Aşk kitaplari sözleri duymaktan bıktığım için bu kitabi gördüğüm de direkt olarak es geçerdim birgün liseden hocam bu kitabi okudun mu diye sorunca hayır okumadım okuyacağımi da sanmıyorum hocam demiştim, ama bu bildigin aşk hikâyelerinden değil mevlana ile şems-i tebriz aşkını buyük buluşmasını anlatıyor deyince meraklanmami sağladı ve kitabi 3günde bitirdim o kadar sürükleyici samimi anlatımı var ki sayfaların değişme hızını sizde anlayamayacaksiniz şems-in maddelerini, mevlana ile aralarında ki bağı, kimya hatunun aşkı, mevlananin küçük oğlu alaaddin'in öfkesine yenik düşerek yaptığı acımasızlığı anlatan muhteşem bir roman. bunu okuyan arkadaşlar eğer hemen arkasından ahmet ümit bab-ı esrarı okurlarsa her şeyi daha iyi anlayacaklarını umuyorum, bu romanda da şems-i tebrizın öldürülüşünün polisiye tarzı var. Şimdikten iyi okumalar.
Öyküsünün kurgusu ve biçimi sağlam olmakla birlikte, dili çok basit ve hatta pek çok yerde hatalı kullanımlar mevcut. Üstelik aşk sufizmle yedirilerek anlatılacak ve böylece Ella'yla ilgili modern kurgu, daha mistik ve cazip hale getirilecek diye girişilen çaba yetersiz kalmış, yeterli bütünlükten ve içiçe geçmişlikten, hemhal olmuşluktan uzak...
(bkz: bu entryi yazacam diye karnıma ağrılar girdi)
tek başına iyi bir kitap; fakat etkileri ile tasavvufa dönük ciddi tahribatları var.
neredeyse tüm kitabevleri şems ve ilahi yolculuğu üzerine kitapları bestseller olarak satmakta.
tam bu noktada elif şafak' ın kitabında düştüğü hatayla örtüşüyor. şems hint kırlarında kendini arayan bir guru yada mançur zirvelerindeki bir budist yada modern kentlerde hayata karşı duruş sergileyen bir hippi değildi. (okuyanların kastımı anlayacağını düşünüyorum)
"itminanı ve tüm taati ile bir abd idi".
bu külli yanlış telakki, ciddi sonuçlar doğurmakta; tasavvufun, hakk' ın körpe zihinlere felsefi bir paradigma yada çağdaşı oldukları kurgularca tertiplenmiş popüler bir meşgale gibi sunulmasına neden olmakta. bu minvalde yazar haddini aşan neticelere sebebiyet vermiştir.
mevlana'nın şemsi araması ve kişinin arayışlarda ve aşkta başkası olması temalarına baktığım zaman mantığında orhan pamuk un kara kitap adlı romanından araklamalar sezdiğim, ancak henüz okumadığım için kesin hüküm vermek istemediğim kitap. ama çok pis kıllanıyorum onu belirteyim. kitabı okuduktan sonra, şüphelerimde haklı çıkıp çıkmadığımı söyleyeceğim burda.
dücane cündioğlu nun yerden yere vurduğu kitap. eleştirisinde ' gazoz içip sarhoş numarası yapıyorlar ' diyor doğrudur. elif şafak iyi, hoş bir roman yazmış ama insan tasavvufla ilgili birşey yazacakken açar ilk önce bir araştırma yapar değil mi?