bugün

Beckett'in en klasik ve sağlam yapıtlarından birisidir. karakterler genel anlamda çöküşteki özellikleri ile klasik becket karakterlerini yansıtırlar. bedensel anlamda özgür değildirler ya da olsalar bile mutsuzdurlar ve aynı zamanda hiçbir şekilde düşündüklerini elde edemezler. bu karakterler esasına bakıldığında, özellikle Hamm ve Nigel birlikte bize pozzo ve lucky'i hatırlatır. ikisi arasındaki ilişkiye benzer ve biraz hafifletilmişi göze çarpar.

özünde sınırlı bir dünyadadırlar bu dünyayı bir kurukafa içersine de benzetebiliriz sadece iki pencereli ve pencelelerinin nereye baktığı belli olmayan çok sınırlı bir dünyaya da. özünde ilişkiler dikkate alındığında karakterlerin hareketleri(endgame oyunun son bölümü demektir satrancın ingilizcesinde) bazen bir santranç tahtasındaki hareketleri andırır. bu durumda hamm'ı kral olarak ifade edersek, clov ise onun son piyonu olarak dillendirilebilir. Romanda santraçvari anlatım ve ilişkilendirmeler Özellikle Murphy isimli romanın sonunda da önemlidir.

Bunların yanında karakterlerin isimlerinden yola çıkarak da bir çok -özellikle etimoloji nin yardımıyla-sağlam çıkarlar yapılabilir.

Nagging(azarlama kusur bulma anlamlarına gelmekle birlikte almanca kökeni ise "nagen"dir, Hamm ''hammer''(çekiç) in kısaltması olarak düşünülürse
bunun yanında clove de etimolojik anlamda ''nail''(yani çivi anlamındadır) nagg ve nell'in birleşimi ise "nagel" yani ''nail'' i ifade etmektedir.

hamm karakteri tüm karakterleri kontrol etmesine karşın, kendi üzerinde ve kendi çevresinde bir kontrolü yoktur aslında. clov ve anne babasına istediklerinin yaptırırken kendi durumu düşkünlüğü sefaleti ve çevresi hakkında oldukça güçsüzdür. satranca bakıldığında kral olarak nitelendirilebilir. kral en güçlü taş olmasına karşın aslında en zayıf ve aynı zamanda herşeye hükmeden taş olarak da nitelendirilebilir. onun en büyük korkusu ise dönüşlü bir varoluştur(yeniden yeniden ve yeniden gelmek dünyaya başlangıcın ve bitişin nesnelerin özünde yer alması ve hayatın tekrar filizlenmesi)

oyunda ışık ise ümit ve hayatın semboli olarak kullanılmıştır. ışıkta aslında hamm'ın kişiliğine ait bir çok ipucu bulunabilir. o aslında bu gri dünyada ışık tarafından etkilenir daha doğrusu onun bir cazibesi vardır hamm'a karşı. bundan dolayı, clov'a kendisini penceresi altına götürmesini ister güneşin yüzüne yansısından yararlanabilmek için. ama hamm kördür ve pegg teyze de onun yüzünden karanlıktan ölmüştür. bundan dolayı, hamm karanlıkla lanetlenmiştir(kendisi ile aynı isme sahip olan ve tevratta yer alan noah'ın oğlu'nun adı da ham'dır ve o da lanetlenmiştir) ve diğerlerinin de aynı şekilde cezalandırılmasını istemektedir.

hamm'ın rutin davranışları genelde gerekesizdir sanki bişeyden kaçmak istiyormuş gibidir. aslında bu açıdan diğer beckett oyunlarındaki ortak yönlere rastlarız. karakterlerin ölümü unutmak ve belki de ondan kaçmak için kullandıkları yöntemlerde birisidir bu rutinler. fakat bu rutinler onları ölümden uzaklaştırmak yerine daha da yakınlaştırır. ama hamm ölümü istemesine rağmen bir türlü kabule tam anlamı ile karar vermez bazı tereddütleri vardı. işte bu orta noktayı rutinler doldurur.

bazı otobiyografik etkiler ise clov ile hamm ın arasındaki ilişkiye koşut olarak gelişir. beckett ile karısı ile arasındaki iilişkiyi andırır. bu tip bir ilişki mercier et camier de de bulunur. birbirlerine nasıl katlandıklarını merak etmennin yanında, gene de birbirlerinden ayrılamazlar. bunu yanında yalnız kalmaktan korkarlar.

oyundaki esas konuya bakıldığında ise eser "finished" şeklinde başlamış olması varoluşun dönüşlü yapısına atıfta bulunur. (bkz: throne of blood) daha doğrusu başlangıç ve bitiş bu iç içe geçmiş ve birbirine dolanmıştır. bununla birlikte, onlar bir sıkışmışlık içersindedirler daha doğrusu asla son bulmayacak bir sıkışmışlık olarak da kabul edilebilir. hamm ölmeyi ister fakat bundan tereddüt duyar. sonuç olarak ölüm gelmez ve ne hamm ne de clov kendi varoluşlarından kaçabilirler. fakat bir açıdan nell'in ölümü ölümün hiç gelmemesi yönünde ileri sürdüğümüz gerçekliğe karşıt olabilir.

bu tip varoluşun dönüşümüne yönelik açılımlar vardır. hamm'ın clov'u kendi tekelekli sandalyesini odanın ortaya getirmesine dair içgüdüsel bir istekle clov'u zorlar. çevre hakkındaki ilginç yorumları da (beyond the hollow wall in their hole is the "other hell") dante'nin infernosuna bir atıftır. aynı eser de varoluşun döngüsel yapısına bir göndermedir. bununla birlikte dante'nin infernal imajı cehennem sakinlerinin sonsuz acı ve seflaetlerini terennüm ettiği gibi becket'in karakterleri de kendi namütenahi durağan rutin davranışları içersinde gömülmüşlerdir. çünkü gerçek anlamda ölümü beklerken yapabilecek hiçbişey yoktur. bununla birlikte etrafları da durağandır. everythin outside is zero''..(inferno dairesel bir sistemde çalışırdı ve 9 tane dairesel bölümü vardır. içindekiler de sonsuza kadar zavallılıklarını tekrar tekrar yaşamaya mahkumdurlar. tüm eser de bunu yansıtır. onlar da sonuçta, sığınak olarak adlandırılan bir deliktedirler, bulunduklaır çevre ise'' other hell beyond the wall'' olarak tanımlanır)

endgame'in santrançı ifade eden kelime olduğunu belirtmiştik. bu anlamda, karakterlerin hareketleri formalitedir. çünkü oyun kilitlenmiştir. bu ikili karakterler birinin baskın diğerinin ise hakim ama bağımlı olduğu. waiting for godot'daki impossible heap bu sonsuz ve döngüsel varoluşsal yapının bir ifadesidir. tekrarlamalar da bunu ifade etmenin aracıdırlar. çünkü olanaksız yığın olarak ifade edilen tek tek pare ya da tanelerin birikmesinden oluşur ama hiçbir zaman yığın tamamlanmaz yani bu yığın sona ermez bir bitişi yoktur. bununla birlikte, hayat zamanların daha doğrusu tek tek anların bir birikimidir. fakat bunların birikimi aynı zamanda hayatın sonun ifade etmez. bundan dolayı clov başlarken şu şekilde ifade eder:

"it is finished... nearly finished.. it must be nearly finished.."

fakat bitmez. bizim tekrarlayan faaliyetlerimiz ve davranışlarımız statiktir. ''same as usual'' ya da ''world of zero''dur.

Becket in bu oyunu aslında bitmiş bir satranç oyun olarak da kabul edilebilir. bu oyun bir yönden de hayatın yansımasıdır. sonuç da ölümdür bu oyunda ve kral ise santranç oyununda kaçınılmaz sonu engellemek içn sadece ve sadece bir ileri bir geri hamle yaparak bu sonu sürekli ertelemeye çalışmaktadır. bundan dolayı bu hareketler in hepsi beckett karakterlerinin ölümden kaçmak için yaptıkları sonsuza kadar devamedegiden rutinler olarak kabul edilebilir;ama bu işin sonu yenilgidir.
böyle güzel bir sanatsal çalışmayı gölgede bırakmak için olacak komplo teorisyeni Alex Jones 2007 belgeseline de aynı isimi vermiştir.
yılların efsanesi megadeth grubunun 2009un eylül ayında piyasaya çıkaracağı 12. stüdyo albümünün bu gün açıklanan ismidir. grubun yeni gitaristleri chris broderick ile kaydettikleri ilk albüm olma özelliği taşıyor aynı zamanda. heyecanla bekliyoruz...
albümün çıkış tarihi ve şarkı listesi açıklanmış. 15 eylülde çıkıyomuş. şarkı listeside aha böyle:

01. Dialectic Chaos
02. This Day We Fight!
03. 44 Minutes
04. 1,320
05. Bite The Hand That Feeds
06. Bodies Left Behind
07. Endgame
08. The Hardest Part Of Letting Go... Sealed With A Kiss
09. Headcrusher
10. How the Story Ends
11. Nothing Left To Lose

ilk single olarak headcrusher seçilmiş. 7 temmuzda roadrunner recordsun resmi sitesinden beleşe indirilecekmiş.
album kapağıda nihayet yayımlanmış olan yeni megadeth albümü.

görsel

ilginç kapak olmuş etrafındaki böcüklerden hoşlanmadım doğrusu.* kapakta vic rattlehead yok. biryere doğru giden mahkum tipli insanımsı şeyler var. neyse yorum yapmak için erken yakında anlarız...
(oyun sonu)
go oyununda hayati öneme sahip bölümdür. zira oyun sonu geldiğinde hamle öncelik sırasına sahip olan oyuncu tahtayı iyi bir biçimde analiz edip kendisine en çok puan getirecek yere oynar. usta oyuncuların maçlarını genellikle oyun sonu hamleleri belirler ve maçlar çok küçük puan farklarıyla biter.
megadeth'in gün itibariyle internete düşmüş albümüdür.
açıkcası megadeth gene yardırmıştır, muhteşem yapmış çocuklar, aferin size.*
elini sallasan soloya çarpar bu albümü dinlerken. gitarın konuşmayı bırakıp konferans verdiği bir albüm olmuş. dinleyin, dinlettirin efendim. parça listesi şöyle;

01 Dialectic Chaos
02 This Day We Fight!
03 44 Minutes
04 1,320
05 Bite the Hand
06 Bodies
07 Endgame
08 The Hardest Part of Letting Go...Sealed With a Kiss
09 Head Crusher
10 How the Story Ends
11 The Right to Go Insane
"bite the hand"*, "head crusher"* gibi şarkı isimleriyle death'i andıran albümdür.
megadeth in metallica dan üstün olduğunun son kanıtıdır.
beklentileri fazlasıyla karşılamış, sololarıyla yarmış yeni megadeth albümü. ilk bakışta şunu söylemek gerekirse united abominations dan hem riff olarak hem de kalite olarak çok daha üst bir albüm olduğunu söylemek yanlış olmaz. sanırım mustaine yoluna emin adımlarla devam ediyor.
http://www.youtube.com/watch?v=rR4lKvOlxdE
akıllara zarar bir dave mustaine eseri dahadır.
http://www.eksimuzik.com/...game-lansman-partisi.html
sololarıyla kazığa oturmuş hissi veren albüm. yalanmı? vokaller ortalama belki ama sololar mükemmel. hele bir headcrusher
varki akıllara zarar There's nothing you can do! diyişi var dave baba nın sandalyeden düşürücü etkide. ahh ahh iyi bir organizasyonla gelsede güzel bir seyirciyle 27 temmuz 2008 deki coşkuyu 2-3 e katlasak.
(bkz: dave türkiyeye gel lan allahsız)

yazdıklarından pişman yazar editi:vokaller ortalamamı demişim, lanet olsun lan kol gibi yalanmı?
gitar soloları çok iyi yazılmış, megadeth in çıkardığı yeni albümüdür. buram buram Trash kokan bir albüm olmuştur. Chris Broderick ve Dave Mustaine elleri öpülesidirler.
chris broderick in fark ettiği ve attığı bir albüm olmuştur; bir united abominations daha gelseydi umudu kesecektim lakin bu albümle birlikte yeniden umutlandım, kesinlikle çok iyi bir albüm olmuş.

aklımdaki tek soru işaretiyse gitar tonlarıyla ilgili; annihilator a kayan tonlar yerine acaba daha kirli bir sound olamaz mıydı demeden edemiyorum.

The Hardest Part Of Letting Go... Sealed With A Kiss ise promises etkisini göstermekte gecikmemiştir.
albümün kendi adını taşıyan şarkısı. ilk ilgimi çeken şarkıdır.
megadeth'in şu anda çıkarabileceği en iyi albümdür. ilk 4 albümün kalitesine ulaşamasa da taş gibi bir albüm. özellikle girişteki enstrümental şarkı dialectic chaos, albümle aynı isimli endgame ve bite the hand that feeds çok başarılı olmuş gibi geldi bana. yine de içinde boş şarkı olmayan bir albüm gibi duruyor ilk 3 dinlemeyle.
sözleri aşağıdaki gibi olan parça:

Attention! Attention! All citizens are ordered to report to their District detention centers! Do not return to your homes; do not contact anyone! Do not use any cellular or GPS devices! Surrender all weapons at once! Attention! This way to the camps!

I woke up in a black FEMA box
Darkness was all around me, in my coffin
My dreams are all nightmares anymore
And this is what I dream every night

The Leader of the New World Order, the President of the United States
Has declared anyone now residing inside the US of A
Without the RFID chip, you're just an illegal alien
An enemy combatant of America, welcome to the New World Order

This is the end of the road; this is the end of the line
This is the end of your life; this is the...

A society in a society, inside the fence life as you know it stops
They got their rules of conduct and we got ours
Be quick or be dead, you crumble up and die, the clock is
Ticking so slowly and so much can happen in an hour

I learned my lessons the hard way, every scar I earned
I had to bleed, inside the day yard
A system of controlled movement, like a giant ant farm
Any time is long time, now you're not in charge of your time anymore

The Ex-President signed a secret bill that can
Land a legal US Citizen in jail and the
Patriot act stripped away our constitutional rights
They say a Concentration camp just popped up, yeah, right!

Refuse the chip? Ha! Get persecute and beat by the
Tyranny of Mind control, for the mark of the beast
All rights removed, you're punished, captured, and enslaved
Believe me when I say, "This IS the Endgame!
peace sells den sonraki en sağlam albümdür bence. hatta megadeth'in en enerjik albümüdür bana kalırsa. dave'in vokalini en çok bu albümde beğendim. onun dışın chris de elektroyu konuşturmuş. thrash kokuyor buram buram. budur işte dedirten albüm olmuş kendisi.
ilk 2 dinlemeyle bana "allah allah megadeth geri döndüüü" tepkisini yaşatmayan ama "vay anasını* megadeth ölmemiş yahu" dedirten gayet başarılı olan yeni megadeth albümü.
1,320 gibi bomba bir şarkıyı bünyesinde barındıran şimdilik son megadeth albümü.
şahsen dave mustaine'in ölmesini isteyen biri olarak; önünde eğildiğim bir albümdür. rust in peace'den bu yana ilk defa işte bu! dedim. (rust in peace'i beğenmemin sebebi; take no prisoners gibi bir şaheser barındırdığındandır.)
megadeth'in 1990 öncesi dönemini hatırlatan albüm. speed'e kaymıştır.