--spoiler--
çogüzel filmdi la izleyin.. ama mantık aramayın.. en nihayetinde bir film.. ve bilim kurgu.. kan gidince şey olmuşta ölmüş ölmüş dirilmişte diye bakarsan hiç bi boktan keyif almazsın zaten.. öyle bakıyorsan da izleme bi zahmet..
Senaryosuyla, Tom Cruise ve Emily Blunt un usta oyunculuklarıyla hem güldüren hem düşündüren hem de aksiyon yaşatan usta işi bir film.
LIVE! DIE! REPEAT!
ilk başlarda, kurgunun mantığını anlayıncaya kadar peş peşe "hassiktir" dedirten, mantığı kavradıktan sonra "çok saçma, şöyle yapsa kurtulur" diye çeşitli yan senaryolar ürettiren, sonra sizin ürettiğiniz yan senaryolara benzer bir şekilde devam eden film. Her şeyden önce tom abimiz için bile kesinlikle izlenir. emily de cabası... her ne kadar ateşli bir sevişme sahnesi olmasa da*
Finali de oldukça iyidir. "ee... tamam da nasıl bağlacaklar şimdi" derken şaşırtmıştır açıkçası.
Orjinal bir film zaman kaybı kesinlikle değil. Hele o ilk başlarda savaşın içinde kalacağını öğrenince yapılan yavşak hareketler falan Tom Cruise ın tek boyutlu bir aktör olmadığının kanıtı bu herif bu yüzden iyi oyuncu işte.
Emily blunt sayesinde izlenebilirliği kat be kat artmıştır.
--spoiler--
Her defasında ölüp tekrar tekrar aynı günü yaşayarak savaş konusunda level atlayan tom cruise filmin sonlarına doğru adeta god mode on yaparak uzaylılarla savaşmaktadır.
--spoiler--
Uzaylı tasarımları daha önce çekilen filmlere göre pek rastlanılmamış türdendir. Mümkünse orjinal dilinde seyredin.
beni o kadar sarmayan film. sanırım 2 gün önce ex machina izlememden kaynaklı bu film komedi gibi geldi bana. şu bilim kurgunun içine dram katın aga valla çok iyi oluyor.
(bkz: moon)
(bkz: ez machina)
(bkz: donnie darko)
--spoiler--
2 torba kan ile bütün kandaki muhabbet gitti amk. o kadar saçmalık var sen ona mı takılıyon bilader diyecek olursanız. evet ona taktım ölüp ölüp duru bi de.
--spoiler--
groundhog day'deki muhabbet aynen işlenmiş. o komediydi, bu bilimkurgu. daha iyi işlenebilirmiş ama bu kadarı da tatmin edici sayılır. tom cruise her zamanki gişe manyağı. emily blunt ise doğum yaptıktan yalnızca birkaç ay sonra bu filmi çekti. yani o gayet ripped, taş hâl daha da bir etkileyici. iyi oyuncu, hoş kadın ama o ölü balık gözü gibi gözler bok ediyor işte.
fps oyunu mantığında ilerleyen film. konu ve görseller itibariyle de bilgisayar oyunu hissi veriyor.
bölümü geçemedin mi? load gamee tıkla. kayıtlı bölümden devam edip oyununu mükemmelleştir.
uzaylı istilası gibi klişenin dibine vuran bir konusu olsa da kurgusu ve efektleriyle izlenilesi.
ayrıca Emily Blunt tüm hoşluğuyla gözleri şenlendiriyor.
kurgu anlamında benzer bir film için : (bkz: groundhog day) *
- 'öldüm öldüm dirildim' deyişini sıkça kullanan hatçe teyze bu filmi beğendi.
son olarak şarkı tom cruise'dan gelsin :
--allah öldürür dünyadan alır--
--sen beni öldürdün, hayatta bıraktın!--
--cehennem ateşi ahirette olur--
--sen beni dünyada ateşe attın!--
iyi filmdir. güzel vakit geçirtir. yaşamın şifresi (source code) yapılı bir filmdir. Tom cruise izleme keyfi bir yana Emily Blunt izleme keyfini de izlemek başka bir hava katmış filme. izlenmesi gereken filmlerden.
--spoiler--
şakaklarıma kar mı yağdı, ne var?
benim mi alla'ımbu çizgili yüz?
--spoiler--
dünyayı istila ve topluca savaş gibi klişeler üzerinde benzerlerinden daha heyecanlı ve sürükleyici bir şekilde yükselen bir film olmanın ötesine geçemeyen klasik bir holivut* filmi. heyecanlı olmasına heyecanlı, sürükleyici olmasına sürükleyici... ama sanki eksik bir şeyler var filmde. dozu fantastiğe kaçan kurgubilimden miacaba bu eksiklik?
ama izlenecek, arşivlenecek bir film tabi.
ayrıca 1962 doğumlu Tom Cruiseun (artık makyajla giderilemeyecek hale gelmiş olacak ki) gözlerinin altındaki koca halkalar acayip sırıtmış filmde. yaşlandın be kurüyz abi!
--spoiler--
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz;
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
--spoiler--