Şimdi bir kürt gelir kürtçe der ki kürtçe. Kürtler bile bu güzel dil olan türkçeye akın akın geliyor. Hadi len ordan. Kürtçe ve almanca çok kaba.
ingilizce ise bazı harfler yok ğ ü ç ş vs.
fransızca denilmesi ve kibar olduğu savunulması gariptir. gırtlağın konuşmaya katılması kulağı rahatsız ediyor aslında. fransızca güzel diyen arapça neden güzel değil mesela? kültür olarak güzel diyorlarsa olabilir tabi. romantikler falan tamam da dilleri hiç de güzel değil. en güzeli japonca. sürekli gergin bir konuşma geçiyor gibi hissettiriyor. sempatik de.
1-
a) hint avrupa dil ailesi'nin doğu dilleri, özellikle de farsça kaba bir dil çünkü sözcükler farsça'dan türkçe'ye geçtikten sonra bizim telaffuz ettiğimiz gibi söylenmiyor. adam dilara diyor ama görsen soluk borusuna su kaçtı da gargara yapıyor sanar. hintçe ise bir beaner'ın* hakkında en güzel değerlendirmeyi yaptığı dil: bıbırdi bıbırdi! bu ne lan!
b) avrupa dilleri ise daha farklı. slavlar'ın konuştuklarını geçelim zaten. germen dilleri ise ciddi anlamda kulağa kaba geliyor. kelebek diye schmetterling denir mi lan! ejderha mı diyorsun amk! romantik diller konusunda ise en eli yüzü düzgün olanı italyanca. ispanyolca eh işte. fransızca dediğimiz ise götten ses çıkartma sanatı.
c) geriye kalan bir tek yunanca var. ciddi ciddi kulağa hoş gelen, ahenkli bir dildir.
2- hami sami dilleri'ni ayırmaya gerek yok. arapça kadar iğrenç, bağırsaktan konuşulan bir dil bulunmaz zaten. ibranice yabancı etkilerle biraz daha dinlenir olmuş ama hepsi o.
3- çin tibet dilleri'ni ise geçiniz. yalnızca şi diyerek anlamlı, koca bir paragraf yazılan bir dildir çince*. ona bakarsak köpeklerde yalnızca hav diyerek onlarca şey anlatıyorlar.
4- ural altay dil ailesi'ne gelelim şimdi.
hemen türkçe'den bahsetmeyeceğim. aslına bakarsanız türkçe'den bahsetmeyeceğim bile. onca arapça-farsça sözcük varken, her ne kadar onları arap ve farslar gibi söylemesek bile, türkçe'ye en güzel dil demek saçmadır. ama gene de güzeldir. özellikle de doğu anadolu ağzı çok güzeldir. ben yerine men, bana yerine mene diyeceksin. türkçe'nin özü budur zaten. istanbul türkçesi'nin bozulmuşluğu yoktur doğu anadolu ağzı'nda. bunun en büyük artısı ise uyakların çok olmasıdır. bu da bir yabancının türkçe konuşmayı dinlerken kafasında "şiir mi okuyo la bu?!" düşüncesi oluşturmasıdır.
gene de japonca ve fince'nin bulundukları bir dünyada türkçe'ye dünyanın en güzel dili demek haksızlıktır. özellikle de japonca. özellikle de güzel sesli bir kadın konuşuyorsa.
benimçin öncelikle ana dilim türkçe'dir. fakat modern türkçe değil.Göktürk öncesi Hun sonrası da diyebiliriz.
ikinci olarak antik farsça. persçe yani. hin-avrupa dillerinin en ilkel sözcükleri var. öyle bir dil ki kaba gibi görünüyor kaba değil, şiirsel gibi kulağa geliyor ama öyle değil, sert diyorsun sert değil, yumuşak hiç değil. cidden ilginç ve güzel.