bugün

adalet ağaoğlu'nun romanıdır.
kanımca kitabın ismini okumak yeter..güzel bir hitap şeklidir..
aynı zamanda adalet ağaoğlu'na ait oyununun da adıdır.
bir adalet ağaoğlu başyapıtı, bir yol kitabı. filmi asla kitabın tadını vermese de ilyas salman'ın oyunculuğu hiç de fena değildir. ne zaman alman plakalı bir mercedes görsem içinde hayalkırıklığı dolu bir insan hayal etmişimdir bu kitabı okuduktan sonra.
sanat ve ilham denen iki kelimede kendini gösterendir. bir adam oturup bir şarkı yazıp bestelemiş buğulu mu buğulu. şarkının efkârı almış başını gitmiş. o kadar ki siz mona roza okurkenki hale bürünüverir ve bahsi olan yitik sevdaya hayıflanmaya başlarsınız. bir gün aynı şarkıyı yazar olan kişi dinler belki, ve bir roman yazar da ismini şarkının ismiyle aynı yapar. ve gene bir gün bir yönetmen bir film çeker. o romancının eserinden esinlenerek. filmin ismi farklı olur belki. ve belki bu üç yapıtın bağını farkedebilmek herkese nasip olmaz. sadece filmi izleyip koca burunlu sırıtık herifin bir filmini hafızanıza almış olursunuz sadece.
sema'nın ekho albümünde harika yorumladığı ismail hakkı bey eseri. derhal dinlenmeli, hatta adalet ağaoğlu'nun aynı adlı kitabı da şarkı dinlenirken okunmalıdır,bu ne güzel bir ses yarabbim nidaları altında kendinizi 19.yüzyılda hayal edebilirsiniz. sizi öyle bir yere alıp götürür ki bu şarkı, 2 dakikada yüzyıl geriye gidersiniz.
en başarılı halini sema ile almış parça.
müzeyyen senar'dan dinlenmesi önerilir parça.*
eski bir türk filmini izliyormuş hissi yaratıyor sema yorumu. böyle mi güzel söylenir bir şarkı?
Aşkı kendi içinde yaşayanların şarkısı.
okunması gereken bir roman. roman kahramanı bu şarkıyı çok sevdiği için kitap şarkının ismini almıştır.
musatafa kaya' dan dinleyip çok sevdiğim bir şarkı.
sözleride şöyle:

bir alevsin içimde yakıp da kavuran
yağmur oldun gözümde hiç durmadan yağan
filizlenmiş yüreğimi açmadan solduran
can dostum yüreğimi yanlış anladın
fikrimin ince gülü yanlış yanlış anladın

"merhaba" bile demedin,
sarılıp bir öpmedin
kırdın yüreğimi yanlış anladın
fikrimin ince gülü yanlış anladın

bir sevdasın içmde çığ gibi büyüyen
hasret oldun içimde/gözümde hiç durmadan tüten
filizlenmiş yüreğimi açmadan öldüren
can dostum yüreğimi yanladın
fikrimin ince gülü yanlış anladın
bir gece trt fm de denk geldi.ananemin yanında hastanede kalıyorum. o neydi öyle ya? ipoduma hemen kaydettim radyoda çalarken. bütün gece dinledim. ertesi gün eve gittiğim gibi internetten aradım buldum. sema söylüyor ama ne söylemek. şimdi balım arayınca başlıyor sema: fikrimin ince gülü, kalbimin şen bülbülü...
show tv de yayınlanacak yeni dizi sayesinde ünü artacak şarkı. iyi mi? hayır, bu şarkıyı herkes bilmemeli. dile düşmemeli. abuk sabuk insanlar, o karga sesleriyle, binlerce dolarlar karşılığında söylememeli bu aşk eserini. sevene, acı çekene hakarettir efendim.
başrollerini aydan şener ve kenan ışık'ın paylaşacağı yeni bir dizi. yapımcılar eski kitaplara dayalı dizilerin tuttuğunu görünce anında yaptıkları dizi.
"bırakıp gittiğin kalbinse eğer elbet döneceksin" cümlesi ile fragmanları dönmekte.
(bkz: fikri) *
suat sayın bir başka yorumlamıştır...
şahane bir eserdir. bugunlerde neden böyle şarkılar bestelenmez, yazılmaz diye düşünür insan. üzülür sonra kaybolan samimiyete, hislere, aşklara...
ismine bakarak alınasi kitap.
daha fragmanlarında insanı şarkıyla içine çeken, başladığı zamanda izlenilecek bir dizidir. belli ki bir aşk dizisi. dizinin adı da çok güzel.
reklamlarında şarkıyı söyleyen hatunun sesinin çok güzel olduğu yeni dizi.
çekimleri bir süredir amasra'da devam eden dizi. son zamanların gözde mekanlarından amasra yine ev sahipliği yapıyor dizi ekibine. kenan ışık, aydan şener göz bebeği oldu birden. aynı sahneyi 10 defa çekiyorlar, çok beceriksiz bir ekibi var aynı zamanda. [ ahaha bok at izi kalsın] dün gece eski halikarnasın bıraktığı belediye park boşluğunda sahne çekmeye çalıştılar, aydan şener fazladan aldığı 32 kilo ile önüne yığılan eski kanepe ve koltukları yaktı. etrafta toplanan çılgın amasra halkınada "ooeaah yooaah diyeceksiniz" diye verdiler talimatı. kenan ışık bir kenarda sk gibi durmuş, ne ağzını açıyor ne birşey, öyle bakıyor. ne biçim sahne lan, en azından sahne arkası berbat. televizyonda görmek istemiyorum bile, bıktım. her televizyon ekibide böyle artis ise hiç çekilmezler. geldi ilgi gösteren kalabalığa bağrıyor, dünden bok olup bugün kokan bi tip,

-ne flaş patlıyosun yaa, sahne çekiyoruz burada. flaş etkiliyor yansıma yapıyor, jbjsbadg

dayanamaz bizim amasranın amcaları, patlatır lafı;

-ne böğrüyon dana.

kalabalık;

-ahhahahahahha

neyse güzel şeyler bunlar amasra için. gönderilmemiş mektuplar ile başladı devam ediyor. kafe kumsal'da panoda ünlü fotoğrafları çoğalıyor. amasra gelişiyor, biraz terse doğru olsada.
trend olur, populer kültüre meze olur muhayyer kürdi şarkı, ama aynı adlı adalet ağaoğlu romanı da hatırlanır mı bilemem bu dizi sayesinde. ilk bölümü hiç gereği yokken aydan şener'in ne kadar soğuk bir kadın olduğunu hatırlatmakla yetindi. soğuk kadın, güzel.
kafamız güzel olduğundan mıydı pek emin değilim ama başroldeki çocuğun gayet sakin geçen konser sırasında darlanıp gitarıyla oynak bir ritm çalarak siz 'ne anlarsınız bu müzikten hadi göbek atıp oynasanıza' nidalarıyla delirme sahnesinden bir hayli etkilendiğimiz dizi.
2. bolumun finalinde asmis bitirmis dizi olmustur. yakti hatun esyalari lan..

oglu da mal cikti zaar.