bugün

feriköy

sakinlerinin %80'inin deli, %20'sinin şüpheli olduğu söylenen semttir. babamın, annemin anlattığına göre onların gençliğinde gece saat 1'e kadar falan dışarıda voleybol falan oynarlarmış. herkes birbirini tanır, kızların kırığını gördüklerinde ailesinden önce çemkirecek kadar sahiplenirlermiş. herkes birbirini tanırmış o zaman. ve herkesin illaki bir lakabı varmış.
şimdi ise ne yazık ki göçler yüzünden birbirini tanıyanı kalmamış. anca eskiler aralarında eski samimi diyaloğu devam ettirir olmuştur.

güzeldir feriköy'üm... akşam lisesinin öğretmeni tarafından mıncır mıncır mıncırılmaktır 2 yaşında. ilkokulun etrafında turlayarak babanemin zorla kahvaltı taptırmasıdır. iğneci ayfer teyzenin torunu ceyhun'u çağırıp çamurla oynamaktır 5-6 yaşlarında. akşam sefasının tohumlarını toplamaktır. sonra gidip civelek sokakta iski'nin duvar dibindeki çiçeklik alana tohumları ekmeye çalışmaktır. seksektir feriköy benim için. sınırlarla yaşamanın zorluğuna alışmaktır. Elmas apartmanıdır... ve ev sahibine çaktırmadan evde beslemeye çalıştığımız cerberos'tur. aile 2 kasabıdır. futbol muhabbetleridir. dormen tiyatrosudur. babaneye tüp almaktır. babanenin komşularında çaya gitmektir. feriköy pazarıdır. ilkokulun bahçesinde beyaz'a yakalanmadan paten'e binmektir. baba ile bisiklet turları atmaktır 8-9 yaşlarında. şahmerdan sokakta 17 ağustos depremidir. ve muhtarlığın karşısındaki parkta sabahlamaktır gecelerce tarkan * gibi. şahin'in * sokaklarda yatıp altına bile yaptığı halde şarabını asla şişesinden içmemesine hayret etmektir. illaki yanında plastikte olsa bardak olur. kunduracının bali kokusudur. ekmek fırınıdır sıcak sıcak. arkadaşlıklardır... feriköy mezarlığındaki özlemlerdir. behram çavuş camiisindeki gözyaşlarıdır.

şimdi ise elysyumlardır. gökdelenlerdir adını bile bilmediğim. yıkılan gecekondular, beşiktaşa 5 dk mesafeye getiren tünellerdir. şimdi hasrettir feriköy... aile kokusunu barındırdığı için özlemdir.