birde şu ana bakalım... kim geliyor aklınıza üstteki kişilerle karşılaştırılacak? son zamanlarda albümleri tutan dinlenenlere göz gezdirelim... black eyed peas, 50cent, rihanna, eminem, muse, avril lavigne, michelle branch, backstreet boys, justin timberlake, britney spears, maroon5, james blunt, green day, kelly clarkson, nelly furtado, norah jones, red hot chili peppers, shakira ve şuan aklıma gelmeyen diğer zamane sanatçıları. bu onların kötü olduğu manasına kesinlikle gelmiyor fakat o üsttekilerin çıtasına yaklaşabilecek bir isim varmı? önemli olan soru bu... peki birde şu açıdan düşünün; bunlardan kaçını çocuklarımıza, torunlarımıza anlatabileceğiz? ''bizim zamanımızda bu vardı, benim geçliğim bunu dinleyerek geçti'' diyebilecek miyiz? hangilerini hatırlayıp hangileri unutulacak sizce?
sadece yabancı müzikte değil tabiki olay bizde de durum vahim... barış manço, cem karaca, mfö, tanju okan, ayla dikmen, ilhan irem, yeni türkü'nün bir şarkısını duyup ''ya eskiler de ne söylüyormuş kardeşim. şimdi kendisine şarkıcı diyenler halt etmiş.'' demediniz mi hiç içinizden?** sıkılmadınız mı her yaz çıkacağı garanti olan serdar ortaç, kenan doğulu albümlerinden? demet akalın ve benzerleri için klavyeme dokunmak bile istemiyorum... 2 sene önce herkesin dilindeki şarkıları söyleyin desem unutmuşsunuzdur yüksek ihtimalle. çünkü o kadar değerli işte...
peki niye böyle düşündürtüyor insana, dünyadaki günümüz müzik sektörü? yoksa bana mı öyle geliyor?
her sey de oldugu gibi, en cok da muzik sektoru sanirim zamanin asindirmasina maruz kalmistir. torpuleniyor adeta muzikal manada kalite. turk muzigi piyasasini soylemeye gerek yok zaten abidik gubidik muzikler milletin dilinden dusmuyor**. eskiden insanlar her seye daha bir heves ve merakla sarilirdi cunku henuz kesfedilmis bir seydi muzik. sanayii devrimi ile birlikte muzik dahil bir cok alanda muazzam bir ilgi patlamasi yasandi ve en kaliteli muzikler, giysiler, arabalar, esyalar, evler...vs..vs uretilmis oldu. para kaygisindan cok, kalite onemliydi. prestij. yeni seylerdi bunlar cunku. fakat artik para kaygisi, kalitenin onune gecmis ve hunharca pataklamistir onu. gun gectikce de insanoglu kalitesiz bir uretimi tuketen yaratiklar haline gelmektedir. populer kultur*un dominantligi daha uzun yillar devam edicektir.
sadece şarkılarda kalmayan, eskileri arama isteği. evet, evet istek. basit ama; bu. herşeyi doğasını bozan biz insanlar, buna da el atmışızdır. müzik, aşk, dostluk gibi şeyler, hepsi eskilerde güzel derler, eskilerin ağzını yesinler. (bkz: nerede o eski bayramlar)
müziğe göre yorumlarsak; doksanlı yıllara kadar kabul edilir. doksanlı yıllardan sonra çokta büyük değişmeler olmamıştır. ki buna yalan, diyen insan elle sayılamayacak kadar azdır.
gelişipte ibne olmayan sektör olmadığı gibi, müzikte böyle. kalitesiz, ruhsuz, harika vucüdu olan harika bağyanları veya saçı jöle kutusuna, sokulup-çıkarılan, vucüdunu geliştirip baklava oğlanlarını dinlemek zorunda bırakılmışsın, nasıl eskiyi aramayasın? nasıl o zamanlarda yaşamak istemeyesin?
bir iki sebep var benim kafamda bu konuya dair. şimdi ilki şu:
insanlar geçmişlerini özler; ne derlerse desinler eski günlerin hasretini çekerler. geçmiş ne kadar kötü olursa olsun vardır mutlaka güzel anıları. cep telefonu, bilgisayar, internet, mp3 yoktur daha o zamanlar. evden çıkıp arkadaşının evine gittiğinde şimdiki gibi emin değilsindir evde olduğuna. kapıda hayal kırıklığını yaşama ihtimalin vardır. akşam hep birlikte artık hiç gitmediğin komşulara gidersin. eski günlerin sıcaklığı vardır. ilk sevgilinle radyodan o şarkılardan birini dinlemişsindir hep. o sizin şarkınızdır. o ve diğer eski şarkılar o güzel günlerin fon müzikleridir. o güzel günlerdeki güzel duyguların hayat bulduğu şeylerdir. en önemli etken budur.
ikincisi birşeyler yapmak, meydana getirmek o kadar kolay değildir o zamanlarda. şimdiki gibi evde bile kayıt yapmak yoktur. o yüzden müzik hayat tarzıdır şimdikinden çok daha fazla. ortaya çıkan işlerde gerçekten ruh vardır. o yüzden şimdi efsane diye baktığımız adamlar zamanında iki odalı evlere kapanıp günlerce çalmışlardır enstrumanlarını.
ve bir diğer sebepte popüler kültür o zamanlar işgal etmemiştir her yanı. şimdiki gibi buram buram pislik kokmaz hemen hemen herşey. daha temizdir eski günler.
o günler daha güzeldir. o günler daha güzel olduğu için o günlerin müziği daha güzeldir. yoksa şarkının zamanında değildir olay...
kesinlikle doğru önermedir.
nerde bizim çocukluğumuzdaki şarkılar.
şu sıralarda bi emre aydın var piyasada adam akıllı.
gayrisi yalan.
gayrisi yalan derken eski kıraç vs. efsaneler değil tabi.
kastım yeni yetmelerden emre aydın hariç gerisi yalan.
popüler türk müziği için 70'ler ve 80'ler tamamen ithal edilmiş sözler ve müziklerden oluşuyordu. the doors'un klavyelerini erkin koray kopyalayıp yapıştırdı kafasına göre, ajda pekkan ve tayfası türkçe sözlü yabancı müzik furyasının dibine vura vura geldi vesaire vesaire...
çağdaş müziğini bir türlü oluşturamadan 90'lara gelinmeye başlandı ve 70lerde doğup da ergenliğini yapıştırma müzik dinleyerek geçirmiş gençler: "ulan sağdan soldan tırtıklamadan kendi müziğimiz bi oluşturmaya bakalım hele..." dedi ve yakın türk müzik tarihinde ilk defa özgün şeyler yapılmaya başlandı.
bu yüzdendir ki 90'ların albümlerinin üzerine hala güzel albümler yapılamamıştır; başından sonuna güzel şarkılarla dolu albümler...
ayrıca, 80 sonlarında başlayan arabesk akımının önünü kesmiş olan bu 90'lar akımı, büyük bir koridoru önümüze açmıştır, ta ki demet akalın popu gelene ve her şeyin -afedersin ama sözlük- amına koyana kadar!
ve tekrar arebeskleşmeye başlayan bir müzik pisayasası görüyoruz. tıpkı 80 sonları gibi. 90 harekatının yeni uyarlamasını yapacak gibi gözüken kimse de yok sayılır. gerçi bi' grup geliyor ama... hadi hayırlısı.
katıldığım tespittir. eskiden hem türkçe'de kullanılan kelime hazinesi daha geniştir. hem de yeni yeni bestelerin özentisiz ve özgün bestelenme olasılığı daha yüksektir. zamanla hem kelime hazinemiz daraldı hem de artık şunu mu yapsam? bunu mu yapsam? diyor sanatçılarımız ve mutlaka eski bir şarkıdan esinleniyorlar. bu yüzden günümüzde eski şarkılar cover'lanıyor genelde.
alakası yoktur. çocukluk döneminde anlamadığımız şarkılar büyüyüp olgunlaştıkça yaşanmışlıkları biriktirdikçe kendimizden birşeyler bulmamızı sağlamaktadır artık. bize güzel gelmesinin sebebi sadecde budur.
Yok arkadaş o eski şarkıların verdiği duyguyu, anlamı, huzuru, şimdiki hiçbir şarkıda bulamıyorum. Ne güzel günlerde yaşamışızda kıymetini bilememiş. Kaybedince anlıyor insan.