72.
See you later another life brother.
73.
You're my brother from another mother.
75.
done bun can't be undone ( insomnia / stephen king ).
76.
Cümle değilde kelime
Egyptian yani mısırlı.
Okunuşu beni deli ediyoo
icıpşın icıpşınm icıpşııınnn.
78.
Bana çağrıştırdığı şeyler yüzünden sevimli bulduğum tek kelimelik cümlelerdir.
Catch up/ ketçap ve congratulations/ Avustralya-kanguru.
79.
Pronunciation. Okunuşu çok güzel geliyor bana nedense.
80.
nothing lasts forever, even the november rain
edit: you know nothing, jon snow
81.
Awaiting your kind response.
kim bilir kaç bin kere yazdım şu cümleyi maillerde...
82.
Do you have a reason for living?
(Yaşamak için bir sebebin var mı?)
(bkz: yaşamak )
83.
Easy Come Easy go. En yalın çevirisiyle kolay gelen kolay gider anlamına gelse de bizce ''Hayy' dan gelen Huu'ya gider'' manasını taşımaktadır.
84.
"open your hearth, i'm coming home" pink floyd- hey you şarkısından bir cümle.
85.
Go warm up the bed. i ll be there in a giffy.
86.
........
Though nothing can bring back the hour Of splendour in the grass, of glory in the flower;
We will grieve not, rather find Strength in what remains behind;
.........
william wordsworth
88.
Artık 'how did you do?'dur.
Bu işlerde çok kötü bir arkadaşıma ingilizce dersi veriyorum, kıyamam her şeyi çeviriyor.
Ne yaptın? Diyince komik oluyor ahah.
90.
Söylem ve mânâda uyumla estetik gelen ingiliz dili sözcüklerinin bütünlük oluşturmalarıdır .
Nazarımdaki "well...?" dir.
(bkz: Eksiltili cümle )
Edit :
Sanırım "nobody said it was easy" olacak o .
(bkz: Coldplay )
91.
What the fuck are you doing here?
93.
Man up. Bu ilk defa bir filmde duymustum. Daha once hic bilmiyordum. Be a man diye kullanirdim. Ama man up daha havali.
95.
Do what you what, no matter what.