bugün

dost tarafından aldatılmak, yenildindeği en acı veren kazıklardandır.
en acı veren aldatılma şekli.
dostluk edilen canlı türünün çiğ süt içmiş olması münasebetiyle illa ki karşılaşılan umut kırıcı hadise. kimseye sonsuz güven duymamak gerekliliğini hatırlatır deli gönüle.
bir iskambil oyunu. amaç elinizdeki kağıtları rakiplerinize geçirmek suretiyle bitirmektir. dost kazığı denmesindeki amaç, kağıtları istediğiniz rakibe geçirebilmenizdir. hepsi kuzu gibi gözünüzün içine bakar "bana geçirme bana geçirme" diye. sırf o an için oynanabilir, yoksa çok sıkıcıdır.
acıdır.. aristoo son noktayı koyar bu durumda eydostlarım dost diye bir sey yoktur'
cok sık yenılen ancak gelısmıs matematık hesapları ıle hesaplanan durumun adıdır.
(bkz: no promise)
yaşandığı zaman kişiye
"önünde durduğum bina üstüme yıkıldı" dedirten felsefesi psikolojisi olmayan olsada o anki durumu hiç bir bilime sığdıramayacağımız sırat köprüsünden geçme anı
günümüzde çok alışılagelmiş olan kazık türüdür, başlıcaları en yakın arkadaşınla sevgilin tarafından boynuzlanman uygulamasıdır ki, buna çoğu yürek dayanmaz..
elde kağıt kalmaması/en az puana sahip olmak gibi amaçlara sahip matrak bir iskambil oyunu. sağ gösterip sol çakmak en güzel taraflarındandır. ittifak kurduğunuz kişiye kartları iteleyebilir veya ondan sağlam kartlar yiyebilirsiniz. daha can alıcısı için (bkz: batak) veya (bkz: ihale)
bir iskambil oyunu. bu oyunu biraz daha değiştirip erkekli kızlı oynamanız, aranızda konuşmanız, kağıtları bir kişide toplamanız, arkadaşınızı kurtarmak için anlaşmalı olarak arkadaşınızın önüne atmanız acayip zevkli hale getirir oyunu.
Öyle bir şey yoktur, zaten kazık attıysa o kişi dost değildir.

Şu da var gerçi; çoğu kişi sadece bir durumda hatalı olmasına rağmen dostunun yanında olmamasını dost kazığı diye nitelendiriyor. Dostun sana yanlışını gösteriyorsa o kadar da alınmaman lazım.
dost kazığı yanıltıcı ve görelidir. dostsa kazık atmaz, kazık atarsa dost değildir. öyle sanılan kişidir.
dost kazığı yoktur az vodka vardır!! *
başka bir okula nakil aldırarak şehir değiştirme sebeplerinden.
her insanın hayatında en az bir kere yediği kazıktır. can yakar. bir süre bunalım takılmanıza, yediren insanın sizin için önemsizleşmesine, hiçbir şeyin eskisi gibi olamamasına sebep olur ve sonunda tüm bunları unutup diğer dostlarınızla, dost sandığınız kişinin matemini üzerinizden atmanızla sonuçlanır.
kazıkların en büyüğü,en unutulmazı.sizi en iyi tanıyan kişinin bundan yararlanarak atabileceği kazığın, yaratıcılık sınırlarının zorlanması durumuylada birlikte ne denli yıkıcı bir durum olabileceğini tahmin etmek güç değildir.
arabasında oluşan hasarın bedelini nakit alıp, kaskodan yaptıran riyakar, şerefsiz, süne zararlısıdır.
hiç tanımadığın birinden yenen kazığın yanında hiç kaldığını hissettiren bir kazıktır. zamanın birinde , ismi lazım değil bir arkadaşımızın, yine ismi lazım olmayan kardeşi cep telefonu dükkanı açtı. bizde, hayırlı olsun diyelim diye gittik. ikinciel ama sıfır ayarında bir cep telefonu tavsiye etti bize, ihtiyaçtan aynı zamanda hayırlı olsun manasında satın aldık. bir yıl sonra bana mahkeme celbi geldi, çalıntı cep telefonu kullanmaktan dolayı. kendilerini arayıp söylediğimizde ne ilgilendiler, ne de satanın bıraktığı evrağı yolladılar. neyse, biz sıkıştırdık buldular o nufus cüzdan fotokopisini ve aldık. mahkeme günü hayatımda yaşadığım en zor günlerden biriydi ilk kez böyle bir şey yaşadım ve hiç bir suçum yokken kendimi savunmak zorunda kaldım. hakim bana beraat yazdık dedi.(sanki çok büyük iyilik yapmış havasında)çok utandığımı ve çok üzüldüğümü hatırlıyorum sadece. telefonu satanlar ne aradı ne sordu ne ilgilendiler. ben avukatta tutmuştum. gittim, kendilerine avukat paramı ve sıfır bir telefon istediğimi bana verdikleri telefonun parasını ve avukat parasını düştükten sonra kalanını ödeyeceğimi söyledim. o arada daha büyük bir kazık yediğimi o ikinciel telefonu fahiş fiyata satın aldığımı da öğrendim. varan iki gibi bişi oldu bu. bu kötü tecrübe babanın oğlu olsa ikinciel almamayı öğretti bana. aynı zamanda arkadaşına çok güveniyo olsan bile, kardeşine hiç tanımadan aynı güveni duyamazsınmış. kimseyi kimseye referans sayamazsın demek ki dedim kendi kendime. benim olayımda işin maddi boyutu döndü dolaştı onlara girdi (afedersiniz)hala çıkarmaya çalışıyolar. dükkan falan da kapandı. lakin işin manevi boyutunu tecrübeyle sabitlemiş olan ben fazlasıyla dersimi almış bulunmaktayım.
hiç beklemediğiniz anda hiç beklemediğiniz canım dediğiniz kişinin size yamuk yapması.her yamuktan soora "yok abi akıllandım artık kimseye güvenmiyorum" desenizde sürekli kendini tekrarlayan boktan durum.
üç ya da dört kişiyle oynanır iskambil oyunu. yere dört kağıt açılır ve kişilere dörder kağıt verilir. elinizde yere açılan dört kağıttan biri varsa, sağınızdaki oyunucunun önüne atarsınız iki kağıdı. eğer yoksa, tıpkı pişti oyunundaki gibi, yere bir kağıt atarsınız. yerde açık olan ve bir başka kağıtla kapatılmamış tüm kağıtları, sağınızdakine gömebilirsiniz. ve eğer rakip oyunculardan birinin önünde açık olan kağıt, yani o oyuncuya sokulmuş kazık elinizde varsa, onun önüne atabilirsiniz. ve ayrıca eğer elinizde, sizin önünüzde olan kazıkla aynı tür kağıt varsa * kendi önünüzden alıp sağınıza kakalayabilirsiniz.

puan durumu ise aşağıdadır:

as, kız, papaz ve 10'lu: 10
vale: 20
3'lü: 30
diğer kartlar kendi değerleri kadar puan verir.

amaç, olabildiğince çok kazık atarken, olabildiğince az kazık yemektir. kolay gelsin.
ucu sivri oldugu kadarda yaglı bir kazık ceşitidir,hele ki dostlar bunu seri hale getirirlerse sonuc intihara tesebbüs bile olabilir, 15 gün dolmadan kazıgı sahibine iade etmek gerek.
çok acı bir olaydır. bir işe beraber başlarsınız o sizi yarı yolda bırakır başka bir işe başlar. sözünde durmaz ve siz birkez daha anlarsınızki insanlara güvenilmez. güven duygusunun hafızalardan silinmesine vesile olan kazıkların çeşididir.
dostla ye iç, alışveriş yapma sözünün kanıtıdır.
bir elde hiç sayı yememiş oyuncunun kaput yaptığı oyundur. kaput yapan oyuncunun 100* puanı silinir.
eee, iş başka arkadaşlık başka deyiminin işlemez hale geleceği nokta.