bugün

süper romanlarıyla türk modern edebiyatında yerini almış yazarımızdır. şiirler, pek çok radyo ve sahne oyunu yazdıktan sonra roman yazmaya başlamıştır. ilk romanı ölmeye yatmak(1989)'tır. en bilinen romanı ise sinemaya da sarı mercedes ismiyle uyarlanmış fikrimin ince gülü'dür. kitapları içinde en ilginç olanı ruh üşümesi'dir.
1929 yilinda nallihan da dogmustur. evcilik oyunu, çatıdaki çatlak, tombala, kendini yazan şarkı, gibi önemli oyunlarını yani sıra ölmeye yatmak, fikrimin ince gülü, bir düğün gecesi, yaz sonu, hayır adli roman ve öyküleriyle tanındı. öykülerini yüksek gerilim, sessizliğin ilk sesi, hadi gidelim adlı kitaplarında topladı. türk dil kurumu ödülünü, sait faik hikaye armağanını kazandı.
cumhuriyet kadının tüm açmazlarını öğrenmek isteyen kişilerin roman külliyatını hatmetmeleri gereken büyük yazar. özgürleşmenin içindeki tutsaklığı, modernleşmenin simgesi olma ile evinin kadını olma arasındaki gerilimleri özellikle dar zamanlar üçlemesinde muazzam anlatmıştır. ödp'den milletvekili adayı olduğu 1999 seçimleri öncesi sanırım istanbul üniversitesinde yapılan 32. gün programında diğer siyasi partilerin kadın adaylarıyla birlikte katıldığı açık oturumda diğer kadın adaylarla arasındaki zihniyet,vicdan ve entelektüellik farkını bizzat gösterip meclise ne çok yakışacağını düşündürmüştü. ancak ödp'nin 99 seçimlerindeki durumu buna izin vermedi. ben adalet ağaoğlu'nun o seçimde milletvekili olup meclisin ilk oturumunu yönetmesini ummuştum kimbilir merve kavakçı'nın başörtüsüyle girdiği ilk oturumda neler düşünür ve söylerdi. hayatı boyunca modern kadın çelişkilerini yazmış,gelenekle-modernite arasına sıkışmış kadınların hikayesini anlatmış bir kadın romancının siyasal yaşamının ilk gününde karşılacağı en ilginç praksis olacaktı herhalde.
yazar. trt radyo dairesi baskanligi' ni yapti. fakat kurumun ozerkligine elkonulmasi sonucu gorevinden istifa etti. yazarliga ogrencilik yillarinda basladi. ozenli ve yaratici bir dil kullanmaktadir.
nazlı ılıcak a ayar vermeyi başarmış insan...
demek akıl, harbiden yaştaymış.
adalet hanım değil, adalet ağaoğlu...
benim için yüksek gerilim, fikrimin ince gülü ve bir düğün gecesi eserleriyle büyük önem taşıyan cumhuriyet kuşağı kadın yazarlarımızdan.
bugün hrant dink'i anmaya gelen ve elindeki agos'u cama asan aydın.
Türk romanının önde gelen romancılarındandır.
Özellikle "dar zamanlar" üçlemesinde romacılığının zirvesine çıkmıştır. "Ölmeye yatmak", "Bir düğün Gecesi" ve "Hayır" romanlarında birbiriyle bağlantılı olarak Türk aydınının cumhuriyet türkiye'sinin değerleriyle toplumun değer yargıları arasında gidiş gelişlerini cesur bir kurguyla ortaya koymuştur. Adalet Ağaoğlu asla basit bir kadın hakları savunucusu olmamış, romanlarında kadını aydının yaşadığı toplumsal açmazların tam ortasına yerleştirmiştir. Kadına böylesi aktif bir rol vermesi de onu diğer yazarlardan ayırır. Romanlarda sürekli bir intihar izleği göze çarpar. Aysel, "Ölmeye yatmak" ta ölümü bekler, "bir düğün gecesi" nde tezel'in ilk cümlesi: "intihar etmeyeceksek içelim bari." dir. "hayır" da da intihar başroldedir. Ölümün romanlarda kullanılışı çözümsüzlüğü vurgulamak için değil kadın vicdanının yaşananlara tahammül etmesinin güçlüğünü vurgulamak içindir.
sarı mercedes olarak çekilen fikrimin ince gülü romanının yazarı.
taraf gazetesine verdiği röportaj manidardır.

--spoiler--
kemalizmin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?"
"her iki tarafı da faşist buluyorum. neler yaptı faşist atatürkçüler? en yakın arkadaşım, 'başörtülülerden nefret ediyorum' diye haykırıyor. "lütfen benim yanımda böyle konuşma" dedim. 'yoksa sen akp'li misin?' dedi. pınar kür çıkmış televizyonda, 'o zaten akp'li' demiş. bana ondan bahseden olduğu zaman, 'bırak şu başöğretmen halli kadını' diyorum. başöğretmen kızları vardır böyle, kimseyi beğenmez. ne hakkı var? olurum olmam. ben cumhurbaşkanlığı'na gitmişim. kenan evren'e gidersem konuş. onun bile farkında değiller. chp'yle ordu elele verip ne yaptı? gerçekleri söyleyince niye akp'li oluyorsun? laiklik yürüyüşlerini hiç samimi, hiç sahici bulmadım. kadınların bir postal öpmedikleri kaldı. 'yetiş ordu' dediler."

"cumhuriyetin ilk yıllardan itibaren türkiye'nin tüm zamanlarına tanıklık ettiniz. gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?"
"benim yaşıtım birçok arkadaşım umutsuz. ben de umutlu değilim. ergenekon ortaya çıktığından beri farkındayız ki, umutsuzluğa düşmekte çok haklıymışız. türkiye cumhuriyeti'ni bir ayağı eksik topal bir masa gibi görüyorum. altı okun içinde her şey var ama, demokrasi yok, düşünce özgürlüğü yok, hep bir güdüm altında, kuruluştaki üniformalı ittihat terakki zihniyeti neyse sürüp gidiyor. bir değişim elbette var. türkiye ekonomisinin dikte ettirdiği anlamda, onun ahlakını yerleştirmek için var. kendi kuşağım adına söylüyorum, bütün bu yasaklar ortamında düşünen adamlarımız yetişti. bir avuç da olsa. dünya çapında aydınlık insanlarımız var, korkusuzca işlerini yapabiliyorlar. ama umudum var. dokunulmazlık yavaş yavaş yırtıldı. yasaklar, tabular, 'ona dokunulmaz, şuna dokunulmaz' kalkıyor. ergenekon tamamen açıklanmadıkça yüzde 100 böyle olmayacak. benim bir beklentim vardı. hayalci adalet'in umuduydu. mecliste solun tek temsilcisi ufuk uras'a da söyledim, 'neden tbmm darbesi olmuyor?' 12 mart değil, 12 eylül değil, sarıkız değil, postmodern değil, bütün partiler biraraya gelsin. 'sivil işine hiç kimse karışmasın, bizi kendi halimize bırakın' deyip el sıkışsınlar. özgürce tartışsınlar, her şeye dokunarak.
--spoiler--
(bkz: adalet ağaoğlu)

elif şafak'ın siyah süt kitabında kendisi ile ilgili geçen bölüm için şunları söylemiş,

"siyah süt adlı kitabında kendisinden söz eden elif şafak’a kızgın: kadın öyle yazmış ki, gözlerim yerinden oynadı...“hiç okudunuz mu?’ dediler. ‘hayır, okumadım’ dedim. kendisi de sordu, ‘okumadım, ben sizden bıktım zaten’ dedim. baktığım zaman beni kullandığını gördüm. yazdıklarını kendi yaptığı tasarıya göre yazmış.”

kitabı okuyanlar anımsayacaktır,

"...... anlatıldığı gibi doğum sonrasında şafak’la çocuk sahibi olmak üzerine uzlaşmadığını aktaran ağaoğlu, bu konuya da tepkili: “en sonunda anlaşmışım ben onunla, ‘ne iyi doğurdun’ demişim, ‘fikrinizi değiştirdiniz mi’ demiş, ‘değiştirdim’ demişim. yani uzlaşma, mevlanalık oynuyor orada da. öyle bir şey olmadı. giderken ‘siz bebek mi bekliyorsunuz?’ dedim, kendisi hiç söylemedi, ‘belki’ dedi gitti. ben o gittikten sonra hamile olduğunu anladım. benden sakladı. o kitabı zaten yazmakta olduğunu sonra anladım. önceden çok iyi niyetli bulmuştum. o kendi romanına göre evirmiş çevirmiş, kendine göre bir şeyler yazmış.”
türk edebiyatının en iyi kadın yazarıdır.
ÖDÜLLERi

1974 Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü Üç Oyunla
1975 Sait Faik Hikaye Armağanı Yüksek Gerilimle
1979 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü Bir Düğün Gecesi ile
1980 Orhan Kemal Roman Armağanı Bir Düğün Gecesi ile
1980 Madaralı Roman Ödülü Çok Uzak-Fazla Yakınla
1992 Türkiye iş Bankası Edebiyat Büyük Ödülü (Tiyatro)
1997 Aydın Doğan Vakfı Roman Ödülü Romantik Bir Viyana Yazı ile
1995 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat (Edebiyat) Büyük Ödülü.....
"intihar etmeyeceksek içelim bari!" der tezel, bir düğün gecesi adlı romanında. zaman zaman bu replik nedense bana kendini hatırlatır.
Referanduma evet diyecekmiş kendisi. Yazık lan, valla yazık. Bu ülkenin nasıl dönemler atlattığını gören bir insan bile böyle ahmakça işler yapıyor.

[http://www.haber7.com/hab...k-yasamayi-istemedim.php/]

Yanlış yazımı ve bilgilerinin bulunduğu başlık için (bkz: adalet agaoglu)
ermenilerden özür dilediği için akp yandaşı, satılmış bir insan oluyormuş süper zekalardan çıkan fikir görünümlü saçmalıklara göre. ulan akp de ayrımcı, faşist oluşumlardan birisi bu ülkede, aynı bu saçmalığı yazan gerzeğin içinde bulunduğu ulusalcı iğrençlik gibi. aynı yani. ermenilerden özür dilemenin ne alakası var.
evet dedigi icin bir grup insanliktan cikmis mahlukun yumurtali saldirisina maruz kalmistir.
oysa akli selim sahibi bir kisi bu yasta bir kadina yumurta atmaktan utanmali. fikir olarak maglup edemedigine fiziksel tacizde bulunmak ne kadar adil olabilir?

bilinmelidir ki herkes fikirlerinde hurdur, ne evet diyen ne hayir diyen vatan hainidir, dunya bu dar argumanlarda sikisip kalanlarin tahmin ettiginden daha hizli donmektedir.
sözde ermeni soykırımından, olmadığı halde, bir türk olarak özür dileyecek birşeyi olmadığını bildiği halde özür dileyerek satılmış olduğunu gün gibi ortaya koyan isimdir. bunun akp'li olmakla alakası yoktur.

referandumda "evet" demesine gelince, "satılmışlık" fikir olur, para olur, alışkanlık yapar.

o misal adalet hanım.

not: "yetmez ama evet" kampanyasına da katılmadıysa ahımı alır bak.
(bkz: adalet ağaoğlu)
kendisini solcu sanan bir kısım zavallının saldırısına maruz kalmış yazar. hayır diyeceğini açıklayan bir yazara saldırı yapılsa malum zavallı cenah neler yapar ama değil mi? http://www.medyatava.com/haber.asp?id=70133
"Yalnız kalmamak için bütün gece aynanın karşısında oturdum" .

Adalet Agaoglu / Gecerken
2. cumhuriyetçi şahıs...
ağdalı bir anlatıma sahip olup iyi bir yazarımızdır.
fikrimin ince gülü ve bir çok güzel romanın yazarıdır.
dili ile türkçeyi, yenen enfes bir tatlı misali damağınızda/dimağınızda hissettirerek okutan/okunmayı hakeden ve okunması gereken yazar... bir düğün gecesi, ayrı bir başyapıttır benim için... yüreğine ve yüreğine tercüman kalemine sağlık...