bugün
- yorgun mermi9
- en dindar özelliğiniz15
- düşün ki o bunu okuyor9
- anın görüntüsü20
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım12
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek12
- kızların mesajlara geç cevap vermesi11
- bacağa kramp girmesi10
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu9
- zall beceremiyorsan bırak git11
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz10
- erkeklerin sadakatsiz olması20
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim12
- türkiye den soğuma sebepleri22
- anneler günü12
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar21
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak19
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- karşı cinse giyim önerileri19
- ismet gurbuz 202411
- sözlüğe kız getirmek10
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek8
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- icardi1905'in sözlüğü bozması26
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- platonik aşkın kalp kıran davranışları13
- eric bana9
pkk'lı olmadığı için akp'liler tarafından lanetlenen emekli paşa.
halbuki gazeteciler yerine, teröristleri tebrik etse idi ondan iyisi olmazdı şimdi.
(bkz: sayın öcalan aldığı kellelerin hesabını veriyor)
halbuki gazeteciler yerine, teröristleri tebrik etse idi ondan iyisi olmazdı şimdi.
(bkz: sayın öcalan aldığı kellelerin hesabını veriyor)
çevik bir in yancısıdır. dönemin içişleri bakanı (bkz: meral akşener) i, yağlı kazığa oturtmakla tehdit etmiş şahsiyettir. Akşener in;
- sizde (bkz: kazıklı voyvoda) özentisi seziyorum. kazıklı voyvoda nın enşinsel olduğunu hatırlatırım,
cevabı ile, kariyerinin en büyük ayarını yemiş, asker emeklisi, şimdilerde silik, olası bir darbe sonrasında bir şehrimizin başındaki müstakbel belediye reisi veya vali.
- sizde (bkz: kazıklı voyvoda) özentisi seziyorum. kazıklı voyvoda nın enşinsel olduğunu hatırlatırım,
cevabı ile, kariyerinin en büyük ayarını yemiş, asker emeklisi, şimdilerde silik, olası bir darbe sonrasında bir şehrimizin başındaki müstakbel belediye reisi veya vali.
28 şubatın omzu geniş paşası çevik birin medya regülatörüdür.bugün recep tayyip erdoğana isnad edilen medyaya baskı yapıyor saçmalıklarının kralını yüz mislini o günlerde medyaya yapmıştır ve utanmaz sıkılmaz yüzsüz merkez!!! medyamız ses çıkarmak,direnmek,ağzı bantlı eylemler yapmak yerine,gözlerini bağlayıp avuçları patlarcasına alkışlamışlardır.
28 Şubat sürecinin Çevik Bir'le beraber muktedir paşalarından biridir kendisi.Bakmayın bugünlerde adının sanının duyulmadığına.sıranın kendisine ne zaman geleceğini hesap etmekle meşguldür kuvvetle muhtemel.Kendilerinin hafızamda kalan en büyük vukuatı dönemin başbakanı Tansu Çiller'e yapmış olduğu çıkıştır. Tansu Çiller belki biraz da askeri erkana yaranma amacıyla kanser hastası olan bir paşa için "amerika'da tedavisi için yardımcı olabilirim" lafına karşılık Erol özkasnak:" o ........ söyleyin biz paşamızı tedavi ettirebiliriz" diyebilmiştir.Anlayacağınız böyle zıvanadan çıkmışlardı.
gün itibariyle hakkında gözaltına alınma kararı çıkmıştır. bu cengaveri tanımayanlar için ergun babahan'ın kaleminden kısa bir özet:
"28 Şubat ve Özkasnak Paşa
Metehan Demir, çok doğru ve yerinde bir iş yaptı ve 28 Şubat nedeniyle, dönemin karargahının kilit isimlerinden Erol Özkasnak'ı konuşturdu.
Böylece, bu büyük devlet adamının sadece 28 Şubat'a değil, ülke, demokrasi üzerine görüşlerini de net bir biçimde öğrenme fırsatı bulduk.
Bu vesileyle gördük ki, Özkasnak Paşa, demokrasi, basın özgürlüğü, insan haklarına karşı tutumundan zerre kadar geri adım atmış değil.
Aradan geçen zaman içinde askerin demokratik sistem içindeki rolünün hangi noktaya geldiğini okumakta bir adım ileri gidememiş.
ispanya'da olan bitenleri izlememiş.
Orada 40 yıla yakın süren faşist bir rejimin ardından demokrasiye geçilmiş ve daha geçen aylarda Kara Kuvvetleri Komutanı siyasi içerikli demeç verdiği için önce evinde göz hapsine alınmış, ardından da emekliye sevk edilmişti.
Hasan Cemal, bu konuya ilişkin yazısını "Bizim demokrasi de ispanyol demokrasisi gibi olsaydı, Türkiye'de komutan dayanmazdı" diye bitirmişti.
Özkasnak, bu sözlerin ne kadar haklı olduğunun canlı bir kanıtı.
Basına müdahale, hukuku yönlendirme, insanların ifadelerine katkıda bulunup Cengiz Çandar, Mehmet Ali Birand gibi isimleri karalamaktan hiç pişmanlık duymadığını, her cümlesi, tavrı bir kez daha ortaya koyuyor.
Özkasnak'ın bir hakkını teslim etmek lazım elbette. Dönemin karargâh subaylarının kimileri gibi, yüksek ücretlerle yönetim kurulu üyelikleri üstlenmedi, uluslararası silah tüccarlarıyla haşırneşir olmadı.
Müdahaleci paşadan, tüccar paşaya dönüştürmedi kendisini.
Köşesine çekilmeyi bildi.
Ancak, Türkiye'de demokrasinin geldiği bu noktada bile, o hala 28 Şubat'ı yaşıyor. O günlerin özlemini çekiyor belli ki... Atatürkçülüğün sadece din söz konusu olduğunda hatırlanıp yolsuzluk, zulüm, işkence, faili meçhul, insan onurunun ayaklar altına alınması konusunda ise hiç akla getirilmemesi üzerinde durmuyor.
28 Şubat döneminde Türkiye'nin nasıl bir yağma sürecine girdiğini ya bilmiyor veya bilmezden geliyor.
Banka hortumlarının bu dönemde doruğa çıktığını, kamu kaynaklarının utanmazca yağmalandığını fark etmemiş görünüyor.
Amerika'nın 28 Şubat'ta hiç rolü olmadığını savunabiliyor.
Emekli Amerikan büyükelçilerinin Genelkurmay, iş dünyası, medya kuruluşları arasında nasıl mekik dokuduğunu unutmuşa benziyor.
insan hafızası böyle bir şey zaten. Ayıklama yöntemiyle çalışıyor. işine gelenleri hatırlıyor, işine gelmeyenleri zihin ardına itiyor.
Hala direnişçi bir ruh taşıyor.
Seferberlikten, topyekun mücadeleden bahsedebiliyor. Önemli bir oyuncusu olduğu son topyekun müdahalenin ülkenin, aydınlarının başına ne işler açtığını, ne çoraplar açtığını hala fark etmiyor.
Özkasnak, Türkiye'nin yakın döneminin önemli bir oyuncusuydu.
Türkiye'de gazeteciler onu, medya yöneticilerine açtığı hakaret ve tehdit dolu telefonlar, gazetecileri süngüye oturtup Taksim Meydanı'nda dolaştırma arzusu ile hatırlayacak."
Postmodern bir darbenin tetikçisi olarak kendi yalnızlığını yaşamaya mahkum aslında.
"28 Şubat ve Özkasnak Paşa
Metehan Demir, çok doğru ve yerinde bir iş yaptı ve 28 Şubat nedeniyle, dönemin karargahının kilit isimlerinden Erol Özkasnak'ı konuşturdu.
Böylece, bu büyük devlet adamının sadece 28 Şubat'a değil, ülke, demokrasi üzerine görüşlerini de net bir biçimde öğrenme fırsatı bulduk.
Bu vesileyle gördük ki, Özkasnak Paşa, demokrasi, basın özgürlüğü, insan haklarına karşı tutumundan zerre kadar geri adım atmış değil.
Aradan geçen zaman içinde askerin demokratik sistem içindeki rolünün hangi noktaya geldiğini okumakta bir adım ileri gidememiş.
ispanya'da olan bitenleri izlememiş.
Orada 40 yıla yakın süren faşist bir rejimin ardından demokrasiye geçilmiş ve daha geçen aylarda Kara Kuvvetleri Komutanı siyasi içerikli demeç verdiği için önce evinde göz hapsine alınmış, ardından da emekliye sevk edilmişti.
Hasan Cemal, bu konuya ilişkin yazısını "Bizim demokrasi de ispanyol demokrasisi gibi olsaydı, Türkiye'de komutan dayanmazdı" diye bitirmişti.
Özkasnak, bu sözlerin ne kadar haklı olduğunun canlı bir kanıtı.
Basına müdahale, hukuku yönlendirme, insanların ifadelerine katkıda bulunup Cengiz Çandar, Mehmet Ali Birand gibi isimleri karalamaktan hiç pişmanlık duymadığını, her cümlesi, tavrı bir kez daha ortaya koyuyor.
Özkasnak'ın bir hakkını teslim etmek lazım elbette. Dönemin karargâh subaylarının kimileri gibi, yüksek ücretlerle yönetim kurulu üyelikleri üstlenmedi, uluslararası silah tüccarlarıyla haşırneşir olmadı.
Müdahaleci paşadan, tüccar paşaya dönüştürmedi kendisini.
Köşesine çekilmeyi bildi.
Ancak, Türkiye'de demokrasinin geldiği bu noktada bile, o hala 28 Şubat'ı yaşıyor. O günlerin özlemini çekiyor belli ki... Atatürkçülüğün sadece din söz konusu olduğunda hatırlanıp yolsuzluk, zulüm, işkence, faili meçhul, insan onurunun ayaklar altına alınması konusunda ise hiç akla getirilmemesi üzerinde durmuyor.
28 Şubat döneminde Türkiye'nin nasıl bir yağma sürecine girdiğini ya bilmiyor veya bilmezden geliyor.
Banka hortumlarının bu dönemde doruğa çıktığını, kamu kaynaklarının utanmazca yağmalandığını fark etmemiş görünüyor.
Amerika'nın 28 Şubat'ta hiç rolü olmadığını savunabiliyor.
Emekli Amerikan büyükelçilerinin Genelkurmay, iş dünyası, medya kuruluşları arasında nasıl mekik dokuduğunu unutmuşa benziyor.
insan hafızası böyle bir şey zaten. Ayıklama yöntemiyle çalışıyor. işine gelenleri hatırlıyor, işine gelmeyenleri zihin ardına itiyor.
Hala direnişçi bir ruh taşıyor.
Seferberlikten, topyekun mücadeleden bahsedebiliyor. Önemli bir oyuncusu olduğu son topyekun müdahalenin ülkenin, aydınlarının başına ne işler açtığını, ne çoraplar açtığını hala fark etmiyor.
Özkasnak, Türkiye'nin yakın döneminin önemli bir oyuncusuydu.
Türkiye'de gazeteciler onu, medya yöneticilerine açtığı hakaret ve tehdit dolu telefonlar, gazetecileri süngüye oturtup Taksim Meydanı'nda dolaştırma arzusu ile hatırlayacak."
Postmodern bir darbenin tetikçisi olarak kendi yalnızlığını yaşamaya mahkum aslında.
tutuklanıp cezaevine atılmış 28 şubat generali.
28 şubat sürecine postmodern darbe adını koyan..
kendi halkına karşı "gerekirse süngü bile kullanan" 28 şubatçı..
bizim bildiğiniz asker milletini düşmanlara karşı savunur, kendi milletine süngü çekmez..
şimdi hapiste..
kendi halkına karşı "gerekirse süngü bile kullanan" 28 şubatçı..
bizim bildiğiniz asker milletini düşmanlara karşı savunur, kendi milletine süngü çekmez..
şimdi hapiste..
güncel Önemli Başlıklar