bugün

Semir Aslanyürek in yönettiği, Metin Akpınar, Melisa Sözen, Ali Sürmeli, Emre Altuğ, Ege Aydan, Ezel Akay, irem Altuğ ve Güner Özkul un oynadıkları film. filmin konusu; Birinci Dünya Savaşı yıllarında geçiyor. Filmde, bugünkü Suriye topraklarında yaşanan bir aşk, intikam ve fedakârlık öyküsü anlatılıyor.
film 2006 kasımda vizyona girecek.
melisa sozen'ın Cenneti Beklerken ile birlikte ayni anda vizyonda olan diger filmi.
sonu hayal mi gerçek mi belli olmayan, bir erkeğinde bir kadına fazla bağlanmamasının gerekliliğini anlatan film.zira sen o kadar çöllere düş, şans eseri kurtul, bu sırada bir kadın senin hayatını kurtarıp, ben seninle olmak istiyorum desin, sende reddet, döverler adamı.birde kardesim o kadar adam filmde, bütün kadınlar bir tek o adamımı buluyor sevişmek için.
bütün bunların sonunda söylenecek şey bu izlesende olur, izlemesende.
filmin finalindeki alevi teması tamamen emanet durmuş kanımca. birkaç konunun aynı anda işlenmeye çalışılması senaryo ve kurgu anlamında işi iki üç kat zorlaştırmış sanırım. herşeye rağmen gidip görülerek desteklenmesi gereken, ülkemizde çekilmiş ender tarih filmlerinden birisi.
sıkıcı film denildiğinde akla gelebilecek ender filmlerden.*
çok şey anlatıyım derken hiçbir şey anlatamamış film. neticede boşa giden bir 8 ytl'nin yanında gece gece yenen ankara soğuğu da cabası.
(bkz: türk filmlerinde meme gösterme sorunsalı)
"bu kadar kötü ve çekim hatalarıyla dolu bir filmde, nasıl olurda insan sıkılmaz?" sorusunun cevabını merak edenlerin izlemesi gereken film.
film, yönetmenin dur olaylara biraz gerçekçi yaklaşayım derken, eşşeğin kulağına kar suyu kaçırmış; yahu birinci dinya savaşını tasvir ediyoruz biraz da kahramanlık sahneleri koyalım demesiyle de buram buram acemilik kokmuştur. bence demek istediğini bir türlü anlatamayan bir film olmuştur. ama yine de sinemamızda bir renktir. belki de yeni dinlenen şarkının kulağa itici gelmesi gibi bir histir bu benimki. bilemiyorum tekrar izlemek de gerekebilir.
sanat, kostüm ve makyaj ekibi dışında kimse senaryonun hakkını verememiş. aceleye gelmiş bir film.
seyirci toplamak amacıyla aşk sahnelerinin biraz ileri gittiği ve tartışma yapabilecek son bölümünün olduğu bir film ama Türk askerlerinin çektiği zorluklar filmde çok güzel yansıtılmış .
son osmanlı yandım ali ne kadar iyi bir filmse bu da o kadar kötü bir filmdir. olay örgüsündeki kopukluk, nerden geldiği belli ama nereye gittiği belli olmayan senaryo çığrından çıkarmaktadır. kopuk kopuk sahneler yüzünden istediğini anlatamamış bir filmdir.
erdal besikcioglu'nun bile kurtaramadigi film. iyi bir kurtulus savasi filmi icin önümüzdeki baharlara bakmaktayiz hala...
cok guzel ve hic sıkılmadan izlenilecek bir film.
Bu sene büyük umutlarla gittiğim ancak yine hayal kırıklığıyla salondan ayrıldığım ikinci film. Tek artısı memleket özlemi çeken bünyenin özlemini biraz dindirmiş olması. ya Asi'ye bak aaa şurası Ata Kolejinin eski yeri vay Affanı da göstermişler cümleleri nedeniyle salonda pek hoş karşılanmadım ama olsun. Ne anlattığı tarafımdan pek anlaşılmamıştır savaş mı anlatıyorsun o zaman o gereksiz sevişme sahnelerinin işi ne konun aşk mı o zaman ne b.kuma o kadar para verip Suriyelerde çekim yaptın.
Ha bunların ikisi bir arada anlatılamaz mı gördüğüm kadarıyla hayır hadi şunu ihmal etmeyelim hadi bunu da koyalım derken kopuk bir film çıkmış ortaya belki başka kişilerce yapılsa çok daha iyi bir film çıkabilirdi. ha bu arada benim medyadan takip ettiğim kadarıyla oyuncular arapça dersi almışlardır ben o dersi veren hocanın demek gelmiştir içimden ben bu yarım yamalak arapça bilen halimle ders versem çok daha iyi olurdu. Birkaç defa 'Kele' demekle arapça konuşulmnaz ve Arapça gırtlaktan konuşulan bir dildir. Yazık verilen emeğe harcanan paraya
nekadar uzaklaşırsam okadar iyi olcak sanmıştım. sokaklardan, alıştığım dükkanlardan ve insanlardan uzaklaşmak için adını daha önce bilmediğim yerlere gidip, hiç tanımadığım insanların arasına karışmak istedim. unutmaya çalışmıyorum, yeniden başlamak istiyorum demitim arkadaşlarıma.
annemle telefonla konuştum uzun bir süre sonra.
yabancı bir yerdeyim ben, buralı oldum artık dedim.
nerde olursan ol, eve giden yolu biliyorsan hala bizim buralısın demişti annem bana.
şimdi nerelisin diye sorduklarında, evime buradan gidiliyor diyorum.
allah kimseye evinin yolunu unutturmasın.
"bir senaryo nasıl en kötü şekilde çekilir?" sorusunun yanıtını veren film olarak gördüğüm ama fazla sıkılıp otuzuncu dakikadan sonrasını izlemediğim filmdir (geri kalanının da iyi olabileceğini sanmıyorum). genel plandan çatışma sahnesi verilmeye çalışılmıştır (üç kişi ile)(futbol sahası kadar bir avluda) ancak gördüğüm kadarıyla deneysel de değildi. e hadi bakalım.
film birinci dünya savaşının sırf savaşmak değil de yaşanan eziyetleri ve işkenceleri göstermek açısından olayları göz önüne sermiştir. yerli yersiz sahneleri var olabilir. filmi izlediğimde bazı şeylerin abartıldığını düşünmüştüm ve daha doğrusu konunun saptırıldığını düşünerek beğenmemiştim. ama şöyle bir düşünürsek ne yazık ki hayatın gerçekleri. belki de ufak bir köşesinden tutturulmuş önümüze konulmuş. *
Akşam saati özellikle trafiğinden bıktığım yolladayız gene dediğimiz çilesi bitmeyen yoldur.
bir süre sonra insanda alışkanlık yapar gözü kapalı gitmeye başlar, trafikte gazete okur, makyaj yapar, şarkı söyler, muhabbet edersiniz... yola bakmaya gerek var mı? sanırım yok...
şaka gibi bir film, iyi ki sinemada paramı heba etmemişim dedirtiyor. aynı dönemde vizyona giren cenneti beklerken'in kılı olamaz bir basitlikte.
ne olup ne bitiyor anlamıyoruz, oldukça bayağı bir anlatım var hiç etkilemiyor en önemli sahnede bile, o yörede o zamanda öyle mi konuşulur ulan diye köpürtüyor insanı, dekorlar bile dandik ulan.
son zamanlarda bu kadar canımı sıkan diğer bir yerli film dünyayı kurtaran adamın oğlu idi, varın siz anlayın bu filmin dandikliğini!
filmin sonun erdal beşikçioğlu nun konuştuğu yüzünü sakladığı pir kimdi onu anlayamadım. anlayan biri varsa beri gelsin bana mesaj yazsın.
adını ne zaman duysam akılımın eve dönüş filmine gitmesi sonra aa o deildi dediğim film. *
mehmet soyarslan yapımcılığında çekilen başarısız bir türk filmi.

(bkz: ümit çırak)
(bkz: aykut oray)
(bkz: numan acar)