ilk dinlediğimde küçüktüm. sanırım çıkış yılı 2003'tü.
ne hoşuma gitmiş ne bir anlam vermiştim..
ama şu an anlıyorum ki bir aşk ancak bu kadar net, bu kadar ağır sözlerle ifade edilebilir.
bin tane iltifat edebilirim de şunları diyebilmek çok zor.. bu nasıl bir aşk, nasıl bir söze dökmektir..
"mem nelere gark olmadı zinin ateşi için
ferhat dağı delmedi mi şirin'in düşü için?
kusur ise her saniye her yerde seni anmak
mecnun az mı yemin etti leyla'nın başı için?
mazlum çimen'in önce gülerek dinledigim fakat sonra uçsuz bucaksız duygular içinde adeta dalgalı denizde bir o yana bir bu yana sallanan hatta sürüklenen taka misali beni alıp götüren şarkısıdır.
dinlenilmesini şiddetle tavsiye etmekteyim!
şirk diye yorumlanan kısma tepki toplayacağı düşüncesiyle klipte yer verilmemiştir. sinir bozucu, evet, biliyorum. destanın tamamını okuyup, okuyabildiğimiz için seviniyorum en azından. ve tabii, klipsiz versiyonunu dinliyoruz.
"sana yine, sana yandım nesimi ile dün gece." derken mazlum çimen, insanın aklına sivas'ta yanan canlarımızdan biri olan babası gelir... nesimi çimen, sivas'ta o kanlı ellerce yakılmış büyük bir ozandır ve bu dize hep ağlatır...
sana yine, sana yandım nesimi ile dün gece.
gözlerinle üzüleyim, bend olayım hallaca.
öyle hüküm buyurmuşlar tanrılar divanında.
ha ben sana yollanmışım, ha muhammed mihraca
insanı alıp bambaşka yerlere götüren mazlum çimen'in harika yorumu.
"gözlerinin dokunduğu her mekan memleketim.
bakıverde uzamasın gurbetim, esaretim."
"nuh'a haber eyleyin de gelsin de tufan görsün!"
müziğin, sözün hakkını verdiği yerlerden biri. aynen isyan ettirir, yoldan çıkarır, seve seve yaptırır; tehlikelidir.
"sesi yorgun, gözlerinden uykusuzluk seçilir,
görkeminin zerresinden ağrı dağı küçülür! "
yazan nasıl yazmış bilmem; ama bu sözler kesinlikle efsunludur, tamamını okumak müthiş keyifliydi. öyle çok yere, öyle kadim zamanlara selam çakılmış ki... bizden de emekçi'ye selam olsun.
son yıllarda eser denebilecek çok az bulunan çalışmalardan. bazı kelimelerin şirk olduğu söylenir. hallacı mansura da öyle denilmişti. yazan ne niyetle yazdı bilemem ama aşkla yazılmış. ister içinde ki aşk ilahi olsun ister mecazi. ama aşk işte.