vassili zaitsev bir sahnede alman keskin nişancıyı elinden vurduktan sonra adamın eli sarılmıştır* ve iyileşmiştir. yaklaşık 100-150 metre arası bir mesafeden*, 7.62x54'lük mühimmat eline isabet edecek* ve arı sokmuşçasına hemen sarıldıktan sonra savaşmaya devam edecek. bir de "gerçekçilik bu işte, savaş bu" derler, de get. gerçi ben almanı tuttum filmde ama bir tane salağı* vuramadı film boyunca. ayrıca herkes felaket beğenmiş filmi ki bana kalırsa heyecanı düşük, epey vasat bir yapımdır. son yılların gözde sinema eleştirmenlerinden pulemjot kalashnikova yorumladı.
sniperin konu edildiği en güzel film.rus keskin nişancı vassili zaitsev ile binbaşı major konig'in düellosu filme konu edilir.ayrıca stalingrad savaşına farklı bir boyutla ele alınır.ed harris binbaşı konig ile kariyerinin en iyi rolünü çıkartmıştır,filmde'ki
binbaşının müthiş bir karizması vardır.
gerçekten güzel bir film. stalingrad savaşı çok güzel anlatılmış. o cehennem atmosferi müthiş yakalanmış. yemin ediyorum bir an, call of duty oynuyormuş gibi oldum.
--spoiler--
gözlüklü arkadaşın filan yahudi çıkması çok ilginçti. sevişme sahneleri de çok güzel olmuş. double-crosser çocuğu öldüren binbaşı ise, yine biraz insandı. herhangi bir nazi gibi işkence etmedi çocuğa. en kısa ve acısız yöntemi kullandı. helal olsun.
filmin ingilizce olması hariç herşey müthişti. ha bir de, olaya biraz taraflı bakılmış. naziler hiç kayıp vermedi gibi gösterilmiş. ama naziler de, milyonlarca asker kaybetti orada.
bizim esas oğlanın vurduklarıyla sınırlı değil yani filmde gösterildiği gibi.
--spoiler--
yinede, kesinlikle izlemenizi öneririm. savaş filmi sevmiyorsanız eğer, filme dram filmi olarak bakın. yine de izleyin.
ilki daha önce bahsedilmiş olan gördüğüm en doğal sevişme sahnesi.
ikincisi ise ikili ajanlık yapan çocuğun annesine çocuğun taraf değiştirdiğinin söylenmesi. annenin yanıt olarak "vatanımıza ihanet edeceğine ölse daha iyiydi" demesini bekledim. haberi getirenler de "aslında o vatanı uğruna casusluk yaparken öldü" diyecekler, anne de gözyaşları, acı ama gurur içinde tanrıya şükredecekti. fakat öyle olmadı. anne, annelik içgüdülerine uygun bir tepki verdi, bir annenin nasıl da çocuğunu her şeyin önüne aldığını gösteren sözler söyledi. gerçekçiliğe ve gerçekçiliğin işleniş tarzına hayran kaldım.
filmin girisinde, nazilerin avrupada ki ilerleyisi bir harita üzerinde gösterilmektedir. ne var ki bu ilerleyisin en dogusu istanbulun avrupa yakasini dahi kapsamaktadir. henuz baslangicta carpik bir tarihi bilgiyle dikkat cekmis filmdir.
evet bildin ahbap! koskoca filmde dikkatimi celbeden yer bu oldu.
birbirine düşman iki sniper ustasının düellosu şeklinde geçen, savaş filmi olmasına rağmen pekçok filmden daha fazla geren film. keskin nişancıların beklerken nefes almayan sahnelerinde izleyicide de bir nefes almama eğilimi oluşturuyor.
jude law'un köylük yerde kurt avlayarak kendini yetiştiren vassilij zaitsev'i, ed harris'in ise alman ordusunun gözbebeği, savaş yıllarında bile etlisiyle sütlüsüyle kendisine mükellef sofralar kurduran, sniperlık ilmini okulunda öğrenmiş, binbaşı könig'i canlandırdığı film. bir nevi alaylı-mektepli sniper çatışması olarak da adlandırılabilinir
ed harris'le jude law'ın olduğu sahnelerle introsu hariç izlenecek adam gibi bi karesi olmayan filmdir.
--spoiler--
vasili' yi meşhur eden komiser danilov rolündeki joseph fiennes' in ''binbaşıyla hesaplaşmaya gidiyorum'' dediği sahne duygulandırıcı olmaktan uzak hatta komiktir. be güzel kardeşim ulan vasili olmasaydı 15. dakkada postu deldiriyodun o 8 derece miyop gözlüğüyle mi major konig'e headshot çakacan. koskoca memlekette kız mı yok anasınısatiim. ulan maden hiçbişey yapamıyorsun bari erzurumlu taklidi yap. çerkes kızı ayarla bi tane, ben ibrahim erkal'ın yalancısıyım söylenenlere göre hepsi dadaş diye can atıyormuş zaten.
--spoiler--
savaş sahneleri teknik açıdan saving private ryan ile karşılaştırıldığında gerçekten basit kalan bir film. özellikle taarruz sahnesinde göze batan bu basitlik, filmin savaş sahnelerinin etkileyici olmasına engel değil tabii ki. bir de filmin müzikleri tanıdık geldi, sanırım troy filminde de aynı müzikler kullanıldı.
yukarıda bahsi geçen filmde de bir "sniper" sahnesi var nefesleri kesen. işte düşünün ki bu filmin yarısı öyle, ve bir kısım holivud pislikleri de dahil elbette.
--spoiler--
sacha sonuna kadar hak etti yaptıklarını, kusura bakmasın da. könig fazladan sabırlı bile davrandı. ve de çok aptal öldü könig zaten.
--spoiler--
sonunu herhangi bir uyarı belirtmeden yazmanın izlemeyenler ve yakın tarihte izlemeyi planlayanlar üzerinde bok gibi bir etkisi olacağı film. çok teşekkürler.
bazı savaş filmlerinde sıkça kullanılan tırışkadan aşk ve düdükleme olayı klişesiyle gına getirmiş ehh eytre beeeh! dedirtmiş bir film. hayır bu klişeleri çıkarttığınızda ortaya kurgu adına elle tutulur bir yanı kalmıyor. ayrıca binbaşı tamamiyle kurgusaldır. gerçek vassili zaitsev ile binbaşı arasında hiçbir zaman filmde anlatıldığı gibi bir sniper davası olmamıştır.
kurgunun eksik ve mantık hatalarıyla dolu olması filmi sıkıcı, savaş atmosferi ve özellikle uçakların gemilere saldırması, bina bombalaması gibi sahneler filmi etkileyici yapan unsurlar arasında.
kurgu olarak vasat, görsellik olarak güzel bir filmdir.
--spoiler--
şimdi beni dinleyin melek annelerin yetiştirdiği cesur askerler, beni iyi dinleyin. güçlü olun çocuklarım, güneş bizim için doğacak biliyorum..
--spoiler--
--spoiler--
- aslında sana çok da kızmadım sasha, çok cesurca davrandın, ben bile sana saygı duydum inan bana, ama işime gelmedi. ikimiz de asker sayılırız, ama biz düşmanız. yani kısacası beni anladın değil mi? sen bana yemin ettiğin halde sözüne sadık kalmadın değil mi? sana duyduğum saygıya rağmen, yapmak zorunda olduğum şeyler var..
--spoiler--
savaşın nasıl bir şey olduğunu gayet etkileyici anlatmış film.
"Komşusunu bile kıskanmayacak, eşit bir toplum yaratmaya çalıştık.
Ama her zaman kıskanacak birşey vardır.
Bir gülüş...
Bir arkadaş...
Sahip olmadığın ve sahip olmak istediğin.
Bu dünyada, Sovyetlerde bile Her zaman zengin ve fakir olacak."
Rus askerlerinin teknelerle nehirden karşıya geçtiği sahnede Birol Ünel 'in rus subayı olarak oynadığı, Call of Duty oyunundaki benzer bölümü ile içime iyice sinmiş başarılı film.
bu filmin bazi sahneleri call of duty oyununda birebir tekrar edilmistir. Sovyet literaturundeki kahramanlik edebiyatinin ic yüzünü, insani tarafini aktarmasi anlamında degerli bir filmdir. Savasin icindeki iki karakterin kendi aralarindaki psikolojik savas i sergiler film.
(bkz: stalingrad)