bugün

dost kazığı

hiç tanımadığın birinden yenen kazığın yanında hiç kaldığını hissettiren bir kazıktır. zamanın birinde , ismi lazım değil bir arkadaşımızın, yine ismi lazım olmayan kardeşi cep telefonu dükkanı açtı. bizde, hayırlı olsun diyelim diye gittik. ikinciel ama sıfır ayarında bir cep telefonu tavsiye etti bize, ihtiyaçtan aynı zamanda hayırlı olsun manasında satın aldık. bir yıl sonra bana mahkeme celbi geldi, çalıntı cep telefonu kullanmaktan dolayı. kendilerini arayıp söylediğimizde ne ilgilendiler, ne de satanın bıraktığı evrağı yolladılar. neyse, biz sıkıştırdık buldular o nufus cüzdan fotokopisini ve aldık. mahkeme günü hayatımda yaşadığım en zor günlerden biriydi ilk kez böyle bir şey yaşadım ve hiç bir suçum yokken kendimi savunmak zorunda kaldım. hakim bana beraat yazdık dedi.(sanki çok büyük iyilik yapmış havasında)çok utandığımı ve çok üzüldüğümü hatırlıyorum sadece. telefonu satanlar ne aradı ne sordu ne ilgilendiler. ben avukatta tutmuştum. gittim, kendilerine avukat paramı ve sıfır bir telefon istediğimi bana verdikleri telefonun parasını ve avukat parasını düştükten sonra kalanını ödeyeceğimi söyledim. o arada daha büyük bir kazık yediğimi o ikinciel telefonu fahiş fiyata satın aldığımı da öğrendim. varan iki gibi bişi oldu bu. bu kötü tecrübe babanın oğlu olsa ikinciel almamayı öğretti bana. aynı zamanda arkadaşına çok güveniyo olsan bile, kardeşine hiç tanımadan aynı güveni duyamazsınmış. kimseyi kimseye referans sayamazsın demek ki dedim kendi kendime. benim olayımda işin maddi boyutu döndü dolaştı onlara girdi (afedersiniz)hala çıkarmaya çalışıyolar. dükkan falan da kapandı. lakin işin manevi boyutunu tecrübeyle sabitlemiş olan ben fazlasıyla dersimi almış bulunmaktayım.