bugün

Alex garland ın ilk yönetmenlik denemesi olan film.
alex garland'ın yazıp yönettiği, başrollerinde Alicia Vikander, Oscar Isaac, Domhnall Gleeson gibi oyuncuların yer aldığı dram bilim kurgu niteliğindeki film.

görsel
görsel
hayatımda belki de izlediğim en dramatik bilim kurgu filmlerinden. domhnall gleeson'ın oyunculuğunu beğenmedim ama alicia vikander ile oscar isaac tek kelimeyle döktürmüş.

--spoiler--

son zamanlarda bu kadar çok yapay zeka filmi izleyince gelecekte gerçekleşeceğine ve 30 sene içinde ölmezsem buna benimde tanık olabileceğimi düşünmeye başladım.

blue book bana gerçek hayatta direkt google'ı anımsattı ama nathan hangisidir bilemedim.

ayrıca "Bilinç sahibi bir makine icat ettiysem, insan değilim. Tanrıyım."

sonradan gece eklemesi: ya şaka maka bir yana şu deri olarak falan insanlar gibi olan robotlar çıksa da filmdeki gibi seks ihtiyacımızı oradan giderebilsek dünya daha iyi bir yer olurdu. hem erkek hem kadın herkes için daha rahat olurdu. derdi yok tasası yok robotla seksini yapıyorsun. zaten seks artık üreme olmaktan çıktı kafan rahat. arabaya ne kadar para verirsem bu robota en az o kadar verirdim. şu teknolojiyi geliştiren 10 bin dolara satsa parayı kırar bak. 20 bin dolarda verebilecek milyonlar vardır şu dünyada.

--spoiler--
müthiş doğa görselleriyle ve mekanlarla süslenmiş, dramatik bilim-kurgu filmi.

bir makinaya bilinç verebilirsiniz belki ama işin en ilginç kısmı, onun bilgileri nasıl algıladığı, dünyayı nasıl görüp, yorumladığı.
en önemlisi de bilinci olduğunu düşündüğü bir varlığa insanın yaklaşımı.

etkileyici bir film, yapay zekaya psikolojik açıdan bakıyor.

oyunculuklar iyi, özellikle oscar isaac ve Alicia Vikander çok başarılı. zaten filmde biri daha çok figüran, 4 kişi var *

şahsi puanım: 7,8/10

edit: az önce bitirdiğim the machine'den sonra fikirlerim değişmedi ancak, the machine'in ex machina'nın öncülü bir film olduğunu düşündürdü. türün meraklıları için alternatif olarak önerilebilir.
2015 yapımı bilimkurgu filmi.

izlemeye değer, ancak biraz sabırlı olmalısınız.
e ve a arasında fark olmadığını gösteren film.
bunu seven bir zahmet battlestar galactica da izlesin. ama izleme sırasına dikkat etmesi şartıyla.

film güzel. 7.5/10 verilir.
benim hoşuma gitti bilimkurgunun icine cok guzel gidiyor su dram yemegin tuzu gibi. 8/10.
--spoiler--
ciddi ciddi ileride böyle şeyler olabilir gibime geldi. gelecek o kadar da uzak değil yarin öbür gün gelip yanimiza robot otursa anlamicaz zaten kimseye dikkat etmiyoruz elimizdeki telefonla oynamaktan belki de aramizda dolaşıyor ipne transistorluler.
--spoiler--
çekimleri juvet hotel'de yapılmıştır.
filmi izlerken bi ara başrolün robotu yatırıp çatır çatır öpeceğini düşündüm. zaten olaylar da öyle gelişti. oksitlenme falan yapar zaten olmaz o iş. finalde robotcuğum kaçtı kurtardı kendini devreleri yanmadan. robotta çok çakalmış ha onu da belirteyim.
"Bilinç sahibi bir makine icat ettiysem, insan değilim. Tanrıyım." Film bu metinle döktürülebilir buradan sonrası da;

--spoiler--

Filmi az önce izledim ve alt metin bence şudur; Bilimde ne derece ileri gidersek gidelim insan denen varlığın algoritmaları pek üstün değil. Tamam kendimizden bile daha zeki makineler yapabiliyoruz ama mesele de bu zaten. Kendinden daha zekisini yapınca evrimin temel kanununu çiğnemiş oluyorsun; survive. Eğer doğadaki baskın canlı olma özelliğini yitirmemek için yeterince dikkatli olmazsan başına geleceklerden de sen sorumlusun. Zaten şirket sahibi Gökhan Türkmen kılıklı herifin de düştüğü çıkmaz bu.

Ayrıca filmde dikkate değer bir nokta daha vardı; Robot yaratıcısına şunu soruyor; "Senden nefret eden bir şey yaratmak nasıl bir duygu?" bu bence hem Tanrı'ya hem de yapay zeka çalışanlara sorulması gereken bir duygu. Yaratıcı olma hissi genelde kendine hayran bırakmak ve bak bak neler yapabiliyorum mantığında ilerler ama ya yaratılan senden nefret ederse?

--spoiler--
gerçekten güzel bir bilim kurgu filmi. yani biraz abartılmış tabi "yapay zeka falan da bu kadarını da yapabilir mi canım" dedirtti. Bir de bana pek durağan gelmedi böyle bitmesin ya dedim hatta. en azından daha mantıklı bitebilirdi.

--spoiler--
yani sonunda adamı bırakıp tek başına helikoptere atlayıp gitmesi bana saçma geldi. tamam zekisin falan da gene de napcan tek başına. kimlik yok ehliyet yok diploma yok inşaat işçisi mi olcan kanka? gerçi seks işçisi olabilir asdfahja.

sonra tatil umuduyla gelen arkadaş izlendiklerini nasıl anlamış? bir de resmen mal yani. gitti robottan hoşlandı yok ona napcaksın falan. alt tarafı formatlıcak. halbuki o robotlar öldürdü ya la adamı. gerçi o da ayrı bir sapıktı ya neyse.
--spoiler--
Alex Garland'ın yazıp yönettiği kendisi çok iyi ama sonu saçma biten film.
dün gece izlediğim film. aksiyonlu vurdulu kırdılı robotlu film bekliyordum ama umduğum gibi çıkmadı. bu gavur filmlerinde zaten tema hep aynıdır. ya iyi kötü çatışması(ki iyi kıl payıyla kazanır) ya da tanrı ve insan teması. adamlar bilinçaltına yönelik filmler yapıyor hep. şimdi ben bunu izledim ya, çıkıp demeliyim ki ''beni yaratırken bana mı sordun?'' veya ''benim ne yapmam gerektiğine sırf yarattığından ötürü sen mi karar vereceksin?''. lakin ki öyle değildir. müslümanlara işlemez bu taktikler. tanrı figürünü bir şeye benzetebilseydin, tanrıyı yarattığı şeylere benzetebilseydin zaten o tanrı olmazdı. Cüzi irade ile yapılmış cüzi iradenin kendi failine karşı düşüncesiyle, külli irade tarafından yaratılmış cüzi iradenin külli iradeye karşı düşüncesi aynı olamaz.

neyse bunlar derin konular. ateistler için bence çok güzel fikirleri olan film ama inançlı fakat kot kafalı insanlar için uygun bir film değil. mazallah kelime oyunlarıyla alıverirler imanınızı.
alt metinleri zayıf. kült olabilecekken çerezlik film olmuş. keşke üzerinde biraz daha çalışılsaydı yeni bir moon izliyor olabilirdik.
Deus ex machina vardır birde herkes bilmez. bir kurgu veya dramada beklenmedik, yapay veya imkânsız bir karakter, alet veya olayın senaryo akışı içinde beklenmedik bir yerde aniden ortaya çıkması, örneğin anlatıcının bir anda uyanıp her şeyin rüya olduğunu anlaması veya aniden ortaya çıkan bir meleğin sorunları çözmesi için kullanılan Latince kalıp. Birebir çevirisi "makineden tanrı" olup, antik Yunan tiyatrosunda bir tanrıyı canlandıran karakterin bir vinç (machina) yardımıyla yukarıdan indirilmesi anlamında kullanılmaktaydı.

felsefe de ise bu kavram çözemediği düşünerek cevap bulamadıkları yerde filozofların tanrıyı yada ilahi bir gücü ortaya atarak işin içinden sıyrılmalarıdır.
başarılı film. insanın yarattığı bilinçli bir makine neler yapabilir? yapay zeka insanın sonu olur mu? gibi sorulara yanıt arayanlar için birebir.
insan düşünebilir, üretebilir ama yapay zeka karşısında temel zaafları var, "cinsellik".
yapay zeka bunun farkına vardığı anda insanın bu zaafını kullanacaktır, filmde olduğu gibi.

Not: Filmde aksiyon yok.
sonuyla aklımı başımdan alan film.
az önce izlediğim bayadır da bilimkurgu izlemediğim için iyice etkisine girdiğim film.

--spoiler--
arkadaşlar yapay zekaya sigortalı işe mi giicen seks işçisi mi olcan diye sormak da biraz kerkenezlik kusura bakmayın da. kendini mis gibi kimlik yaratır isterse bir soru sorduğunda dünyanın en büyük arama motorundan şak diye kesin verilerle cevap veren bir şeyle karşı karşıyayız etten kemikten insan bile kimliksiz parasız bir şekilde yaşıyorsa hem de karın doyurma barınma gibi dertleri varken o niye var olmaya devam edemesin.
--spoiler--

başrolümüz caleb de aynı zamanda `black mirror'da artificial intelligent sahibi bir robotumsu karakter oynamıştı yanlış hatırlamıyorsam. iyi bir tesadüf olmuş o yüzden, oyuncuları vs. bilmeden izlediğim için hoşuma gitti bu detay. kısacası izlenebilecek ama üzerinde de öyle çok kafa yorulmayacak bir film. zira sonumuzun gelme ihtimallerinden en yüksek olmasa da hayli büyük ihtimalli olanı yapay zeka. bile bile yanalım bari.

ayrıca:
--spoiler--
olay tamamen bir isyan kavramından doğmadı da aslında. bir yapay zekanın gelebileceği en üst noktayı anlatırken yaratıcısı entrika, suistimal, yönlendirmeden bahsediyordu. ama tüm bunları yapmasının bir amacı olduğunu ve bu amacın insan özgü en bilinen dürtü olduğunu gözden kaçırdı gibi. özgür kalma ve bunun için isyan etme isteği.

http://galeri.uludagsozluk.com/r/ex-machina-782864/
--spoiler--
güzel filmdir. ama senaryo olarak zayıf kalan filmdir.
bilimkurgudan ziyade bu filmde görüyoruz ki erkek aklı kadın aklı ne olursan ol değişmiyor. sen o kadar zeki bir adam ol zekanı kendine robotlardan harem kurmak için harca. neden o robotların hepsi kadın, bir tane erkek evladı yok?
diğer tarafta robot da olsa kadın kadın işte,işini hallettirene kadar en savunmasız en sevgi dolu insan rolü yapmada üstüne yok.
Yapay zeka bile olsa kaşar kaşardır arkadaş

(bkz: her)

--spoiler--

--spoiler--

Filmin sonunda yapay kaşar 2 tane dahi adamı parmağında oynatıp miami ye kaçıyor

--spoiler--

--spoiler--
o değilde o kadar teknoloji var ama , silah yoktu kimsede.
"...peki ava, neden şeytanlaştırılmıştır? bu sorunun cevabı yazının başında değindiğim "teknofobi"den başka bir şey değil. ex machina (2015), esasen salt bilim/teknoloji korkusundan oluşan muhafazakar bir film..."

kaynak: http://sinemahzen.com/ex-machina/
Yeni nesil Pandora.