bugün

Yarın antika pazarına gelen var mı.
arap adil... özcan abi... agop amca.. efsane meto...baruthane caddesi...akineton... sarı montlu çocuklar...
kurtuluş semtinin yukarısında kalıyor sanırım.
bir feriköy manzarası.

amerikan arabalarının hakim olduğu yıllar.
gecekondudan az hallice evlerin bulunduğu bir mahalle.
öyleki bir tarafında marul tarlaları var. yemeğe oturulacağı zaman, bi koşu tarladan bi marul satın alıp geliyorsun.
işte böyle bir mahallenin bir köşesinde taştan, şirin bir villa.
valla bak.
önünde ufakca bir bahçe, üzeri ağaçlarla kaplanmış. müthiş bir serinlik.
zarif bir masa da akşam 5 çayı içiliyor.
fransız tarzı bir pastahaneden alınmış bi kaç çörekimsi, çay ama peçete ve bardaklar özenli.

demin o gördüğüm çörekimsilere benzer bi çörek gördüm de aklıma geldi.

bu pilot, hep böyle ilginç şeylere denk gelir.
ilçe değildir. şişli'ye bağlı bir semttir.
doğup büyüme yaşadım ilçe.
(bkz: feriköy gibi ol)
antika pazarına hayran olduğum, bir şey almayacak olsam bile denk gelince mutlaka bi gezdiğim tatlı semt. bu arada benim gibi pazar meraklıları için: https://kulturveyasam.com...niz-8-antika-semt-pazari/
geçmişinin çok güzel anlatıldığı bir site mevcut.
https://arkasiyarinferikoy.wordpress.com/
Bok gibi yolları olan semt, ayrıca cok da pislik bir yerdir.
http://wowturkey.com/t.ph...maz_buktel_buktel4648.jpg
alırsın çekirdeğini kapı önünde çıt çıt yersin. en kral yazlığa 5 çeker feriköy akşamları.
öncelikle araba ile bu semtin sokağına,caddesine girilmez. bütün yollar tek yön olduğu için yanınıza feriköyü iyi bilen birisini almanız iyi olur.
acayip bir yerdir. küçük istanbul denilebilir. insanların hâlâ birbirine saygısı vardır. Feriköy sporu meşhurdur. gökdelenleri pusula görevi görebilir. meyveler taze gelir. Eminönü ve yenikapı hatlarından başka hiç bir yere giden iett otobüsü yoktur. kaldırımlar, yollar hep dardır. Gündüz dışarı çöp koyana ceza kesilir. Çöp kutusu filan yoktur. Sarıgül başkan'ın nâmı dört tarafa yazılıdır. henüz yeni olduğum bir semttir ama iyidir hoştur.

not: Feriköy pasajındaki saatçiyi hiç tavsiye etmem, saatimi yaptı, 30 liramı aldı, saatimi verdi. Akşama geri bozuldu..? kısır döngü.

not2: seyyar manavın şahit olduğum bir hareketi beni kendisinden ve sattığı nebatattan soğutmustur. sokak ortasında, kilise önünde çiş mi edilir? yazık yani.

not3: sokak başı bim vardır korkmayın.
feriköy merkezi yerdir, osmanbey ve bomonti tarafları ayrı güzeldir ama aşağı tarafları yayla mahallesidir. çocukluğumun geçtiği hala yaşamakta olduğum semt. kavgalar eksik olmazdı eskiden.

kurtuluş lisesi bizim eve yakın diye orda okumuştum.
içinde yaşadığım semttir. kapı önündeki asker gönderme merasimleriyle, her gece yarısı çıkan kavgalarıyla ve artık kimsenin kafasını çıkarıp da "neden kavga ediyolar bunlar" diye sorgulamadığı, buna rağmen merkezi olması nedeniyle vazgeçemediğim, çocukluğumun geçtiği ve hayatımın sürüp gittiği semttir.
buyurun dostlar buyurun. *

Bir başka sözlü tarih geleneğine göre Feri Ermenice'deki Veri (yukarı) anlamına geldiğinden Yukarı köy olan Feriköy ismini almıştır.

http://tr.wikipedia.org/w...k%C3%B6y,_%C5%9Ei%C5%9Fli
sakini olduğum semt.
bu semtin değeri çoğu zaman bilinmez , ardınızda koşuşan polisler ve önünüze düşen biber gazları gördüğünüz zamana kadar işte o zaman feriköy sokakları bir anne gibi kucak açar size.
en çekişmeli halısaha maçlarının ev sahipliğini yapan süleyman seba spor tesislerinin bulunduğu semt. maç deyince akla orası gelir oluyor bir yerden sonra, usbgl den de ümidiniz yoksa hele, yapıcak bişey yok demektir.
sakinlerinin %80'inin deli, %20'sinin şüpheli olduğu söylenen semttir. babamın, annemin anlattığına göre onların gençliğinde gece saat 1'e kadar falan dışarıda voleybol falan oynarlarmış. herkes birbirini tanır, kızların kırığını gördüklerinde ailesinden önce çemkirecek kadar sahiplenirlermiş. herkes birbirini tanırmış o zaman. ve herkesin illaki bir lakabı varmış.
şimdi ise ne yazık ki göçler yüzünden birbirini tanıyanı kalmamış. anca eskiler aralarında eski samimi diyaloğu devam ettirir olmuştur.

güzeldir feriköy'üm... akşam lisesinin öğretmeni tarafından mıncır mıncır mıncırılmaktır 2 yaşında. ilkokulun etrafında turlayarak babanemin zorla kahvaltı taptırmasıdır. iğneci ayfer teyzenin torunu ceyhun'u çağırıp çamurla oynamaktır 5-6 yaşlarında. akşam sefasının tohumlarını toplamaktır. sonra gidip civelek sokakta iski'nin duvar dibindeki çiçeklik alana tohumları ekmeye çalışmaktır. seksektir feriköy benim için. sınırlarla yaşamanın zorluğuna alışmaktır. Elmas apartmanıdır... ve ev sahibine çaktırmadan evde beslemeye çalıştığımız cerberos'tur. aile 2 kasabıdır. futbol muhabbetleridir. dormen tiyatrosudur. babaneye tüp almaktır. babanenin komşularında çaya gitmektir. feriköy pazarıdır. ilkokulun bahçesinde beyaz'a yakalanmadan paten'e binmektir. baba ile bisiklet turları atmaktır 8-9 yaşlarında. şahmerdan sokakta 17 ağustos depremidir. ve muhtarlığın karşısındaki parkta sabahlamaktır gecelerce tarkan * gibi. şahin'in * sokaklarda yatıp altına bile yaptığı halde şarabını asla şişesinden içmemesine hayret etmektir. illaki yanında plastikte olsa bardak olur. kunduracının bali kokusudur. ekmek fırınıdır sıcak sıcak. arkadaşlıklardır... feriköy mezarlığındaki özlemlerdir. behram çavuş camiisindeki gözyaşlarıdır.

şimdi ise elysyumlardır. gökdelenlerdir adını bile bilmediğim. yıkılan gecekondular, beşiktaşa 5 dk mesafeye getiren tünellerdir. şimdi hasrettir feriköy... aile kokusunu barındırdığı için özlemdir.
Dünyaya gözlerimi açtığım semtin adıdır. Sebahattin delice sokak da semtin en komik sokak isimlerinden biridir.
dünyaya geldiğim günden beridir oturdugum yerdir.paşa mahallesi olarakda bilinen ve şişli ilçesinin en komik sokak adı olan CiVELEK sokak sakiniyim ve sakinleriyiz.tamam sakin olun.
çocukluğumdur
dışarıda durup akyıldız apartmanına baktım hep.
artık dışardaydım. çocukluğum bitmişti.
apartmanın altındaki canpolat düğün salonu, mavi oyuncakçı, ova ticaretin bir gözü sakat sahibi, doktor recai, halamın oturduğu ana apartmanının incecik merdivenleri, kirliydi ayrıca, feriköy karakolunun gece ışığı, toros market, oranın sahibi kazıkçı arif, pazar beni bakkala gönderirlerdi, çocuktum, ağzıma hep salamın iyisinden tıkıştırır ye koçum derdi, yağlı kağıda kötülerinden koyardı, babam kızardı, babamın gömüldüğü yer, onun "çıktığı" kahve, sokağın köşesindeki yaşlı bakkal, yanındaki aşçının camlarına yazılmış güzel yazılar, sokağın diğer tarafındaki köfteci, aşağıdaki kürt börekçisi, sabah sabah gidip oradan börek alırdım, orta okuldaydım, ayakkabılarımdan utanırdım falan filan....

feriköy işte.
eminönü haricinde hiç bir yere otobüs bulamayacağınız, son zamanlarda gayrimüslümleri aşan nüfuslarıyla tişörtünü pantolonun içine sokup karı kıza laf atan doğudan gelip güzelim semtimize yerleşmiş gereksiz tayfasının bol miktarda bulunduğu mustafa sarıgülün ataklarıyla yolları biraz da olsa adama benzemeye başlamış semt. ek bir not 90 lı yıllarda ve öncesinde çocukluğunu feriköyde yaşamamış hiç kimse ben çocuk oldum demesin...
bir tatil günü sakin sakin dolaşılması gereken semt. farklı bir havası vardır. kurtuluş a yakın kısımlarından son durağa kadar farklı bir havası vardır.