Osmanlı döneminde metropol denebilecek bir kent idi.
Büyük bir şehir idi.
Cumhuriyet sonrası ise kendi yağında kavrulan bir kent görünümü aldı.
Türkiye'nin yaşanabilir şehirlerinden biri olduğunu, yoğun göç almadığı için de kültürel yapısının bozulmadığını düşünüyorum.
Bu şehre bir şiir yazmak istedim.
Edirne şehri, tam bir cennet yeri,
Tarihin izinde, sevdanın göğsünde derin bir efsane,
Minareler yükselir, gökyüzüne serin,
Her köşesinde barındırır, geçmişin hatırası aynı zamanda.
Saray'nın büyüsü, sular gibi akar,
Kırkpınar'da dostluk, her kalpte bir ateş var,
Mimar Sinan'ın eseri, Selimiye camisi,
Her taşında sanatın, yüceliği belirir.
Edirne’nin sokakları, tarih fısıldar,
Kırmızı biber tarlaları, baharat kokar,
Laleler açar baharda, renkleriyle sarar,
Doğanın güzelliği, gözlerdeki ışıltıdır.
Edirne’de dostluk, kardeşlik pek çoktur,
Gelenekler yaşar, her zaman bir arada durur,
Yüzlerce yıl geçse de, tarih hiç solmaz,
Bu topraklarda sevgi, her daim coşar.
Köprüleriyle meşhur, Tunca ve Meriç,
Geçmişe köprü kurar, geleceği serinletir,
Şehir boyunca akarken, yaşam dolup taşar,
Edirne’nin kalbinde, umut hep yeşerir.
Hıdırellez’de coşku, bayram gibi geçer,
Her yıl yenilenen, sevgiler büyüyerek besler,
Edirne’nin ruhunda, bir sıcaklık saklı,
Duygularla dolup taşan, bir deniz gibi aklı.
Yemekleriyle meşhur, ciğeri bir başka,
Köfte, içli köfte, damaklarda tatlı bir sırça,
Her lokmada sevda, her sofrada huzur,
Edirne’de hayat, bir başka güzel bir rüzgar.
Edirne’nin gecesi, yıldızlarla dolu,
Sevda masalları, kabaran dalgalı yolu,
Geçmişin hatıraları, geleceğe ışık tutar,
Bu şehir, aşkın, dostluğun şarkısıdır.
Caminin gölgesinde, otururuz dostça,
Kahkahalar yükselirken, mutlulukta coşar,
Edirne’nin hatırası, kalbimizde yaşıyor,
Her ziyaret edenin, ruhuna siniyor.
Bir özlem duyarsan, bu muhteşem yere,
Gözlerin dolar, hissettiğin sıcak sevgiyle,
Edirne, sen hep bizim yüreğimizde,
Bir sevda şehrisin, sonsuza dek öyle.
Her adımda bir hikaye, bırakır ardında,
Tarih kokusu ile dolu, her anı bir masalda,
Hatırlanan anılar, hep kalple dost kalır,
Edirne, sana gelen, asla unutulmaz.
Ben eski mezar taşlarının fotoğrafını çekmeyi çok severim ve Edirne Muradiye cami haziresinde de şimdiye kadar gördüğüm en ilginç mezar taşlarından biri vardı… Eski Türkçe bilmediğim için kime ait olduğunu okuyamadım tabiki. neden böyle turistik yerlere mezar taşlarının üstünde ne yazdığına ilişkin tabelalar koyulmaz anlamıyorum…
(img:#2375421)
https://www.ntv.com.tr/am...du,RLJNFZ7Ae0GStArrpCdaZg
yani boşandı diye öldürmesi yanlış bence. sen boşandın da kadın boşanmadı mı. keşke kadın da kocasından boşanmasaymış. bir de öldüren kişi bir komiser. şaka gibi. hem insan boşanabilir. kendine yeni bir eş bulsaymış madem.
bu şehirde en çok dikkatimi çeken şey, trafikte türk plakalarından daha çok bulgar ve yunan plakalı araçlar görmem oldu. ha bir de standart trafikte askeri araçlar da bolca bulunuyor. bunun sebebi edirne'nin sınır ili olması muhtemelen. ama şu plaka olayına bir türlü anlam veremiyorum. bu yunanlar ve bulgarlar bu kadar kolay mı alınıyorlar bu ülkeye? halbuki yunanistan shengen vizesi isterken. (kıbrıs dahil)
Tamam alışverişe falan geliyorlar eyvallah da, niye türk plakasından daha çok bunların plakalarını görüyorum ben? Ha bir de ayrılış muayanesi için askeri araçla hastaneye giderken çok kısa süre içerisinde farkediyorum bunu, düşünün. bilmiyorum, enteresan. gerçi ülke zaten mülteci yuvası oldu, ben de gelip bu iki ülkenin vatandaşlarına takılıyorum. benimki de iş değil canım.