efkar tarihinin önemli şahsiyetlerinden ahmet hilmi'nin vefatı hayli şüphelidir. türkiyede masonluk üzerine ilk yazıları yazmış kişidir. bu yüzden masonlar tarafından zehirlenerek öldürüldüğü iddiaları vardır.
iran filmlerinden 'bab-ı aziz' filminin esinti kaynağı 'amak-ı hayal' kitabının yazarıdır.
çöl, ceylan, gibi birçok kavramın tasavvufta bir anlama denk geldiğini anlatan Türk mutasavvıf düşünürü.
yav ne aydın bir zihin, ne parlak bir zeka... alnından öpülesi güzel insan...
'dinlere musallat olan iki bela, zühd (çile, inziva)* ve ruhbanlıktır.'
'islam'ın bugünkü haline, hoşgörü ve aşırı iyimserlik ile bakmak, sevgi eseri ve fazilet alameti olamaz. Bir toplum, çöküntü ve gerileme sebeplerini bilmedikçe, ilerleme ve yükselme sebeplerini hazırlayamaz.' *
'dinde reformun önündeki en büyük engel ilmiyedir'
'içtihatların düzeltilmesi, yenilenmesi, mezheplerin birleştirilmesi, Kur'an'ın ruhuna uygun, genel bir mezhebin ortaya çıkarılması gerekir. bu mezhebin en belirgin sıfatı 'felsefe ve ahlaki karakter' olmalıdır'
'Yöntem' i sorunların merkezine yerleştirmiştir.... bütün kitaplarını okumak boynumun borcu olsun Filibeli...